Hazır yılbaşı indirimi de varken pazarlık üzerine ahkam kesmenin tam zamanı. Bu makale pazarlık yapamadığı için kazıklanan, utanıp sıkılan, nazik bir gülümsemeyle fiyatı kırabileceğini zannedip reddolan garibanlara bir kılavuz mahiyetindedir... Efem, hatırlatırım; pazarlık ayıp bir şey değildir, bir uzlaşma sanatıdır! Öncelikle kendinize güvenin. Pazarlıkta satıcının azı dişini sökecek kadar dirençli ve mücadeleci olmalısınız. Dükkana şu filmlerde alevleri arkasına alıp yürüyen adam gibi, kararlı ve güçlü adımlarla girin. Yüklü miktarda yatırım yapacak ecnebi duruşunuzla satıcının ilgisini çekin. Ürünleri şöyle bir inceleyin ancak kendinize hakim olun ve "ah bayıldım" "bunu almalıyım" falan demeyin. Alakasız birkaç ürünün fiyatını öğrendikten sonra "hiç alasım yok ya..." tavırlarıyla asıl hedefin fiyatını sorun. Fiyatı duyar duymaz da; "çok diyosuunn!" Hiç şüphesiz satıcı, ürünün değeri hakkında uzun bir cümle kuracaktır. Sizse pazarlığın en önemli unsuruna; mimiklerinize sarılın. Suratınızda "indirmezsen hayatta almam" ifadesi olmalı, "zaten pek de dandik bir mal!" anlamı da barındırmalı. Satıcı, "Abla gelişi bıdıbıdı lira -kurtarsa dükkan senin- liste fiyatı bu" evresine geçtiğinde "emin misin?" (anlamlı bakışlar eşliğinde), "biz o paranın yarısına daire aldık zamanında" (yaşınız müsaitse) benzeri cümlelerle onu yıpratın! Yalnız dikkat; sabahın köründe "akşam fiyatı yap", elde etekte bir de kucakta çocukla "kardeşim, biz de esnafız, sen olurunu söyle" denmez. Adam zenci siz beyaz; "memleket nere?" girizgâhıyla 'ooov, hemşeriyiz bak' muhabbetine girilmez. Teklifinizi ve çatır çatır pazarlığınızı yapın. Yılmayın. Sona yaklaşırken satıcı "...sen bilirsin" demişse kızmıştır! Derhal 'genel kültür sorusunu anlamamış manken bakışı' yapın, kısın gözleri açın ağzı yarım, öööle bakın... "ayağımız alışsın, bak daha evlenecek kızımız var, buranın devamlı müşterisiyiz" gibi yumuşatıcı cümleler kullanın. Satıcı hesap makinesiyle bir şeyler hesaplıyorsa, umursamayın, tersten leblebi falan yazıyordur dediğiniz fiyat kabul edilmek üzere... Blöfleri yutmayın! Satıcı, "yaw daha siftah yapmadık" tarzı demagojiye başlamışsa işler yolunda. Siz de duygu sömürüsü yapın; cüzdanınızı açın, bakın, pıt, hemen kapatın. "cık, o kadar yok..." "şu kadar verebilirim, kalanı da yol parası" falan... Vee, zafer sizin! Aslında satıcıyı dumura uğratmak adına olaya "bunlar parayla mı?" diye başlamak da olabilir ama bilemiyorum denemedim, neyse hadi göreyim sizi, ha bu arada % 5 komisyonumu isterim... Ninem diyor ki: Bostan gök iken pazarlığa oturulmaz.