Şiddet, nereye ve kime koşuyor?!..

A -
A +

21. yüzyılın, olumlu ya da olumsuz olarak küreselleşmiş ve de bir büyük köy hâline dönüşmüş dünyamızda, yakın geleceğimizin teminatı olan biricik yavrucaklarımız ve gençlerimiz maalesef şiddetle iç içe büyüyor!... Birey, çağımızın süratle büyüyen ve gelişen teknolojisi karşısında şaşkın ve bir o kadar da çaresiz!... Çünkü insanoğlunun vazgeçmeyen hırs ve şiddet arzûsu ne medeniyet, ne ahlâk ne de kültür tanıyor. Dolayısıyla çocuklarımız da şiddetten nasîbini -modelleme yöntemiyle- fazlasıyla almış oluyor. Tertemiz bir dimağa sahip olan çocuklarımız artık şiddeti normal bir şey gibi algılamaya başladı. Üç ana faktör, çocuk ve gençlerimizi darmadağın ediyor: 1. Anne-babalar arasında yaşanan şiddet. 2. TV kanallarındaki filmlerle bilgisayar ve benzeri oyunlardaki şiddet. 3. Bazı öğretmenlerin şiddet uygulamaları. Bu üç ana faktör, çok ciddi bir negatif modelleme oluşturmuş yeni nesiller üzerinde. Örneğin, eski çizgi filmlerde en fazla bir kişi ölürken -ki o da adâlet gereğiydi- şimdiki dizi-film ve oyunlarda yüzlerce kişi öldürülüyor. Başka bir örnek de, yazılı ve sözlü basının şiddet ögesi haberlere çok fazla ağırlık vermiş olması. İlk kontrol anne ve babadan çıkınca, sonradan ipin ucu iyice kaçmış oluyor. Maalesef şu anda sergilenen tablo bu. Şiddet, sadece çocuklar için değil; kendini kontrol edemeyen her insan için geçerli olduğuna ve görünen köy kılavuz istemediğine göre durum vahim!... Amerika 'da sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde özellikle bilgisayar ve benzeri oyunlarla ilgili olarak son günlerde müthiş tepkiler ve kampanyalar başlatıldı. Öz değerlerimizi tamamiyle kaybetmeden, biz de bu en önemli toplumsal konuda bir an önce uyansak ve silkinsek mi bir an önce?...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.