TV kanallarında yaz uykusunun başlamasıyla birlikte abuk-sabuk yarışma programları da peydahlanmaya başladı... Kış uykusu yetmiyormuşçasına şimdi de yaz uykusu... Evir-çevir ve defalarca tekrarla yerli ve yabancı film ve dizileri... RTÜK yasa tasarısının veto edilmesiyle birlikte TV kanalları gene yaşadı bir-iki dönem daha... İşine geldiği gibi yayıncılık anlayışını, gene kendine göre uyarlama fırsatının zamanıdır; "Tazıya tut, tavşana kaç" misali... Nitelikli filmlerden, dizilerden, yarışma programlarından, objektif habercilik anlayışından, motive edici tartışma programı ve açık oturumlardan, güzelim Türkçemizin sergilenmesinden, sanat-kültür ve eğitim programlarından, gene boşvermişlik fırsatıdır bu zaman... Yani kim ne söylerse söylesin, kendi bildiğini okumaktan bir türlü vazgeçmeyen bir yayıncılık anlayışı?!... Seyirciye gerçek anlamda gına gelmesine rağmen, inatla ekrana gelen niteliksiz yapımlar!.. Yoz bir döngü mü, fâsit bir daire mi, takılmış bir plak mı?... Ne derseniz deyin, sorumsuzların inadı, izleyiciye karşı insafsızca sergilenmeye devam ediyor!!... "Bir ülkede ekonomi kötüye gittiği zaman, herşey kötüye mi gitmeli" diye sormadan edemiyorum... Olumsuz tablolar karşısında "Motivasyon" olgusuna ne oldu? diye bir önemli soru daha geliyor aklıma... Kurtuluş Savaşımız, İstiklâl Marşımız geliyor hemen aklıma "Motivasyon" denildiğinde... Gelgelelim günümüz TV kanallarımızda bu "Motivasyon" olgusunu hiç mi hiç bulamıyorum!!... Bulmak bir yana bu önemli kavramın yok edilişini takip ediyorum, birçok izleyiciyle birlikte... Öte yandan da "Dilini kaybeden bir millet, herşeyini kaybetmiştir" diyen merhum Peyami Safa'nın sözleri de geliyor aklıma!...