TV, eğitim ve kişisel gelişim

Geleceğimizin teminatı olan çocuk ve gençlerimizin, özellikle en önemli ihtiyacı "Kişisel Gelişim". Eğitim sistemi ve programı, Milli Eğitim Bakanlığınca ilkokuldan itibaren köklü ve etraflı bir biçimde ele alınıyor, içinde bulunduğumuz dönemde. Ümit ederiz ki, yeni müfredatın içinde, çocuk ve gençlerimizin "Kişisel Gelişim"iyle ilgili kısmı ön saflarda yer alır. Okula gitmeye başlayan bir çocuk, ilkokulda temel bilgileri; okuma-yazmayı, tarihi, coğrafyayı, din ve kültürü, matematiği, resmi, müziği, şu veya bu şekilde düz mantığı ve tertemiz dimağıyla öğrenmeye başlıyor. Bu bilgiler gerek örneklerle, gerekse soyut kavramlarla öğretiliyor haliyle. Ancak çocuk eve geldiğinde televizyon da seyrediyor. Ve zaman zaman okulda öğrendikleriyle, televizyonda gördükleri ve duydukları karşısında çelişkiye düşerek bocalıyor. Hatta baskın çıkan, televizyondan duydukları, gördükleri ve öğrendikleri oluyor. Böylelikle kitle iletişim araçları içinde en etkin güce sahip olan televizyon, eğitim sisteminin, okulun ve öğretmenin maalesef önüne de geçmiş oluyor. Bir müfredat ele alınırken, bir eğitim sistemi güncellenir ya da değiştirilirken -başka organların aktif duruma geçmemesi için- özellikle kitle iletişim araçlarıyla koordineli, çok ciddi ve son derece nitelikli bir ön hazırlık ve çalışma gerekir. Bu koordinasyon sağlanmadığı takdirde, çocuk ve gençler "Kişisel Gelişim"ini TV kanallarına, bilgisayar ve "Play Station" oyunlarına teslim etmiş olacaktır. Çocuk ve gençlerimizin, sağlam temeller üzerine kurulması gereken "Kişisel Gelişim" meselesini, son derece duyarlı bir biçimde masaya yatırılması gereken, öncelikli bir konu olarak yetkililere ve sorumlulara sunuyorum.