Ne onlu, ne onsuz?!...

A -
A +

> Onu, özellikle bebekler ve çocuklar gözünü kırpmadan izliyor... > Çocukların renkli, büyüklerin ise tüketim dünyası... > Çayların tazelenmesi ve ihtiyaç molası... > Kendimizi bir dizi ya da filme iyice kaptırmışken birdenbire ve sık sık karşımıza çıkıp sinir sistemimizi allak bullak etmesi... > Zaman zaman güzelim şiir dili olan Türkçemizi katletmesi... > Onsuz bir TV yayıncılığının gerçekleşmesinin imkânsız oluşu... > Diğer kanallara geçme imkânı tanıması... > Ve firmaların, O olmadan, ayakta kalma şanslarının olmayışı... TV dünyasındaki bütün yayın ve yapımların, çok sık bir biçimde aralarını doldurmak suretiyle; çekimleri günlerce süren ancak süresi saniyelerle ve binlerce dolarla yayınlanan "Reklâmlar"dan söz ettiğimizi tahmin etmişsinizdir. En genel ve en temel anlamıyla reklâm, bir ürünün, bir olgunun ya da bir haberin insan topluluğuna duyurulmasıdır. Böylece "Ekonomik Haberleşme" işlevini de görmüş olur. 1940'lı yıllarda, özellikle 2. dünya savaşından sonra TV yayıncılığının ana gayesinin reklâmları izlettirmek olduğunu ve bütün yapım ve yayınların seyirciye yönelik birer promosyon olgusu taşıdığını biliyor muydunuz?... Reklâmlar, TV kuruluşlarının ve diğer sektörlerin ayakta durmasını sağladığı için günümüzde de bu çıkış noktasını aynı şekilde devam ettiriyor. Yani işin aslı şu; bütün yapımlar, diziler, filmler ve hattâ haberler bahane!.... Esas gaye, TV yayıncılığı aracılığıyla reklâmların çeşitli seyirci kitlelerinin şuuraltına yerleştirilmesi gerçeğidir. Aksi takdirde ne TV kanalları ne de firmalar ticari hayatlarını idame ettirebilir. Televizyonunuzun düğmesine basmadan önce, bu hakikâti gözden kaçırmadan yayınları takip etmemizde fayda var!!...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.