Bireyin, ailenin, toplumun ve milletin içi-dışı "Ekonomi" oldu... Ekonomiden de öte, "kriz"le yatıyor, "kriz"le kalkıyoruz... Ekonomi ve kriz, ne ramazan tanıyor ne de muhabbet!... O misafirlikte kriz, şu iftarda kriz, filan toplantıda kriz!.. Radyo ve TV aracılığıyla dinlediklerimiz, seyrettiklerimiz ve takip ettiklerimiz de cabası... Hangi kanalın hangi açıkoturum, haber ve haber programını izlerseniz gündem "Ekonomik kriz"le ilgili... Nasıl olmasın ki?!.. Gelgelelim paparazzi ve yarışma programlarının ise, son derece acı gerçeklerle yaşanılan krizle ilgili, uzaktan ve yakından ilgisi hiç mi hiç yok!.... "Vur patlasın çal oynasın", ne ramazan tanıyor, ne de "Ekonomik kriz!..." Yayıncılık, rant ve reyting adına soytarılık diz boyu... Türk seyircisi, dalga geçildiğinin hâlâ farkında değil!... Açıkçası -güya- demokratik bir ülkede yaşamamıza rağmen, kimlerin neleri, ne kadar götürdüğünün ve bizleri hortumladığının da farkında değiliz hâlâ... Yıllar hızla geçiyor ve elbette ki gene medya aracılığıyla bütün olup biteni öğrenebiliyoruz, ama gıdımla, milim milim ve küçük çaplarda sadece... Ne hâle geldiğimizin ve getirildiğimizin gerçeğini -bir sır perdesi misâli- çok uzun yıllar sonra mı öğrenebilecek; özellikle bizden sonraki nesiller?!... Bu kadar yıl geçtikten sonra günümüz mâkûs talihini yaşatanlar", hangi yüzle geleceğin anılar sayfasına geçecek?!... "İz Bırakanlar"ın şanlı yapraklarını kimler, nasıl aydınlığa çıkaracak?!... Akla hayâle gelmeyen pek çetin ceviz bir sınavın içindeyiz vesselâm!!...