Üzerinize afiyet, bir süredir yine, "on dolara adam öldürenlerin" ülkesindeydim. Hiç durmadan yiyenlerin, "Dünya benim etrafımda dönüyor" diyenlerin diyarı yani... En büyük derdi hiçbir derdi olmayanların, en büyük hastalığı, sağlığına hastalık derecesinde düşkün olanların memleketi hani... Daha önceki tarifimi sevmiştiniz, tekrarlayayım: Formun Üstü Aptal sarışınların yeryüzündeki biricik lideri, talihsizler kraliçesi, unutulmaz film yıldızı, parantezi 1926'da açılıp 1962'de meçhul bir şekilde kapanan, yani daha 36'sında bu dünyadan ayrılan Marilyn Monroe'nun, "Öpücüğünüze 10 bin dolar, ruhunuza 5 cent verilen yer" dediği Hollywood'u, yani dünyayı teslim alan sineması, Las Vegas'ı, metrosu, Chicago'su, Beyonce'su, Dicaprio'su, şusu busu ile ihtiyar yer kürenin jandarması hani... Amerikan gururunun sembolü ikiz kulelerin (110'ar katlı Vorld Trade Center'dan bahsediyorum!) yerle bir olması onları derinden sarsmış olsa da, son aylarda esmer bir başkanı başa getirmiş olmanın mazoşist hazzını yaşıyorlar. Işıklar mahallesi Times Square'ı, aşıklar mahallesi Central Park'ı, merkez mahallesi Beyaz Saray'ı ve daha nesi ve nesi ile... Karac'oğlan eydür: "İlleri var, bizim ile benzemez." Anlatacağım efem, anlatacağım... Hele bir soluklanayım... >> Ninem diyor ki: Yatan aslandan, gezen tilki yeğdir