Geçen hafta Türk Dil Kurumu tarafından düzenlenen 75. Dil Bayramı'nı kutladık. Açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkçe'nin muhteşem bir dil olduğunu belirterek, "Yok olmuyor, aksine en güçlü dönemini yaşıyor. Onun gücüne inanalım" dedi. Bazı kesimlerin şiir dili Türkçe'mize -aşırı hassasiyetlerinden olsa gerek- "Türkçe katlediliyor, Türkçe elden gidiyor" sözlerine şahsen pek katılamayacağım. Çünkü Sn. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettikleri gibi Türkçe, yok olamayacak bir güce sahiptir. Kanaâtimce bu muhteşem dili sadece, icra edemeyenler, güzel konuşamayanlar ya da kendini ifade edemeyenler vardır. Yani muhteşem Türkçe katledilemez, kimse korkmasın, çünkü sözler daima sahiplerine aittir. Radyo ve televizyon kanallarından, dinliyor ve takip ediyoruz; belli bir kültür seviyesine ulaşmış bazı iş adamları, öğretim görevlileri, gazeteciler ve iş dünyasının önde gelen yöneticileri dahi düşünce ve duygularını düzgün, net ve güzel bir biçimde ifade edemiyor. Bazı diziler öylesine baştan sağma çekiliyor ki, dizideki oyuncular senaryo gereği 200 kelimenin dışına çıkamıyor. Hâl böyle olunca gençlerden ne bekleyebiliriz ki?!.. Çevremdeki yakınlarıma, bazı dostlarıma ve öğrencilerime birkaç kelimenin Türkçe karşılığını sordum, ağız alışkanlıklarından ve çevrelerinden etkilenmeleri sonucu bir kısmının karşılıklarını söyleyemediler. Bu kelimelerin birkaç tanesini yazmak istiyorum: Ambians: Hava, ortam-Versiyon: Sürüm, uyarlama-Adisyon: Hesap fişi-Doküman: Belge-Dizayn: Tasarım-Entegre olmak: Bütünleşmek-Mantalite: Anlayış, zihniyet-Departman: Bölüm-Revize etmek: Yenilemek-İzolasyon: Yalıtım-Data: Veri-Koordinasyon: Eşgüdüm-Laptop: Dizüstü Bilgisayar, gibi kelimelerin güzelim Türkçe karşılıkları varken bu kelimeleri gerek radyo gerekse TV kanallarında İngilizce ve Fransızca söylemek çok mu daha kültürlü olduğumuzu gösteriyor sizce?!..