>>> Ninem diyor ki: Şık şık eder nalçacık; işi bitiren akçacık >>> Profesör Mualla: Yıldızlar ateş böceği sanılmaktan korkmazlar Erkekler aşkta, kadınlar arabada kavrama olayını beceremezler (Stepne Saffeth/Topkapı-Esenler hattı) Kontağı çevirir çevirmez trafikte, kurt dalmış koyun sürüsü benzeri bir etki oluşturacağıma... Direksiyonu saat 9:15 pozisyonunda, kafamı ise direksiyon simidi üstüyle aynı hizada tutacağıma, takip mesafesi kısaldıkça ön cama yapışacağıma, saçım topuzum bozulmasın diye geri giderken bile mümkün mertebe kafayı döndürmeyeceğime... Ladies first, (el turko: Bayanlara öncelik) kaidesinin salon erkeklerinin yanı sıra arabalarda da geçerli olduğunu sanacağıma, bunu tali yoldan anayola dalarken aklımda tutacağıma... Böyle olmadığını idrak etsem de, bu sefer "yaradana sığınıp" fırlayacağıma... "Karar vermemek kadınsı bir karardır" düsturuna sadakatle fren mi gaz mı bilememek, biraz zamana ihtiyacı olmak, amaan öff "ortaya" basmak gibi tatsız hallerde, (herhangi bir araca sürtme, aynayı alma vs) pısıp araçtan inmeyeceğime, "ben hatamın farkındayım, direksiyonu çevirmeyi de unuttum" öz eleştirisiyle karşı tarafı yumuşatmaya çalışacağıma... Aramızda bir firkateyn geçecek kadar yer olsa da, diğer araca uzun bir korna çalarak çekilmesini, yaklaşmamasını, yanaşmamasını talep edeceğime... Park yerinde, görevliyi "gel, toplaaa, huoop sağ yap sağ yap, ileri al, tamam şimdi gel toplaaa, huoop sağ yap sağ yap, ileri al..." tekrarlarıyla delirtip en sonunda "abla kalsın, öyle bırrraak!! " dedirteceğime... Tek başıma park etme durumunda, kırk ve üzeri manevra yapacağıma, en imkansız kombinasyonları deneyeceğime, yine de gerisi dışarıda, arka lastik kaldırımda tarzı modern yaklaşımlar sunacağıma... Sarı ışığı gördüğüm anda durup kırmızının yanmasını bekleyeceğime, vitesi vitese bakarak değiştireceğime, sinyal verirken silecekleri de çalıştıracağıma, sürücü koltuğunu ortalamakla yolu ortalanmış sayacağıma... Belediye otobüsleri, dolmuşların arkasından gidip onların durduğu her durakta onlarla birlikte bekleyeceğime ve "Akmıyo bu trafik ayol" diye sızlanacağıma... Yokuşlarda aracı kaydıracağıma, ter ve göz yuvalarımı büyüterek daha da elimi ayağıma karıştıracağıma, nasıl olsa arkadan vuran 88 suçlu düşüncesiyle rahatlayacağıma, kalkarken stop etmesin diye köküne kadar gaza yüklenip pati yapacağıma... Unutup uzunları yakma, hatalı sollama, sol şeritte 60'la gitme, zonk diye durma ve dönme, ona buna "düt"leme, korna yeme, küfür yeme gibi durumlarda "ne var yaaa" bakışı atacağıma... Kullanılan aracın zarar görmesi halinde eşe, babaya, polise "napıyım yaaaa, frene basamadım işte" diyeceğime, hatta "benden kıymetli mi?" tribiyle küseceğime AND İÇERİM! Ben de bu 'and içme' törenine katıldığımı itiraf eder, yaptık bir hata diyerek affınıza sığınırım. İstisnai sürücüler olduğunu kabul etmekle beraber; bu andı içmiş bayanların, usta bir şoförün yanında teybin ses ayarını yaptığı seyir keyfinden yana olduğumu belirtirim... ----------- >>> Yaşınıza göre saçınızı yapın > 20'li yaşlarda farklı modeller Henüz çok başında oldukları yetişkinlik döneminde kadınlar, çok sık stil denemeleri yaparlar. Stillerini bulmak için saçlarıyla eğlenirler. Bu yaşta unutulmaz saç stilleri yapılır. Saç stilistleri çok uç modelleri önermiyor, ancak maceracıysanız bu yaşlar çok uygun! Saç şeklinizi neden sevdiğinizi veya sevmediğinizi açıklamak zorunda kalmazsınız. Eğer uzun saçlı bir gençseniz, kısaltmak için harika bir zaman olabilir. Uzun, kısa, açık veya koyu boyaları özgüvenle kullanabilirsiniz. > 40'lı yaşlarda kat kat ve kısa Kadınlar 40'lı yaşlarda aynaya baktıklarında hoşlandıkları ve hoşlanmadıkları bir sürü şeye sahip olurlar. Ne yazık ki kusurlarını önemseyen çoğu kadın, güzel yönlerini fark edemez. Aslında her ikisini fark ederek, kusurlarını gidermeye çalışmaları en doğrusudur. Bu nedenle çok uç kesimlerden ve değişimlerden uzak durun. Uzun kesim, açık veya koyu renkleri de denemeyin. Yüzü uzun ve asık gösteren uzun saçlar yerine, kısa kestirin. Saçların kat verilerek kesilmesi de yüzü ön plana çıkartır. > 30'lu yaşlarda klasik kesimler Kariyerlerini oluşturmaya veya güçlendirmeye özen gösterirler. Kadınlar 30'lu yaşlarda kendini ispatlamaya çalışırlar ve çok ciddi olurlar. Klasik kesimler; işte, evde, akşam yemeğinde çok yönlü kullanılabildiği için çok tercih edilir. Çoğu kişi saç modelini seçerken, kişisel hayatındaki durumunu göz önünde bulundurur. Parlak ve düzgün kesimleri rahatlıkla seçebilirsiniz. Çocuğunuzun stilinde kestirmekten kaçının ve daha şık bir görünüş sağlayan, yaşınıza uygun olgunlukta modelleri seçin. > 50'li yaşlarda yumuşak çizgiler Edindikleri deneyimlerden yola çıkarak bugünü kutlamak isterler. Bu nedenle kadın olmanın gücünü yeniden keşfederek, kendinden emin ve güzel görünmek isterler. Çok uç stiller yerine, içinize sinen, daha yumuşak şekil, boya ve stiller deneyin. Yumuşak kesimler ve çizgiler olgun cildi ortaya çıkarır. Hareketli, daha az yapmacık duran saç stillerini tercih edin. Bu tür stil sizi hareketlendirecek. Yumuşak renkler saçlarınızı daha dolgun ve parlak gösterir. Düzenli olarak bakım yaptırın... ----------- >>> Yapay çiçeklerin temizliği Yapay çiçeklerin suya ihtiyaçları yoktur, fakat zamanla kirlendikleri için temizlenmeleri gerekir. Yapay çiçekler evinize veya ofisinize güzellik katar. Suya ihtiyaçları yoktur, fakat zamanla kirlenebilirler. Sap ve yapraklarının tozunu yün yumağı veya toz çubuğu ile alın. Süpürgenin yumuşak fırçalı başlığını kullanarak yapraklardaki ince tozları ve örümcekleri alın. Çiçekleri nazikçe suyla yıkayın. Dışarı çıkararak yavaş akan suda hortumla yıkayabilir ya da küvetin içinde yapraklarının üzerine su tutabilirsiniz. Eğer bu seçenekler sizin için uygun değilse, spreyli şişe ile yapraklarını ve çiçekleri birer birer temizleyin. Yumuşak bir bez parçasıyla da her yaprağı kurulayabilirsiniz ya da dışarıdaysanız çiçeği silkeleyerek kurutabilirsiniz. Hızlı kuruması için güneşte bekletebilirsiniz. Az bir sirke veya bulaşık deterjanı eklenmiş suyu spreyli şişeye doldurarak çıkmayan lekeleri silebilirsiniz. İnatçı lekeler, sirke ya da bulaşık deterjanı eklenen suyla diş fırçası kullanılarak da çıkartılabilir. ----------- >>> Çocuğunuzu YÜRÜTÜN! Bir zamanlar yürümek için çırpınan minik yavrunuz, bacaklarınıza sarılıp "Beni kucağına al" diye ağlayıp yürümemek için ne gerekiyorsa yapabilir. İşte böyle bir durumdaysanız onu yeniden yürümeye heveslendirecek birkaç ipucu: Çocuğunuz yürürken onu eğlendirmenin yollarını bulun; yolda gördüğünüz bütün köpekleri sayın, kuşları gösterin, kaldırım taşlarında seksek oynatın. Şarkı söyleterek ya da yolda gördüğünüz çiçeklere bakmak için durarak da dikkatini başka yöne çekebilirsiniz. Onu yardımcınız yapın Markete gittiğiniz zaman çocuğunuzun yardım etmesine izin verin. Onun yardımı olmadan bu kadar şeyi alıp eve götüremeyeceğinizi söyleyin. Şunu unutmayın; çocuğunuzun bacakları sizinkilerden kısadır ve sizin attığınız adımların 2-3 mislini atmak, yani daha çok yürümek zorundadır. Doğal olarak sizden daha önce yorulacaktır. Mümkün olduğu kadar onun ritmine uygun yürüyün ve yorulmaması için sık sık küçük molalar verin. Çabalarını takdir edin Çocuğunuz eve kadar yürümemekte ısrar ediyorsa, yolun bir kısmını yürürse, bir kısmında onu kucağınıza alacağınızı söyleyin. Böylelikle bir yürütüp bir taşıyarak hem inatçılıkla her istediğini yaptıramayacağını, hem de yürümesinin gerekliliğini öğretirsiniz. Kısacık bir mesafe bile olsa yürüyüşünü tamamladığı zaman mutlaka çocuğunuzu takdir edip 'aferin' deyin. Artık büyüdüğünü ve gittiğiniz yerlerde sizin taşımanıza ihtiyacının kalmadığını söyleyin.