"Onuncu Karbon Kâğıdından Kopyalar" varken?!.

Bugüne kadar üniversite dahil çeşitli kurum ve kuruluşlarda verdiğim "İletişim, Fonetik-Diksiyon, Güzel Konuşma, Beden Dili, Davranış Sanatları, Hitabet ve Sunuş Teknikleri" seminerlerinde sıkça karşılaştığım soruların arasında "Şu anda siz, gerek radyo gerekse TV kanallarında hangi spiker ve sunucuları beğeniyorsunuz ?..." gibi soruların da muhâtabı oluyorum ister istemez; TRT kökenli bir haber ve program spikeri olarak. Bana, eski meslektaşlarıma ve benim gibi düşünenlere göre bu sorunun cevabı aslında çok kolay!.. Çok kolay da, yeni nesil için îzâhı biraz zor. Eski ve benim için çok değerli meslektaşlarım da dâhil olmak üzere aramızda olmayan büyüklerimizin; örneğin hocaların hocası olarak nitelendirdiğim rahmetli hocam Tarık Gürcan'ın görüşleriyle de harmanlayarak bu soruyu bir tek cümlede cevaplamak mümkün: "TRT dışındaki kanallarda, özel TV kanallarındaki onuncu karbon kâğıdından kopyaları da saymazsak gerçek anlamda spikerlik ve sunuculuk yapanlar çok azınlıkta maalesef..." Evet, ortak cevap böyle. Bu durumda liste vermeye gerek var mı? Yok. Çünkü bilinçli seyirci zaten azınlık ve çoğunluktakileri sağduyusuyla ayırmış. Hâl böyle olunca, bana bu soruları soranlar doğru cevapları bildikleri ve çoğunluğundan rahatsız oldukları hâlde cevâbını ve teyidini bir de benim ağzımdan duymak istiyorlar. Şu acı gerçeğe bir bak, bir de kendini gerçekten sunucu ve spiker zanneden "Onuncu Karbon Kâğıdından Kopyalar"a... Nitelikli yayıncılığın, programcılığın, haberciliğin ve spikerliğin ne olup ne olmadığını uzun uzun açıklamak gereksiz. Daha önceki yazılarımda bu ve benzeri konulara defâlarca ve detaylarıyla değinmiştim. Amerika'yı tekrar keşfetmeye gerek olmadığına göre, "Biraz daha dikkâtli gözlem ve kıyaslama sonucu, -kopyalar hariç- daimâ iyi ve başarılı olanları fark edebilmek yeterlidir" diye düşünüyorum.