Aburcu Burcu!

A -
A +

KOÇ: Yeteneklidir. İp atlarken gazoz içebilir. Hobileri arasında kremalı bisküviyi ayırıp kremasını yalamak, ambalaj naylonu pıtlatmak başlıcalarıdır. Uğurlu günü, Çorum'un düşman işgalinden kurtuluş günü; uğurlu parmağı, serçe parmağıdır. "Koç gibi maşallah" dedirten burcun ünlülerinden bazıları; Şirine, Yüzbaşı Volkan ve Malkoçoğlu'dur. İKİZLER: Çift karakterlidir. Bir bilgeyi çıldırtacak kadar sakin, kendini saçından tutup kaldırabilecek kadar sinirli olabilir. Uğurlu notası fa, anlaşamadığı burçlar; anne tarafından Japon olan Yengeçlerdir. Sevgili İkizler, Mars'ın dünyaya yaklaşması ve dünyanın bu durumdan huylanması, bu yıl sizi olumsuz etkileyecek. Şemsi paşa pasajında sesiniz büzüşebilir. BOĞA: "Nefis olmuş" demek için hem sesli olarak "nefisss" demek, hem de ellerini yumurta şeklinde sallamak en karakteristik özelliğidir. Hobileri arasında; huylanan garibanların sağını solunu dürtüp, "yapma looğg" tepkisini beklemek, kendi kendine mesaj atıp, gelen mesaja sevinmek bulunur. Uğurlu deseni puantiye, uğurlu eşyası dübeldir. ASLAN: Aslandır, kaplandır, albenilidir, ancak az biraz narsisttir. Uyumadan önce "iyi geceler sayın kendim" der. O derece yani!.. 2008'de istenmeyen tüylerden kurtulacak, bir ilkbahar sabahı uyanmış gibi ferah olacaksınız. BAŞAK: Titiz, temiz, sistemli insanlardır. Tuvalet kâğıdını işaretli yerinden koparanlar genellikle Başak'tır. Venüs ters açı ve iç açılar toplamı 180 yaptığından, bu yıl kotları ve botları otuzla yıkayın, tersine çevirip koyun makineye, yıkar yıkamaz çıkarın, yere yatırıp suni teneffüs yapın, öyle kurutmaya bırakın. TERAZİ: "Is ıs ıs ıs" diye güler, sakin ve şendir. "Kimin arabasına binse onun türküsünü çığıran" tipler değildir. Ya sever, ya sevmez. Bitti! Uçlarda yaşar; ya kabızdır, ya cırcır!.. Sevgili Terazi, 2008'in ilk yarısında aradığınız aşkı bulabilirsiniz. İkinci yarıya ise dikkat, fotoğraflarda gözleriniz kırmızı çıkabilir. AKREP: Sevgili Akrep, bu kadar şüpheci olmanız çevrenizi zor durumda bırakıyor. Gazeteyi ilk önce bayiye okutmak, kısmen makul bir vehim sayılabilir, amma... "Ya kapıcı bugün ekmek getirmese? Bakkala yollarlar beni!" diye korkmak, kiraz yerken kurt paranoyası yapmak? Oeeh, yaz kızım; hasta bu! YAY: Hobileri; kanaviçe işlemek, çöp kamyonu arkasına asılmaktır. Uğurlu bitkisi şalgam, uğurlu çorapları pamuklulardır. Sevgili Yay, geleceğe umutla bakmak güzel, ama bu yıl biraz daha gerçekçi olun. Tarlaya don lastiği ekip, eşofman çıkmasını bekleme çabanız gereksiz!.. OĞLAK: "Ha?, Ne?" gibi fazla yer tutmayan soru kelimeleriyle konuşur. Hobileri; şuursuzca dans etmek, galeta susamı kemirmek, duvardaki sivri ölüsünü tırnaklamak, ünlüleri ise Cilalı İbo ve Hürriyet Anıtıdır. Bu sene kafanıza göre takılın. KOVA: "Babaaa bak, bozuk radyomuzdan, kullanım tarihi geçmiş rujdan ve ölen kedimiz Pofuduk'tan canavar robot yaptım" diyen çocukların büyümüş halidir. Sevgili Kova, senin kafa çok çalışıyor, dikkat et yanmasın. Geçen seneden ve kendimden biliyorum... BALIK: Unutkan ama temkinli ve tedbirlidir. Karşıdan karşıya geçerken önce sağa, sonra sola, sonra tekrar sağa, en sonunda da garanti olsun diye yukarıya bakar. Balıklar, bu yıl çok şanslı olacak, Gayri safi milli hafızaları artacak. Bayram etseniz yeridir. Ninem diyor ki: Akılsız baş, neylesin tıraş Profesör Mualla: Cibilliyetsize ilim öğretmek, eşkıyanın eline kılıç vermektir Halime Gürbüz -------------------------------------- Doğru maskara kullanın Dünyanın parasını verip aldığınız maskaralardan istediğiniz sonucu elde edemiyorsanız, belki de size uygun olmayan ürünü kullanıyorsunuzdur... Kirpikleriniz nasıl? Uzun, kıvrık, ince ya da kalın? Kıvrık kirpikliyseniz ayrı, uzun kirpikliyseniz ayrı maskara kullanmalısınız. Bu soruya cevabınıza göre kirpiklerinizin pozitif yanlarını görüp hangi tip maskarayı kullanacağınızı bulabilirsiniz. Kısa kirpikler uzun gösteren maskaralarla daha uzun gözükürken, ince kirpikler de dolgunlaştırıcı maskaralar ile hacim kazanabilir. Uzun kirpikler için ise kıvıran maskaralar uygundur. Siyahtan, maviye ve kahverengiye kadar farklı renk ve özellikte pek çok maskara bulunmaktadır. Siyah ve kahverengi maskara,; her cilt ve göz rengine uymaktadır. Kıyafetlerinizle de uyumlu olur. Son olarak; kirpiklerinizin çok açık renk olup fark edilmemesinden mi yakınıyorsunuz? Bu problem sizi rahatsız ediyorsa, kirpiklerinizi kalınlaştırıcı bir maskara seçmenizde fayda var. Kirpikleriniz hâlâ çok fark edilmiyorsa; göz kalemi ya da koyu renkte far ile belirginleştirebilirsiniz. Çocuk yetiştirmenin püf noktaları Anne ve babalar için hayatın en önemli bölümünü çocuklar oluşturur. Çocukları en iyi yetiştirmenin yolu; onları anlamaktan, değer vermekten ve kişiliğini bulmasına imkân vermekten geçer... Her anne baba çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmeyi hedefler, onlarla ilgili uzun vadeli planlar yapar. Uzmanlara göre çocukluk dönemi bireyin kişiliğinin oluşumundaki en önemli süreçtir. İşte anne babalara çocuk yetiştirirken dikkat etmeleri gereken önemli ipuçları: > Saygı görmeyen bir çocuktan saygı, sevgi görmeyen bir çocuktan da sevgi beklemeyin. > Merakı, girişimciliği ve birey olma içgüdüsünü engellemeyin. Merak bilginin, girişimcilik canlılığın, bireysellik ise bilgeliğin kaynağıdır. > Çocuğa bir şeyler öğretmek için olduğu kadar, ondan bir şey öğrenmek için de zaman harcayın. > Kızmadan önce bir kere daha düşünün, kesinlikle dövmekten uzak durun. > Bir çocuğu yemek için asla zorlamayın, açlık bu işi sizden daha iyi yapar. > Kurallarınız varsa, sebepleriniz de olmalı. Bunları bilmek çocuğunuzun hakkıdır. > Çocuğunuzun arkadaşlarını, kendi arkadaşlarınız gibi sıcak karşılayın. > Çocuğunuzu sürpriz hediyelerle sevindirin. > Çocuğunuza verdiğiniz sözleri mutlaka yerine getirin. > Konuşan bir çocuğun sözlerini tamamlamaya çalışmayın. > Bir çocuğun hayatındaki bütün riskleri kaldırırsanız, o çocuğun hayatındaki bütün canlılığı da kaldırmış olursunuz. > Soru sorduğunuzda cevabını mutlaka bekleyin. > Birlikte oynamak, onun için çok önemlidir. > Anlattıklarıyla alay etmeyin. > Başkalarının yanında küçük düşürmeyin. > Kimi zaman çocukları yalnız bırakmak, daha olumlu sonuçlar doğurur. > Çocuklara özgü saldırganlığı soğukkanlı karşılayın. > Her gece çocuklarınıza iyi geceler öpücüğü verin. > Bir çocuğun işe katılmasının en basit yolu, ondan yardım istemektir. > Kaba sözler, çocuğunuzun kalbini kırmakla kalmaz. Ona kaba olmayı da öğretir. > Eğer ona bir şeyin, "onun için iyi" olduğunu söylüyorsanız, o şeyden hoşlanmayacağından emin olabilirsiniz. > Evi dağıtmasına izin verin, işleri bittiğinde toplamalarını sağlayın. > Güneşin batışını, gökkuşağını ve diğer doğa olaylarını birlikte izleyin. > Siz olmadan nasıl ayakta durabileceklerini öğrettiyseniz, onları hayata hazırlamışsınız demektir. Tüp bebek için geç kalmayın ADANA- 40 yaş üzerindeki kadınlarda tüp bebek metoduyla hamile kalma ihtimalinin yüzde 7'ye kadar düştüğü bildirildi. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan Çetin, Çetin, "Tüp bebekteki başarı şansımız yüzde 50-60, mikroenjeksiyonda ise yüzde 98" dedi. Tüp bebekte başarı şansını etkileyen faktörün, kadının yaşı kadar yumurtalık yaşı ve yumurta kalitesi olduğuna işaret eden Çetin, "40 yaşındaki bir kadın, 30 yaşındaki bir kadından daha sağlıklı yumurtalık ve daha kaliteli yumurtaya sahip olabiliyor" dedi. Kaliteli yumurtada, genetik faktörlerin yanı sıra çevre kirliliği, sigara ve alkol kullanımı, obezite, kimyasal maddeler soluma, gıda ürünlerindeki katkı maddeleri ile sıcak iklim gibi faktörlerin önemli etken olduğuna dikkati çeken Çetin, tüp bebek uygulamak isteyen anne adaylarına bunlardan uzak durmalarını önerdiklerini bildirdi. 40 yaş üzeri riskli Türkiye'de kadının iş yaşamına katılımı ve kariyer beklentilerinin evlenme yaşını 35-40'a kadar yükselttiğine dikkati çeken Çetin, "Türkiye'de her 100 çiftten 15'inin yaşadığı üreme meselesiyle karşılaşmamaları için; çocuk sahibi olmayı 35 yaş sonrasına bırakmamalarını öneriyoruz. Çünkü, 40 yaş üzerindeki kadınlarda tüp bebek metoduyla hamile kalma ihtimali yüzde 7'ye kadar düşüyor" dedi. Estetiği bozan varisten yarım saatte kurtulun! İSTANBUL- Yeni kullanılmaya başlanan Endovenöz Lazer cihazıyla, yarım saatlik bir işlemde varislerden kurtulmak mümkün. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ümit Ergenoğlu "Cerrahi tedavinin alternatifi olan bu yöntemden sonra hastalarımız hemen gündelik hayatına dönebilir" dedi. Damarların büyüyüp şişmesi anlamına gelen ve bacakların alt tarafında daha çok görülen varis, pek çok insan için rahatsızlık veren bir hastalık. Ağrı ve kramp gibi belirtileri olan varis, aynı zamanda estetik olarak da olumsuz bir görüntü sergiliyor. Endovenöz Laser cihazını yeni kullanmaya başladıklarını belirten Dr. Ergenoğlu, "Hastanemizde varis tedavisinde kullandığımız bu metodun başarısı; doğru hasta, doğru zaman, doğru teşhis ve doğru tekniğin seçilmesi ile sağlanıyor. İşlemin süresi ortalama yarım saat ve genel anestezi gerektirmiyor. Hasta yarım saat sonra evine, işine gidebiliyor. Varise bağlı bütün ağrıyı ortadan kaldırıyor" dedi. Bu tekniğin yüzde 97-98'lere varan başarısı olduğunun altını çizen Dr. Ergenoğlu, "Ameliyata göre enfeksiyon riski çok daha az, işlem sonrasında morarma riski daha düşük. Ameliyata göre daha ekonomik, çünkü ameliyattan sonra hasta 10-15 gün dinlenmesi gerekiyor ve çalışıyorsa işine gidemiyor. Burada ise aynı gün veya ertesi gün iş başı yapabiliyor. Hastalardan istediğimiz tek şart; 24 saat ağır egzersiz yapmamaları yönünde oluyor. Anestezi almadığı ve hastanede yatmadığı için işlemin maliyeti de düşük oluyor. Bu teknik ABD'de uzun yıllar denendikten sonra ve ameliyata kıyasla tedavideki başarı sonuçları sebebiyle uygulanmaya başlanmış" dedi. > Cüneyt Bitikçioğlu Pasif içici çocuklar tehlikede İZMİR- Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Oğuz Kılıç; ev ve kapalı yerlerde sigara içilmesinin, pasif içicilik olarak adlandırıldığını ve bunun büyük zararları olduğunu belirtti. Doç. Dr. Oğuz Kılıç, şunları söyledi: "Sigara içilen bir evde, pasif içici konumundaki çocuklar günde 5 sigara içmiş kadar etkileniyor. Bu çocuklar daha fazla hastalanıyor. Sigara içilen evlerde yaşayan bebeklerin ani ölüm riski 2.5 kat artar. Enfeksiyon riski 2 kat fazlalaşır, akciğer kanseri, kronik bronşit görülme sıklığı da oldukça yükselmektedir. Yani bir başka deyişle pasif içicilik, aktif içicilik kadar zarar verir, öldürür. Sigaradan ölen 100 bin kişiden 17 bini pasif içicilik sebebiyle ölüyor. Pasif sigara dumanına maruz kalmayanlarda, kalanlara göre akciğer kanseri riski yüzde 30, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı riski yüzde 25 daha azdır."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.