"TV Alışveriş Merkezi ve Tüketim Çılgınlığı"

A -
A +

Çevreme şöyle bir baktığımda televizyon yayınlarından rahatsızlık duymadığını söyleyen tek bir kişiye rastlamadım. Ancak hiç televizyon seyretmeyen bir kişiyi de -istisnalar hariç- pek göremedim. Yani şunu demeye çalışıyorum; televizyon yayınları konu edildiği zaman havanda su dövercesine programları yerden yere vuruyorken bir yandan da elimiz kumanda aletinde, gözümüz ise televizyon ekranında. Bunun mutlaka bir orta yolu olmalı diye düşünüyorum hep. Dilde ve sözde rahatsızız ancak eleştirdiğimiz o programları, yayınları ya da dizileri de pekâla seyredebiliyoruz. Bu ne lâhana, ne perhiz demek geliyor içimden hâliyle. Herhâlde sigara, çay ya da kahve gibi bir bağımlılık oluşturuverdi bu nesne bizlerde. Artık onu düzensiz bir şekilde izliyor ve özellikle 'zaping' yapmaktan kendimizi alıkoyamıyor hâle geldik. Herhangi bir şeyi hepten eleştiriyor, o şey size gerçekten rahatsızlık veriyor ve de onun size olan zararlarını gerçekten algılayabiliyorsak, ondan kurtulmanın yegâne çaresi o rahatsız edenin ve zarar verenin şerrinden uzak durmaktır. Tüketim çılgınlığının özellikle büyük kentlerde görüldüğü ülkemizde, nasıl ki bilinçli birer tüketici olmamız gerekiyorsa, televizyonu tüketirken de son derece dikkâtli ve seçici olmamız gerekmiyor mu?...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.