"Sağduyu direği"

A -
A +

Bir yanda yarışmacılar, bir yanda jüri üyeleri, bir yanda sunucular, bir yanda stüdyo ve ekran önündeki seyirciler ve diğer yanda ise son kararı verecek olan halk jürisi... Hepinizin tahmin edebileceği gibi, özellikle son haftaların adeta "fenomen"i (olayı) haline gelen "Popstar" adlı yarışma programından söz ediyorum. Kanal D'de haftalardır devam eden ve finaline daha iki buçuk ay kala reyting toplayan bu canlı program, bir çok yönüyle dikkâti çekmeyi başardı. Program hakkında çok şey yazıp söylemek, her karesini inceleyerek eleştirmek ve bu yapımı bir yazı dizisi haline getirmek pekâlâ mümkün. Mümkün ama, bu yaklaşım "Fenomen" olmaya aday bir özgün yapımı doğal yörüngesinden çıkartır endişesini de taşıyorum. Hele işin içine artık halk jürisi de girmişse akan sular durur. (Her ne kadar orada halkın nabzını tutmaya ve yönlendirmeye çalışan bir jüri heyeti varsa da...) Yarışmada "Hatice değil, netice önemli" anlayışı korunmaya çalışılsa da, artık ok yaydan çıkmıştır. Bundan böyle, büyük bir kesimin takip ettiği bu programda sahneye çıkan "Popstar" adaylarının yanı sıra jüri üyeleri, yapım sorumluları ve sunucular da bu sahnenin bir parçası ve sınav sorumlusu hâline dönüşmüştür. Ülkemizde "Reklamın iyisi kötüsü olmaz" anlayışı her ne kadar zaman zaman muteber olsa da sonuçlar eminim, özellikle seyircinin "Sağduyu Direğine" çarpıp geri dönecektir. Şimdilik heyecan ve keyifle devam eden bu program, temenni ederiz ki herhangi bir duygu sömürüsüne yenik düşmeden ve adil bir biçimde sonuçlanır. Sağduyunuz bol olsun!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.