Toplumumuzun büyük bir kısmı ekonomik krizden nasibini alırken kültürel yozlaşmalar da ayyuka çıktı!... Hayat, sistem, yaşama biçimi, eğitim, kültür, inanç ve irade gibi kavramlar uzun bir zincirin vazgeçilmez parçalarını oluştururlar... Bazen bir günah ya da sevap, zincirin diğer halkalarını da anında tetikleyebilir!... Öyle de oldu!... Yıllardır reyting yozlaşmasını "Arz-talep meselesi" adı altında yutturmaya çalışan birtakım TV kanalları da bu ekonomik darboğazdan nasibini aldı... Ve bazı kanallar hâlâ inatlarından vazgeçmiyor!.. "Bir elinde ayna, bir elinde cımbız, umurunda mı dünya" sözünü hâlâ yaşatmaya devam ediyor; yüzsüzce, fütursuzca... Hangi tür programlardan söz ettiğimi pekâlâ anladınız; magazin adı altında ve pespaye bir biçimde ekrana gelen paparazzi programlarından!... Beyin yıkayan ve insanları birbirine düşüren "Haber Programı" adı altındaki tartışma programlarından... Geçiyorum onları da... Ya şu ardı ardına yayınlanan ve yüzlerce defa tekrarlanan cılkı çıkmış (yerli-yabancı) uzun metrajlı filmlere ne dersiniz?!... Hiç olmazsa onların yerine aklı başında; aydınlatıcı, yönlendirici ve eğitici programlar serpiştirin!... Bu arada gazetelere TV kanalları vasıtasıyla bildirilen basın bültenleri zaman prototipine hiç uymuyor; yani programına zamanında başlamayıp, hep sarkıyor yayınlar programlar.. Bu da bir boşvermişlik örneği seyirciye karşı. Yani bir yayıncılık kaosu ve saygısızlığı!.. O hâlde soruyorum beyler; "Amerika'yı yeniden keşfetmenin", kavrayamadığımız bir anlamı mı var?!...