Yaz mevsimiyle birlikte televizyon kanalları da bir biçimde tatile girmiş bulunuyor. Artık yeni programlarla ilgili proje ve tekliflerin uygulama alanı eylül dönemine kaldı. Haziran-Temmuz-Ağustos ayları eski programların, dizilerin ve filmlerin bol bol tekrarlanacağı bir dönem. Uzun metrajlı yerli ve yabancı filmler zaten cılkı çıkmış bir biçimde yayınlanıp duruyor. Amerika'dan sonra, en fazla TV karşısında vakit öldüren bizler için aslında tam bir dinlenme ve ailece muhabbet etme fırsatı. Böylece en kıymetli organlarımız olan gözlerimizle birlikte beynimizi de tatile çıkartmış olacağız. Bu arada TV kanalları şu 'Star' yarışmalarından biraz uzak durup, dört bir yanı dünya cenneti olan ülkemizin tanıtımına artık bir yönelse derim.Yaz yayın döneminin ölü geçmesini istemeyen TV kurmayları birer ekip kurup güzelim yurdumuzun dört bir yanına ve halkına dağılsa, aklı başında röportajlar yapıp, o cıvıl cıvıl harikulade yörelerimizi tanıtsa çok şey kazanılır ve kazandırılır... Huzur denilen kavram cadde ve sokaklarda ya da marketlerle mağazalarda satılmıyor. Huzur oluşturulur, yaşatılır ve gösterilir. Televizyon denilen sihirli kutu da görselliği, mutluluk ve huzuru en güzel bir biçimde aksettiren çok önemli bir araç olduğuna göre, haydi iş başına,uyumak yok!...