Söz uçar, yazı kalır

TV izleyicilerinin çoğuna soruyorsun,"En çok neyi,hangi programı ve niçin seyrediyorsun?" diye... Bir çoğundan gelen cevap şu: "Özellikle günün yorgunluğundan sonra kafamı dağıtacak türden yapımlara kendimi veriyorum. Örneğin bu, bir dizi, magazin, film, müzik, yarışma ya da bir eğlence programı olabilir. Genellikle tartışma programlarını tercih etmiyorum ve seyretmiyorum, çünkü bu türde programlar çoğu kez beni ve ailemi ister istemez içeriğindeki boşluktan ve tekrarlardan dolayı geriyor ve gereksiz tartışma ortamları oluşturup aile içi iletişim kazalarına sebebiyet veriyor!..." Ne kadar da haklılar...Uzun yıllardan beridir, özellikle yurdumuzda TV yayınları vâr olduğundan bu yana takip ediyorum; hangi türden bir yapım yayınlanırsa yayınlansın miâdını doldurur doldurmaz -elden etekten çekilir çekilmez- bir bakıyorsun hafif makyajla benzer bir formatta yeniden yayına giriyor!.... Yani "Reyting ve Rant" farklılık tanımıyor. Özellikle tartışma programlarında; temcit pilavı gibi hep aynı konular, hep aynı gündemler genellikle TV kanallarına -şu veya bu şekilde- yansıyor. Âdeta tartışılacak konu, gündem, tarih, din, dil, sosyoloji, psikoloji, bilim, vs. alanlarının, nasıl bir biçimde ekrana yansıtılması gerektiğinin bir kısır döngüsünü yaşıyor TV kanallarımız?!... TV kanallarımızda,günümüz dünyasında yer alan çoğu yapım ve yayınların "Yurdumuz İnsanı"na tam anlamıyla hitap ettiği kanaâtini asla taşımıyorum; çoğunluktaki seyircilerimiz gibi...Aksine, yorgun beyin ve ruhların, âdetâ torna ve tesviyeden çıkmış gibi yapımların çokluğundan dolayı, çok daha fazla tükendiğini gözlemliyorum. rdrbrdrsrdrw20rsp20 Hangi yapımı ve yayını örnek vermem gerekiyorsa; en iyi örnek, kanaâtimce varlığıyla yokluğu belli olmayan birkaç programdır vesselâm!... Onu da zaten her TV yayıncılığında olduğu gibi 19.00-23.00 saatleri olarak nitelediğimiz "Prime Time"ın dışında, bir şekilde lûtuf kabilinden(!) yayınlamıyorlar mı?!....