30 Ağustos Zafer Bayramı'nı iki gün önce törenlerle kutladık. Aradan tam 79 yıl geçti. Bu vatan uğruna nice şehitler verdiğimiz; düşman işgâlinden kurtuluşumuzun ve "İstiklâl Savaşı"mızın gerçekleştiği; 79 yıl öncesinin Zafer Bayramı!... Yıl 2001. Hangi tecrübeleri edindik, ne dersler aldık acaba bu zamana kadar?!... Geriye mi gittik, ileriye mi?!... İleriden geriye mi, geriden ileriye mi?!... Hatice'nin değil, neticenin ne kadar önemli olduğunu hepimiz çok iyi biliriz. Biliriz bilmesine de "Görünen köyün kılavuz istemediği" işimize gelmez çoğu kez!.. Ancak, TV ve radyo kanalları aracılığıyla her hâlimizi görme imkânına sahibiz... Bize, doğru ya da yanlış unsur, olay ve haberleri, şu veya bu şekilde ulaştıran yegâne araç Radyo ve TV. Onlar sayesinde ülkemizde ve dünyada olup bitenden haberdar oluyor ve kendimize yön verebiliyoruz. Gerçekten kitle iletişim araçları sayesinde kendimize bir yön verebiliyor muyuz?!... Yoksa kendimizi mi kandırıyoruz?!... Orası tartışılır?!.. İnsan sarrafı olmuş, birçok acı tecrübelerden geçmiş, yaşını başını almış, son derece dürüst ve temiz insanlara soruyorum; özellikle "Televizyonda hangi kanalları izliyorsunuz?" diye... Cevap: "Daha fazla asabım bozulmasın diye, sadece haber özetlerine bakıp hemen belgesel kanallarına ve yayınlarına geçiyorum, huzur ve sükûnet bulayım diye..." Kültürden, ahlaktan, görgüden, vatan ve millet sevgisinden fazlasıyla nasibini almış olan bu nesli tükenmiş insanlar, haklı olarak özellikle TV kanallarından daha fazla emek, kalite, huzur ve mutluluk bekliyor... Gelgelelim "reyting" ve "rant" anlayışı hangi birine müsaade ediyor?!... Bakalım önümüzdeki 30 Ağustos'u da kutlarken aynı hâlet-i rûhiyede olacak mıyız?!...