İki gün önce Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, "TRT, özelleştirilmesi gereken kurumların başında gelmektedir" şeklinde bir açıklamada bulundu. Yıllar öncesinde özerkleşmesi gereken TRT gibi kurumların, kendi yağıyla kavrulmasını sağlayamayan, üretemeyen, kendini yenileyemeyen ve güncelleşemeyen bir duruma düştüğünün kanaâtini ben de taşıyorum. İngiltere'nin BBC radyo ve televizyonu uzun yıllardır özerk bir hüviyet içerisinde varlığını sürdürüyor. Üstelik uluslararası yayıncılığının yanı sıra bütün dünyaya İngilizce öğreten bir misyonu da beraberinde taşıyor. BBC'nin kendini güncelleyip güncellemediği elbet tartışılır ama bu kadar geniş bir kadro ve teknik donanıma sahip TRT gibi bir kurumun çok öncesinde özerk bırakılması gerekmez miydi?!... TRT özerk bırakılmış olsaydı, en azından bugün, toplumumuza şiir dili olan İstanbul Türkçesi'nin icrâsı ve eğitimi alanında büyük katkısı ve yararı olmaz mıydı BBC'nin yaptığı gibi?!... Gene en azından siyah-beyaz dönemden gönüllerde iz bırakmış dramaları, film ve dizileri CD ya da DVD'lerle izleme imkânına sahip olamaz mıydık?!... Geç değil, tam zamanı; geçmişe özlem duygusunu yaşamak için bir yasal prosedürle gerek siyah-beyaz gerek renkli yayına geçiş tarihinden itibaren yayınlanan filmleri evlerimize taşımak mümkün. Çünkü TRT'nin devâsâ bir arşivi var!... Devir de, ömür de hızla akıp geçiyor. O muhteşem filmlerin, dizilerin ve dramaların turşusunun kurulacak yanı olmadığına göre, bir şekilde TRT gibi dev bir kurumun bir an önce güncellenmesinde büyük yarar var. "Küçük Ağa"ları, "Zengin ve Yoksul"ları, ekrana gelip iz bırakmış yerli drama yapımlarıyla nice klasikleri neden bir kez daha izlemekten mahrum kalalım ki?!...