Nitelikli TV günleri?!..

Dünyamızda TV izleme oranlarıyla ilgili olarak son zamanlarda yapılan ciddi araştırmaların sonuçlarını paylaşmak istiyorum bu hafta da sizlerle.. Amerika Birleşik Devletleri'nden sonra en fazla TV izleyen ikinci ülkenin Türkiye olduğunu biliyor muydunuz?.. Ülkemiz insanı günde ortalama 3 saat 36 dakikasını TV karşısında harcıyor. Türkiye'de yaşayan 15 milyon yurttaşımızın günlük TV seyretme süresi 5 saat. Bu gerçek sonucun lehimize mi, aleyhimize mi olduğu konusundaki yorumu siz değerli okuyucularımızın şaşmaz sağduyusuna bırakıyorum. Benim durumum daha da vahim. Mecbûren seyrediyor, malzeme toplamaya çalışıyor ve siz sağduyulu seyircilerimizin duygu ve düşüncelerine tercüman olmaya çalışıyorum. Sıklıkla 5 saatten çok daha fazla o sihirli kutuyla baş başa kalıp, o kahrolası, statik enerjiyi ve çoğunlukla gözümüze, beynimize ve ruhumuza sokulmaya çalışılan o son derece niteliksiz yayın ve yapımlarla baş başa kalmak ve esiri olmak zorundayım, çünkü işim bu. Keşke nitelikli yayınlar ülkemizde daha fazla olsaydı da saçımı başımı yolmayıp vaktimi; daha fazla bilgilenmek, eğlenmek ve haber almak uğruna TV karşısında harcasaydım. Beynimin ve ruhumun işgâl edilmesi karşısında belki o zaman ailece daha güzel şeyler, daha olumlu eleştiriler ve görüşler sunabilirdim TV üzerine, siz değerli okurlarımız için... Ama malzeme, hepinizin malûm olduğu üzere ortada!.. Herşeye rağmen bıkmaz, usanmaz bir büyük ümitle bekliyorum; "Bir gün şu 'Kanal ve Frekans Tahsisi Kanunu' çıkacak ve 'Türkçe Katliamı'ndan, 'Sertifikalı Sunucular'dan tutun da, 'İletişim Depremleri'ne kadar çarpık olan her şey, elbet çocuklarımızın aşkına sona erecek" diye... Evet, büyük bir sabırla o günleri bekliyorum. Her ne kadar "Daha çok beklersin" diyenler varsa da!!...