Yılbaşı yaklaşınca bir şeyler oluyor. Birileri, Dünyanın güneş etrafında bir turu tamamlamış olmasını çam dikip, içip-kusup coşkuyla kutlamaya hazırlanıyor. Spot ışığı bol alışveriş merkezlerinde, butiklerde, pazarlarda çekirge istilası gibi tüketim histerisi yaşanıyor. Hatta naftalin kokulu tuhafiyelerde, doğumundan bu yana pazen tercihli teyzeler "kırmızı" tavsiye ediyor. "İlk ve orta dereceli" okullarda kuralar çekiliyor, minik kağıtlarda yazılı isimler heyecanla okunuyor, okulun derecesinden bağımsız olarak hoşlaşılan çocuğun, kızın isminin yazıldığı kağıtlar için basık kokulu koridorlarda takas pazarlıkları yapılıyor. Yeniden yapılanma, geçiş süreci falan yaşayan şirketler maaşları fırından ekmek çalıp, ekmek yerine bilmem kaç sene yemenize ramak kala öderken, viskili, bitter çikolatalı yılbaşı sepetlerini pişkin bakışlarla elinize tutuşturuyor... Hadi diyelim ki "Nihayet Somun ve Cıvata Sanayii A.Ş. " baskılı karton takvim üzerinden de olsa yeni başlangıçlara, ne yana döndüğü bilinmez dönüm noktalarına ihtiyacımız var. Çekirdek, bayat leblebi, kurtçuk, tuzlu fıstık karışık çerez... "Ooon, dokkuz, sekkiz... ikii, biir heyya" çığlıkları... Yeni yıla girdik diye el öpmek... Tombala oynamak... Dansöz... Yılbaşı özel çekilişinden trilyon yerine baloncuksuz gazoz kazanmak, sevilen sanatçımızın şarkısıyla hayal kırıklığını atlatmak... Sıcak milletiz, haberimiz olmadan kültürlerimizi yüz dereceye gelmeden kaynatmışız. Yabancı filmlerde hiç şöyle bir sahne görüyor musunuz: Kapı çalar. Jack elinde bir tabak irmik helvası "Liza, Bu gece Kandilmiş. Bugün Microsoft'un toplantısında agresif davrandığım için özür dilerim..." "Bu konuyu düşünmem gerek Jack. Neyse, kendine bir Loğusa Şerbeti alsana... Benim mutfakta yapacaklarım var." Çam ağacı ve çam dibi hediyeler yerkürede sadece ülkemizde yılbaşını temsil ediyor. Çam ağacını ışıklar, pırıltılar ve nevi hediyelerle süsleyince noel ruhu taşıyan filmlerdeki gibi; kar yağarken şömine önünde ağacına ve kızarmış hindiye sevgiyle bakacak, nescafe kupanı yere bırakıp kapıyı açtığında elinde paketle sevgilini mi bulacaksın? Yok annem... Sizin evde şömine yok, olsa da sizin baca çekmiyor, ateşte dolma var, kapının önünde duran da soğuktan titreyen bir pire torbası... Olur... Akıl bu. Gelir de gider de. Olabilir... Dokuz adet geyiği vardır. Bir de kendi. On geyik yani... Yılbaşı diye evine köyüne, beynine, kalbine elin adamını, pardon Santa Klaus'unu alıyorsan o senin bileceğin iş. Belli... Zaten sen, anneler gününde "Doğa Ana"yı da ayırmayıp, yılbaşında da Noel Baba'yı unutmuyorsun. Ancak... Küçücük çocuklara "Bak Noel Baba, sana hediyeler getirecek" dendiğini duyunca, bazı alışveriş merkezlerinde ve sokaklarda çocukları Noel Babaların kucaklarına verildiğini görünce tıkanıyorum. Yurdumun Noel Baba'ları da zaten bir deri bir kemik (promosyon ücretli gariban gençler), beyaz sakal ve kırmızı şapkanın arasını full kaplayan dört parmak kara kaş!.. Bir de babamızın helâli Noel Anne'ler dolanıp durdu ki bu da sözün gerçekten tükendiği yerdir... Nedir ? Bu nedir? Bu hafta "Ho ho ho" diye elinde çan dolanıp duranlar kimdir? Çuvallarından çıkardıkları hediyenin içindeki gerçekten bir Barbie bebek midir? Sizin oğlana verdiği elektrikli tren, o çocuğu hangi istasyona götürecektir?.. Kıyafetim uzun ömürlü olsun diyorsanız... Elbisenizin bakım rehberi Özellikle kış aylarında giysilerimizin bakımı gerçekten zordur. Deri, kaşmir, triko, ipek her biri ayrı özen ve bakım ister. İşte A'dan Z'ye dikkat etmeniz gerekenler. Deri Kullanımı da temizliği de zordur. Özellikle napa, süet, nubuk ve güderiler kuru temizlemede bile zarar görebilir. Bu nedenle derinin uzun ömürlü olması ve çabuk kirlenmemesi için, zaman zaman sabunlu ılık suyla silmek yerinde olur. Süet ve güderi, piyasada kolaylıkla bulabileceğiniz süet silgileriyle temizlenebilir. Tabii bu küçük lekeler için geçerli. Giyilmekten parlaklaşan yaka, manşet gibi bölgeleri kuru temizleme yaptırmadan önce, hafifçe alkollediğiniz bir bezle silebilirsiniz. Daha kirli süet ve nubuklarınızı ise iyi bir kuru temizlemeciye vermeniz gerekir. (Her kuru temizleyici bu tür derileri temizleyemiyor) Düz ve baskılı derilerinizi ise sık sık kuru temizleme yaptırmanıza gerek yok. Sabunlu, ılık bir su, bu tür derileri temiz-lemek için yeterlidir. Özellikle açık renk çantalarınızı sık sık bu şekilde temizlemenizde fayda var. Aksi taktirde kir, çantanızın üzerine yapışır ve temizlenmesi zorlaşır. İpek Bakımı ve kullanımı en zor kumaş türlerinden biri olan ipek, kullanma talimatlarına uyulduğu sürece yıllarca kullanılabilecek dayanıklılığa sahiptir. İpek giysiler, (özellikle iç çamaşırı, eşarp) elde rahatlıkla yıkanabilir. Tek dikkat edilmesi gereken; giysiyi çitilemeden, nazik hareketlerle granül sabunla yıkamak, ardından da yumuşatıcı kullanmaksızın durulayarak bir havlu üzerinde güneş ışığına maruz bırakmadan kurutmak. Ayrıca, ipeğin rengi ne olursa olsun asla beyazlatıcı kullanmamak gerekiyor. Elde yıkanması sakıncalı olan etek, bluz, kravat gibi giysilerin ise kuru temizleme yapılmasında fayda var. Ancak, giysinizin etiketinde yer alan kuru temizleme kurallarına uymak şartıyla. Aksi taktirde, giysilerinizde istenmeyen renk değişimleri ve çeşitli deformasyonlar meydana gelebilir. Kaşmir Kış aylarının vazgeçilmez dokusu kaşmir, yıkama ve saklama talimatlarına uyulduğu sürece yıllarca rahatlıkla kullanılabilir. İşte kaşmirinizi yıllarca kullanmanızı sağlayacak altın kurallar: Eğer kuru temizleme yaptıracaksınız, kuru temizlemecinin bu konuda bilgili olduğundan emin olun. Ancak unutmayın, eğer doğru yapılırsa yıkamak, kaşmiri korumak için en iyi yöntemdir. Öyle ki, üretim esnasında kaşmir, daha dayanıklı olması için tekrar tekrar yıkanır. Bu durumda mutlaka kaşmir için özel geliştirilmiş şampuanlardan yararlanın. Güneş ve radyatörden uzak, düz bir satıh üzerine yayılmış havlu üzerinde, giymeye hazır pozisyonda bırakın. Saklamak içinse, vakumlu naylon poşetleri ya da kumaşa sarılı olarak yerleştirdiğiniz çekmeceleri tercih edebilirsiniz. Nasıl saklanır... Herhangi bir kat izi yapmaması için, derinizi mutlaka asarak saklayın. Eğer derinizi uzun süreliğine, bavula kaldırıyorsanız, ters çevirerek bir elbise torbasına koyun ve ezilmesini engelleyecek şekilde muhafaza edin. Okuyucu Köşesi Soğuk havada dışarıya çıktığımda yüzüm kızarıyor ve kızarıklık uzun süre geçmiyor. Ne yapmalıyım? (F.T.) Cildiniz oldukça hassas ve tepkili. Nemlendirmeniz gerekiyor. Anti-allerjen ürünler kullanın. Yüz temizliğinizde yağlı temizleyicileri tercih edin. Yüzünüzü temizledikten sonra yatıştırıcı bir losyon kullanın. Makyaj ürünlerinizi de nemlendirici özelliğe sahip olanlardan seçin ki cildiniz gün boyu zarar görmesin. Beslenmenizde havuç gibi beta-karoten yönünden zengin yiyeceklere, süt ürünlerine, lahanaya ağırlık verin. Alkol, kafein ve baharatlı yiyeceklerden mümkün olduğunca uzak durun. Soğuğa çıkarken, yüzünüzü, bir atkı veya eşarp ile koruma altına alın Çorabınız kaçmasın! Naylon çorabınızın aldığınız gün kaçmasını istemezseniz şu hususlara dikkat etmeniz gerekir; * Gün boyunca bacakların şeklini alan çorapların tekrar eski formuna gelmesi için her akşam soğuk su ile yıkanması gerekir. * Kötü kullanım çorabın daha ilk giyişte kaçmasına sebep olur. Çorabı daha uzun süre kullanabilmek için yıkadıktan sonra serbest olarak kurumaya bırakılmalı ve ütülenmemelidir. * En iyi kalite çorabın ömrü 3-4 haftaya kadar uzatılabilir. * Aynı çorabın eskiyene kadar sürekli giyilmesi yerine, iki çift çorap dönüşümlü olarak kullanılmalıdır. * Çorap giyilirken dönük olmamasına, ellerdeki pürüzlerin, tırnakların, yüzüklerin çoraba takılmamasına, masa, koltuk, kapı kenarlarındaki kıymıklara değmemesine özen gösterilmelidir. * Çorabın elastikiyeti, naylon-lycra oranına bağlıdır. Lycra oranı fazla olursa çorap daha esnek olur. Yüzde 15-20 oranında lycra içeren çoraplar ideal esnekliktedir. * Çorabın ağ kısmında ek parça, topuk ve burun kısımlarında takviyeli olması, kaçma riskini azaltmaktadır. Çorabın ütülü ve bel lastiğinin iyi olmasına da dikkat edilmelidir. * Çoraplar elde, ılık suda ve sabunla yıkanmalı, sıkılmamalı ve havlu üzerine sererek kurutulmalıdır. Böylece uzun süre kullanılabilir. * Çorap giyerken, çorabın her iki bacağı elde toparlanmalı, çorap burnuyla ayak topuğu tam yerleştirildikten sonra her iki dize kadar düzenli, yumuşak çekilmelidir. Asla tırnaklar kullanılmamalıdır.