"Saygı, görgü ve kültür" neredesiniz?!...

A -
A +

Bir mübarek ramazan daha geldi geçiyor. Bir hafta sonra bayram. Ramazan ayı, özel günler ve bayramlar için ne yazarsak yazalım, TV kanallarının tutumu hep aynı; normal zamanlardaki yayın ve program akışıyla içerikleri neyse o... Yani paranın nasıl ki dini, îmânı yoksa, reyting'in de ramazanı ve bayramı yok!... Bizler hep yazdık, söyledik, "Kalemimde mürekkep, ağzımda tüy bitti" misâli; "İftara ve sahura uygun, şöyle dişe tırnağa dokunur, adam gibi özgün bir diziyi ve yapımı -hiç olmazsa her kanalda bir tane olmak üzere- ne zaman seyredebileceğiz?!..." diye. Evet, ramazan ve bayramların özünü yansıtacak, yaşatacak ve bu konuda seyirciyi; özellikle çocuk ve gençlerimizi bilinçlendirici program ve dizileri ne zaman görebileceğiz?!... Televizyon yayınları eğitim kanalları değildir elbet. Ama her hangi bir yapım, özünde ya da içeriğinde, bir nebze olsun görgüyü, saygıyı ve kültürü işleyemiyorsa, bana göre o yapım, yıkımdır!... Bin dört yüz yıl önce söylenmiş "Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi, başkalarına da yapma" hadîs-i şerîfinin rûhunda, kişisel gelişimin, sağlıklı iletişimin, adâletin, görgünün, saygının ve kültürün ana şifresi yatmıyor mu?... İnsanın, insanca ve gönülden iletişim kurabilmesi ve her türlü beşerî münasebetlerini tanzim edebilmesi, saygının, görgünün ve kültürün yaşamasına ve yaşatılmasına bağlı değil de nedir?!... Bizde, üstü başı pislik içinde ve karşında yayılarak oturan bir genç, elindeki cep telefonuyla oynayıp hava atıyorsa, Japonya'da bir genç yılda 25 kitap okuyup bizde yılda 6 kişiye bir kitap düşüyorsa, güleriz ağlanacak hâlimize... Ramazanın bitmesine daha bir hafta var ve önümüz bayram. Yani bazı mesajların verilebilmesi için hâlâ geç kalmış sayılmazsınız TV kurmayları!...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.