"Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın!" Büyüklerin "artık sen de adam ol, silkelen, tut, yakala, zapt et" mesajlı bu şairane iğneleme fena dokunur insana... "Yahu onun babası koskoca padişahtı, bizimki 657'ye tabi memur" kıvırması da, Viyana kapılarına tekrar dayanıp "çıkışa geeel!" tarzı cinnet naraları atmak da insanı rahatlatmaz... Fetih geni Türk evladııı, uykuda rahatlar! O sebeptendir ki deli yatar. Ancak maalesef 'deli uyurlar' hep dışlanır. Hem yataktan hem toplumdan... İtiraz ediyorum hâkim bey! Bu, bir özür değil bilakis genlerimizin bize bahşettiği bir hediye! Niye?.. Gel hele bi soluklan yiğenim anlatayım. Şimdi, siz hiç uyurken etrafı sandalye ve köşe yastıklarıyla çevrelenmiş bir ecnebi çocuğu gördünüz mü? Göremezsiniz, çünkü onlar çamura sevdalı malak gibi uyurlar. Oysaki bizim bebeler, uykuda bile genlerindeki 'akıncı şevkiyle' yerleşik düzene inatla kafa tutar ve göçer. E haliyle, kütdenek yere düşmemesi için fetih alanını genişleten o tesisat şart! Sıkılır Türk evladı. Kendinizden pay biçin, hiç tam uykuya dalacakken "ufff, biraz da şu şekil yatayım" demediniz mi? Asırlar boyu göç etmiş, fetih kupalarını saksı gibi dizmiş ataların evladı, öyle beton çivisi gibi dümdüz uyuyamaz! Kol bir yerde bacak bir yerde, yatılan zeminin her santimetrekaresine sefer düzenler. Uyurken tek hareketle yüz seksen derece dönebilen tek ırkız biz! Onun için duvarın ne tarafta olduğunu unutmamak gerek. Dengesiz ve hızlı dönüşlerde kafayı duvara sürtme sıkça yaşanan kazalardan. Abartıp kıvılcım çıkartanlar bile olabiliyor. "E, insaf Selami! Ayaklarının yastık kılıfının içinde ne işi var?" Akıncı, beklenmedik zamanlarda sefere çıkar! Fısır tısır uyurken genler gürler; "bre oğul kalk hadi uyku zamanı değüldür! Devir fethetme devrüdür!" Allaaah, ondan sonra artık ne yorgan kalır ne yastık, çarşaf zaten kayıp aranıyor... Deli uyurlar yorganı çekip yanındakini ayazda bırakabilir, komodine kafa atabilir, yastığın bilumum fırfır benzeri gereksiz atraksiyonlarını yolup atabilir, yanındakini tekmeleyip "padişahım çok yaşa!" deyu bağırabilir, taş düşebülü, ayı çıkabülüü... Deli uyurlar, benzeri hareketleri uyku esnasında şuursuzca yapmaktadırlar. Dolayısıyla, "Büyüğe kalkan el, kol, bacak taş olur" korkutmaları yersiz ve gereksizdir. Tamam mı anne?.. Ninem diyor ki: Davetsiz gelen döşeksiz oturur...