Beyaz atlı prens
On dört Şubata şunun şurasında üç gün kalmış, her yerde Sevgililer Günü hazırlıkları var. Reklamlar, indirimler, kalpler, tek taşlar ve beyaz atlı prensini bekleyen genç kızlar... Bir prense duyulan özlem midir, 'sonsuza kadar mutlu yaşadılar' vaadi midir bilinmez ama ... "bir gün gelecek elbet!" düşüncesiyle yıllarca ve hatta bir ömür bekleniyor Beyaz atlı prens. Atının üzerine savurduğu gibi muhteşem bir saraya götürecek, hizmetkarlar, gani gani paralar, mücevherler ve 'sonsuza dek mutlu yaşadılar'... Nice genç kızımız bu prensleri beklerken karta kaçmış, akıllı olanlar kimi "neye niyet neye kısmet demiş, buna da şükür" demiş erken yol almış, çaresiz kalanlar da eldekine beyaz atla prens üniforması alıp bir iki teyelle kendi beyaz atlı prenslerini tasarlamıştır... Şimdi, vakit de daralmışken beyaz atlı prensi getirebilmek için evvela bir cadının nefretini kazanmak şart. Akabinde zehirli elmayı ısırabilir (Pamuk prenses yöntemi), büyülü iğneyi parmağa batırabilir (Uyuyan güzel yöntemi), saçları uzatıp (Rapunzel yöntemi) camdan aşağı sallandırabiliriz. Ha, otuz beş numara ayak sahibi olmak (Külkedisi yöntemi) da avantaj... Diyelim ki geldi, Prens diyorum, geldi... Ne yapmıyoruz? Uzun süre beklemede kalan bünye saçmalayabilir; aşka gelip "hey yavrum beah, baban da mı prensti!!" benzeri ayıp olacak ve bilahare bir prensese yakışmayacak laflar etmiyoruz. İlaveten ne yapıyoruz? Beyaz atlı prense aşağıdaki soruları sormuyoruz; -Pardon sen ne işle meşguldün? Annem işsize varma diyor da... - Bu hayvan tek beygir Gücü değil mi? Ehe ehe, iğvvrencim di mi?.. - Okuyor muyuz? Maşallah maşallah... - Annenle aynı şatoda mı oturacağız? -On yedi Ağustos'a siz nerede yakalandınız? bizim burada çok salladı. - Kaça bu atlar biz de almayı düşünüyoruz da.! - Annen mi daha önemli ben mi? - Atını mı daha çok seviyorsun beni mi? - İlk benzinlikte durabilir miyiz? Tuvalete gideceğim!.. - Nerden buldun bu sütçü beygirini?!!! - Gurbet ne yana düşer usta, sıla ne yana? - Sen dilini kıvırabiliyor musun? vöyle vek, vöyle kıvıvaviliyo vuvın? - Kral nerede? ben büyük oynarım!.. - Nerrrde galdın kör olmıyasıca?!! Ninem diyor ki: Bahşiş atın dişine bakılmaz.