Üslup önemli... Mesela diplomasi, birine 'Defol git!" dendiğinde karşıdakinin içinde seyahat heyecanı uyandırabilmektir... Çoğumuzun hayatında diplomasiye yer ve gerek olmasa da, neyi nasıl söylediğimiz ve daha da önemlisi 'karşı tarafa ne hissettirdiğimiz' hayati önem taşıyor...
Vakti zamanında bir Sultan rüyasında tüm dişlerinin döküldüğünü, ağzını açamaz hâle geldiğini görür. Kan ter içinde uyanır; Vezirini çağırıp, sarayın rüya tabircisinin derhal huzuruna getirilmesini buyurur. Gecenin bir vakti uyku sersemi yanına gelen tabirci başına rüyasını anlatan Sultan sorar;
"Bu rüya hayır mıdır, şer midir? Neye işarettir, hele bir söyle!.."
Tabirci başı biraz düşünür, sonra utana sıkıla; "Şerdir Sultanım..." der. "Ne yazık ki, tüm yakınlarınızın gözlerinizin önünde birer birer ölüp, sizi yapayalnız bıraktıklarını göreceksiniz..."
Derin bir sessizliğin ardından Sultan kükrer; "Tez atın şunu zindana, felaket tellallığı yapmak neymiş öğrensin!" Tabirci başı yaka paça götürülüp, zindana atılır...
Sultanın emri üzerine ünü yayılmış bir başka tabirci bulunur. Huzura getirilen ikinci tabirciye de rüyasını anlatıp sorar; "Hayır mıdır, şer midir?"
İkinci tabirci, daha öncekinin başına gelenleri bildiğinden korku dolu gözlerle uzun uzun düşünür. Birden gözleri parlar ve yüzü aydınlanarak cevap verir;
"Hayırdır, Sultanım!" der. "Bu rüya tüm yakınlarınızdan daha uzun yaşayacağınızı gösterir. Daha nice seneler boyu ülkenizi yönetebileceksiniz."
Padişah ağzı kulaklarında; "Bu adama iki kese altın verin!" buyurur.
Başından sonuna durumu izlemiş olan vezir, çıkarken tabirciye sorar;
"Aslında sen de, tabirci başı da aynı şeyi söylediniz. Neden onu cezalandırdı da seni ödüllendirdi?"
Tabirci güler; "Elbette aynı şeyi söyledik, ama 'ne söylediğiniz' kadar, 'nasıl söylediğiniz' de çok önemlidir.."
Ninem diyor ki; Bülbülün çektiği dili belası.