Merhaba ben Sia, Halime'nin kedisiyim. Ablam ortalıkta yokken klavyeyi bir iki patileyeyim dedim. Önce arkadaşlara selam ederim. Aşağı mahalleden Tekir'e, yukarı damdan Tırmık'a, sevgiler. Sarman, seni unutmadım; bizim paspasa bir şeyler olmuş üzerime kaldı, hesaplaşırız sonra. Ne diyordum? Malum mart, kediler damda. Dam üstündeki saksağanlara ise kimsenin dikkat ettiği yok! Adımız çıkmış dokuza inmiyor kardeşim sekize! Millet dam dam geziyor, artık televizyon bile damsız açılmıyor. Yav kardeşim bu kadar mı dert olur? Bu kadar mı tek derdiniz bu olur? Eskiden, yani ablamın nenesi anlattıydı da oradan biliyorum, buralar hep dutlukmuş. Ay kafam karıştı, gençler ar edermiş, bir biz mavlarmışız. Evlenesi gelenler, babanın ayakkabısına çivi çakar olmadı yüzsüzlüğü ele alır pilava kaşık saplarlarmış. Pisiciklerim, okurlarım, bakın mühim bir şey söylüyorum; şimdi ekranın tam ortasına kaşık saplanmış! Herkes birbirinin çöpünü çatmaya çalışıyor. Destili izdivaç programlarında genci yaşlısı "everin beni!" diye bağırıyor. "Sen beni bir gör önce... Hiç yetmiş yaşında dimen. Hem atletikim hem sportik" naralarıyla kur yapan amcaların, dedelerin maaş, banka hesabı ve akla gelen gelmeyen taşınır taşınmaz malları sorgulanıyor, karşılaşılan adaylara "bu fena deel ama başka yok mu?" deniyor "dişler takma değilse elektrik var" benzeri cümlelerle mutlu sona ulaşılıyor... Arayıp, "parası da tüyü de bol bir beyim, ordaki kırpık kafalı bayana talibim" diyesim geliyor! Hatırlar mısınız pisiciklerim, on küsur sene önce Pajitnov bir oyun çıkardıydı; Tetris. Hastalık gibiydi. Hatta Rusların Tetris'i halkı düşünmekten alıkoymak, suni gündem oluşturma amaçlı çıkardığına dair rivayetler dolaşırdı. Bu programlar için de kedi aklımla komplo teorileri üretesim geliyor. Ha, yok, bizim milletçe derdimiz zorumuz bu diyorsanız bu memleket bitmiş. 'Benzin ışığı yandıktan sonra da birkaç kilometre daha gider bu' mantığıyla hareket nafile... Vurun abalıya. Tutturmuşlar yok kediler mavlıyormuş, yok gürültü yapıyormuş, yok taş atmalar, yok dalga geçmeler. Cık, cık cık... Sinirimden bıyıklarım titriyor! Rumuz Goncagül diye başladınız, gazetelerde, internette, telefonda, televizyonda ha babam devam ediyorsunuz... Biz martlarız, bize göre sorun yok, sistemden muafız anlayana hani... Neyse geliyor bizimki, ben gaçhayımmm. Ninem diyor ki: Bitli baklanın kör alıcısı olur...