Ulusal TV kanallarındaki uzun metrajlı filmleri izliyoruz... 'Salam' gibi dilimlenerek sürekli reklâm ve tanıtımlarla 'sandviç' yapılıyorlar!... Sonuçta ne filmden, ne de reklâmdan birşey anlıyorsun. Yani, ne tat kalıyor, ne keyif... Filmi izlerken dikkâtin ve yoğunlaşman darmadağın oluyor!... Şu filmleri bir kerecik de kesmesen, izletsen, kıyamet mi kopar?!... Bazen iyi ki, Digiturk, Star Dijital ya da Cine 5 kanalım var diye teselli buluyorsun... En azından "Reklâm arası film" derdinden kurtuluyorsun... Reklâmlar, elbette TV kuruluşlarının en önemli gelir kaynağını oluşturuyor... TV denilince akla hemen dipsiz bir kuyu geliyor sermaye açısından... Çünkü reklâm olmadan bir TV kuruluşu tekneyi nasıl döndürebilir ki?... Ancak hiçbir kanalın da bizlere Reklâm arası film" izletmeye hakkı olmamalı diye düşünüyorum... Bir başka sorun ise, TV kanallarının artık iyiden iyiye zıvanadan çıkmış olması... Evinizdeki ekrandan her türlü yozlaşmaya şahit olmanız, artık her boyutuyla mümkün... Hazır yaz uykusu da devredeyken; "Sen sağ ben selâmet" misâli... Velhasıl hemen herkes, beğenmiyor şu TV ve radyo kanallarının hâlini ve gidişâtını... Artık bilinçli insan kitlesi, belgesel seyrediyor bu keşmekeş içinde; huzur arıyor, görüntü ve ses kirliliğinden uzak durmak istiyor haklı olarak... Hayvanlar ve bitkiler âleminin şaşmaz ve muhteşem düzeniyle ilgileniyor artık seyirci... Çevre, toplum ve iletişim kavramlarında insanoğlu; özellikle bizler tatmin edilme arayışının doruklarında yüzüyor ve açlığımızı şu veya bu şekilde haykırıyor, ya da bastırıyoruz... Durumumuz bu!... Bu vahim durum, özellikle kitle iletişim araçları içerisinde "Atom bombası"ndan çok daha etkin bir güce sahip olan TV kanallarında değil de nerede?!...