Uyusun da büyüsün ninni...

Çok zor iştir, seyircinin gönlünü kazanabilmek... Çok zor iştir, ruhuna hitap edebilmek... Çok zordur, beyninde ve yüreğinde olumlu izler bırakabilmek... Hele yaz uykusundayken tekrar yapımlarıyla TV kanallarının, çok zordur bilinçli, sağduyulu ve kadirşinas seyirciyi ayakta tutabilmesi!.. Böyle görüyor, böyle takip ediyor, böyle düşünüyorum; ülkemizde genelde hâlâ rüştünü ispat edememiş TV kanallarımız için!.. İsteyen benim için pesimist (kötümser ) desin; iyi şeyler yazmıyor desin TV kanallarımız için... Fark eden bir şey mi var; kılavuz istemeyen görünen köyde... Âşikârdır, çocuğu, genci, annesi, babası, ninesi, dedesi, dostu ve ailesini nicedir feryat ettirerek tarumar ettiği!.. Reklâmlar mı desem, dizi mi, film mi, haber mi?!.. Yarışma mı, magazin mi, eğlence mi?!... Körler sağırlar birbirini ağırlar, devran dönerken... Yeni dönem dedikleri menfaâtler konuşulurken... Aldanan ruhlar da, daha bir yiter, gider... Bir varmış bir yokmuş safdilliliğiyle başlayan masallar, gün olur kayıp ruhları hedef alır da, umûru duymaz mı bilinçli seyircinin?!.. Shakespeare'in (Şekspir) Hamlet'inde söylediği mühim sözler var; "Gerçeği büyültmek ya da küçültmekle bilgisizleri güldürebilirsiniz, ama bu, bilenleri üzer; oysa bir tek bilgili dost, bilgisiz bütün bir kalabalıktan daha önemli olmalı sizin için!!.." diye... Bu sözler karşısında herhalde "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az" demekten gayrı ne kaldı?!...