Şu soğuk kış günlerinde şapır şupur yediğimiz C vitamini deposu portakalı soymak, görsel bir şölen olduğundan artık festivali düzenleniyor. İşte bu yıl üçüncüsü düzenlenen Altın Portakal Dilim Festivali'nden notlar; 'Portakalı soyabilmek için portakal gibi düşünmek gerekir' sloganıyla düzenlenen festivalde birinciliği; portakala yanlamasına bıçak darbesi atıp çevire çevire kabuğu hiç koparmadan soyanlar aldı. İkincilik, kabuğuyla beşe bölerek çiçek gibi dilimleyenlerin. Çatal bıçakla dokunmadan, kibarca soymak zaten konsolos işi... En iyi müzik: Urfa yöresinden "portakal dilim dilim, gel otur benim gülüm. Ne dedim de darıldın, lal olsun benim dilim" türküsü... En iyi kostüm; portakal kabuğundan yapılan boksör dişliği... En iyi yardımcı oyuncu; portakal ikiye ayrıldığında yarımkürelerin ortasında bulunan enteresan topakçık seçildi. En iyi erkek oyuncu ödülü; başkası soymayınca meyve yemeyen erkeklerin. Hani, meyve önüne soyulup dilimlenmiş gelmedikçe elini sürmeyenlerin. Oğluşuna kıyamayan annelerin eserleri... Yüz verilirse olay portakalla sınırlı kalmaz, nar taneletmeye kadar gider. Vitaminsizlikten öte beriye terk edilmeye müstahak bu erkekler, işyeri yemekhanesinde bambaşka biri olur çıkarlar ki, bu ödülü hak ettiklerinin ispatıdır... En iyi animasyon dalında birincilik; mandalinanın dibine parmağı geçirip kukla gibi sallayanların. Kolay soymak adına mandalinaya dibinden parmakla oyuk açılır, parmak bir süre orda kalır, sallanır.. Kah adama, kah uzaylıya, kah kavuğa benzetilir, kaş göz bile çizilebilir. Aynı teknik portakalda geçerli olmadığı için mandalina seçilmiştir. Portakalda denendiğinde başparmak Mike Tyson kadar güçlü olsa dahi acır, sular da akar böyle yapış yapışş, ıyyk... En iyi aksiyon dalında ödül tabii ki portakal kabuğuyla yapılan şakaların. Paket lastiğini sapan olarak kullanıp ona buna portakal kabukları fırlatmaca... Kabuğu iki parmak arasında sıkıştırıp milletin yüzüne gözüne sıkmaca... Sıfır beş yaş grubunun vazgeçilmezi gibi görünse de otuzlu yaşlarda bile keyifli. O denli sevilir ki, kurban bulunamadığında insan kendi gözüne sıkar. Kazara olanlarsa portakalın giderayak aldığı intikamdır, e olsun o kadar... 'Portakalı soydum başucuma koydum' Jüri Özel Ödülü'ne ise portakalları ekşi çıktıkları gerekçesiyle iade etmeye çalışan gencin, pazarcıdan taze soğanla dayak yemesini konu alan kısa metrajlı belgesel layık görüldü. İyi seyirler... Afiyet olsun! > Ninem diyor ki... Bal toplamak isteyen kovan çiğnemez.