Ön yargılı olmak ve hemen eleştirmek istemiyorum ama, Ramazan-ı şerif'in yarısına ulaştık sayılır. TV kanallarında henüz "Ramazan ayına uygun doğru dürüst bir program görmedim" demeye de dilim varmıyor... "İftara Doğru" programları başlarken, bayram ya da yılbaşını aratmayan bazı programların aynen devam ettiğini vurgulamamız da gerek!... Duyarsız, umursamaz bir yayıncılık anlayışı sergileyen kanal ve yapımlar, şu mübarek günlerde her haliyle belli ediyor kendini... Klasik mânâda, 30 yıl önceki ramazan programlarıyla günümüz yapımlarını kıyaslamak da değil amaç!... Ancak günümüze, çağımıza uygun bir iftar ve sahur anlayışının tatminkâr bir biçimde seyirciye ulaşıp ulaşmadığını, hep birlikte tesbit etmemizde de büyük yarar var!... En azından ramazanın mânâsına uygun hiç mi özgün bir dizi hazırlanmadı?!... En az 20 yıllık filmler, gene arşivlerden çıkarılıp ekrana geliyor... Meddah, Ortaoyunu, Karagöz ve Hacivat üzerine hiç özgün bir yapım yer almayacak mı TV kanallarında?!... Ya sohbetler?... Röportajlar?... Fakir-fukaranın, kimsesizlerin ve onur sahibi olup da izini belli etmeden iftarını açan vatandaşlarımızın hâli?!... Hepsi, ayan-beyan olacak bu mübarek ay münasebetiyle... Şurası muhakkaktır ki, seyircinin kadirşinas seçiciliği ve sabrı, yapımların ve yayınların dâimâ fevkindedir!!... Bu ay herkes için bir fırsat vesilesi... Bu vesileyi ucundan-kıyısından yakalayan TV kanallarına ne mutlu!... Ne mutlu, seyirciye -o güçlü propaganda aracılığıyla- doğru, güzel, çağa ve günümüze uygun mesajı verenlere!!...