Umursamayanlar ve pasaklılar buzdolabının içecek rafına elma, yumurta gözüne tereyağı, meyve sebze çekmecesine altılı soda yerleştirebilir. Ancak buzdolabı yerleştirmek sanattır. Hatta zeka oyunu ya da puzzle olarak da görülebilir. Buzdolaplarını, yiyeceklerin oturduğu ve günümüz şartlarında maksimum yedi kata kadar çıkma izni olan (daha gelişmiş modeller kaçak inşaat sınıfına tabi) apartmanlar olarak düşünürsek; Sebzeler, apartmanın kapıcısı konumundadır. Her zaman zemin katta oturur. Bunların daha üst katlardan mekan edinme gibi bir lüksü yoktur. Kalabalık nüfusludur. Orta katlara yayılmış tencere yemekleri, orta halli memur ailesi konumundadırlar. Birkaç günlük dinlenmelerine katlanılabilir, benzer tadı verir. fazlasında ise küf olur, bakteri olur neyse ne biyologlar söylesin. Yumurtalar her daim balkondadır, odalara girmeyi pek sevmezler. Apartmanın gürültü çıkaran elemanlarıdır.Aktivitelerinde tribün tarzı toplanırlar. Kahvaltılıklar üst kattadır. Kapıcı çocuğu domates ile yakın arkadaşları zeytin ve peynir, kat farkından ötürü apartmanda bir araya gelemese de, dışarıda ayrılmaz üçlülerdir. Orta katta sosyetik takılan poşetli ekmeğe pek yüz vermezler ama halk çocuğu ekmek ile araları süperdir. Dondurulmuşlar çatı katında oturur.Yazın sıcağında serin serin yatarken ses çıkarmazlar; kışınsa dışarı çıkmak, dizginlerini kopararak çözülmek isterler. Asi tiplerdir. Mülteciler buldukları yere sığınırlar. Sıklıkla yumurta rafında saklanan yarım limonlar, biraz daha kullanılabilsin diye psikolojik baskı yapılan kalem piller, kolonya ilaçlar... Ha bir de fön makinesi. Bu da nerden çıktı demeyin, yazının ana sebebidir efendim. Üç gün önce İstanbul'da bir hanım, buzdolabı çok buz yaptığı için servisi aramış. Tamircinin de tavsiyesi üzerine sen kalk buzları fön makinesiyle çözmeye çalış. Allahtan Zil çalar, çalışır fön makinesini buzdolabı içinde bırakıp kapıyı açmaya gider. Ve buzdolabı patlar! Tamam biz de çok yaramazdık... Birkaç kez perde tutuşturduk, birkaç kedi köpek üzerinde acımasız deneylerimiz oldu... Ama bunları yaparken yaşımız dört sekiz aralığındaydı. Haberdeki vukuatı gerçekleştiren kişi yirmi sekiz yaşında. Olayın şokuyla "Çocuğumun öğretmeni bile buzluğu fön makinesiyle çözdüğünü anlattı. Buzdolabının içine ısıtıcı koyan dahi var." diye konuşmuş. Bize susmak düşer... Ninem diyor ki: Cahil ile sohbet etmek güçtür bilene, çünkü cahil ne gelirse söyler diline