Dersimiz MAKYAJ

A -
A +

Hoş geldiniz uyur edilir. Bayramlaşılır. Şeker tutulur. Kolonya ikramı başlar. Misafir size yardımcı olur; iki avucunu birleştirerek açar. Şişeyi baş aşağı devirir; sallarsın, sallarsın, sallarsın... O andan itibaren manasız bir bakışma süreci başlar. Misafir "Kâfi" desin mi demesin mi; sen ise "Acaba az mı döktüm, çok mu?" diye... Biri ki, bu misafir olmalıdır; nerede dur demesi gerektiğini ve durması gerektiğini bilmelidir. Nerde durması gerektiğini kestiremeyen tüm misafirlere... "Bayramınız kutfflu olsun applaa!" Bunlar kahvaltıyı kargalarla birlikte hafifçe geçiştirerek yapmış, zili alacaklı tarzında çalan, kapıyı açtığınızda hep bir ağızdan "Bayramınız kutlu olsun appla" diyen, boyları yarımla bir buçuk metre arasında değişen bayram çocuklarıdır... Gülümsersiniz. Bayramlaşırsınız. Şeker, çikolata, mendil ikram eder ya da bayram harçlığı verirsiniz. Eğer harçlık verdiyseniz haber hızla yayılır... Artık bozuklukların şıkırtısıyla mı yoksa ikram ettiğiniz şekerdeki glikozun etkisiyle midir bilinmez, çocukların sayısı mitoz bölünmeyi bile kıskandıracak bir hızda çoğalır. Bir, iki, on, yirmi... Akşama kadar bayramlaşır; ama o kadar içten gülümsemezsiniz. Kendi de midesi de genişler! Bunlar görgüden bihaber; umduğunu da, bulduğunu da, tabaktakileri de, sebzeliktekileri de yer, dayanamaz koltukları kemirirler... Şekerlikteki karışık şekerleri önce bir iyi süzerler. Tercihlerini, şu yaldızlı kümbet biçimli küçük çikolatalardan ya da badem şekerlerinden yana kullanırlar. Akıllarında kalan, diğerlerini de evdeki çocuğa, komşuya, Hâle'ye, Jâle'ye ve tüm mahalleye götürmek kisvesi altında yedeklerler. Samimiyet dereceniz hiç fark etmez. Tepsinin ortasından avuçladıkları baklavayı, şerbetini akıta akıta 'Leylâ' misâli dolanır, mutfak duvarlarına bakarak yeni bir yudum için zaman kazanmaya çalışırlar. Sizden sonra, daha en az beş kapı daha yapacak,ardından da katılacak bedava kanepe ikram edilen oto galeri, kuyumcu vb. bilumum açılışlar arayacaklardır. Bayramdan da hayattan da bezdirenler Verdiğiniz misafir terliğini büyük geldiği için, küçük geldiği için, modelini beğenmedikleri için, gerçek deri olmadığı ya da tarzlarına uygun olmadığı için reddederler. Cam kenarı koltuk, kaz tüyü minder, isterler... "Ay şu camı biraz kapasak, enseme vurmasın; Demli dokunur, çayımı dörtte üç oranında açar mısınız! Iyyk, bu dolmada ne var? Bu baklava kesin bir iki güne şekerlenir; Ayy, kedi gelmesin buraya ben sevmem!.." Aman dikkat. Bu tipler çok alıngandır. Herhangi bir tepki girişimini bile kaldıramaz; "Kafama sıkar giderim!" tribine girerler. İntikamınızı sadece kediniz alabilir. Misafirin başında nöbet tutar, kafasını koklar, ayaklarını uzun uzun koklar, tip tip ve boş boş bakar, huzursuz eder. Öğretmişsiniz gibi! Espri ve sevgi yumağı Kapı çalar: "Kim o?" sorusuna, "Polis teşkilatından Komiser Cemil!" gibi cevaplar veren, komik olduğunu zanneden, "Tanımadın ama di mii?" diye keyiflenen misafir tipidir. Salona girince "Oooo, Bizans kargası eniştem de buradaymış!" Gıdısını geriye yaslayarak, "Ne yapalım be, alçaktan sürünüyoruz. Sen neler yapıyorsun artist?", "Baklavaya cevizi ilaç niyetine mi koydunuz?", "Çaylar Rize'den mi geliyor?" gibi inciler döktürür. Kafalarına kolonya dökmek ve bir kibrit çakmak istersiniz! Rahatı Bolu Beyi'nde olmayanlar! Misafir olduğunu unutup ev sahibi tadında yaşayanlar! Her odaya dalıp çıkar, özel sorular sorar, sürekli istekte, dilekte, tavsiyede ve şikayette bulunur. Evde temiz tas çanak, kurcalanmadık çekmece, dolap; açılmadık eski yeni defter, o kısa ziyaret süresince burnunu sokmadığı konu kalmaz! Konuşmadığı insan da... "Aloooo Hilmi dayı? Benim ben, hee tanıdın mıı? Ne var ne yok Almanya'da?.. Adana'da?.. Edirne'de?.. Papua Yeni Gine'de?.." Sesiyle, ziyaretiyle, sohbetiyle ruha huzur, cana can, yüze kan, bayrama tat veren bütün misafirlere ve tüm okuyuculara; İyi bayramlar Dersimiz MAKYAJ Hangi renkler, hangileriyle kullanılır? Göz kusurları makyajla nasıl kapatılır? Kaşlar, kirpikler nasıl yapılır? Allık tonları ve dudak rujları gibi daha bir çok unsur, üzerinde dikkatle durulması gereken konulardır. Bu soruların cevabını bulmak için; bu işin öğretildiği okullardan birine; MEB Özel Leyla İnanır Güzellik Uzmanı Yetiştirme Kursuna gittik. Hem makyaj dersine katıldık, hem de kozmetik sektöründe çeyrek asırdır hizmet veren güzellik uzmanı Leyla İnanır'la makyajı konuştuk... 'Öğrencilerim uzman' Yirmi altı yıldır kozmetik sektöründe olduğunu söyleyen Leyla İnanır; edindiği tecrübe ve başarılarının üzerine, yoğun talepler de eklenince 1992 yılında 'Güzellik Uzmanı Yetiştirme' merkezini kurduğunu ifade ediyor. Amacını; birikimlerini aktarmak, dürüst, bilinçli ve profesyonel uzmanlar yetiştirmek olarak açıklayan İnanır; bugün gelmiş olduğu noktada, bu hedefine ulaşmış olmanın verdiği gururla şöyle konuşuyor: "Mezunlarımızın yıllardır; hem yurt içinde hem de yurt dışında yoğun talep görmesi ve ard arda başarılara imza atıyor olması, bu amacıma ulaşmam açısından memnuniyet verici. Güzellik uzmanı yetiştirme programının ana başlıkları; cilt bakımı, masaj, epilasyon ve makyaj. Temel biyoloji, deri anatomisi, aromaterapi, parafin gibi ek eğitimler de mevcut. Ancak sadece bir alanda uzmanlaşmak isteyen öğrencilerimiz de olunca onlar için ayrı ayrı masaj, epilasyon, manikür-pedikür, protez tırnak, kalıcı makyaj ve makyaj kurslarımızı açtık. Kısacası herkese ve bütün uygulamalara açığız." "Boyanmak değildir" Makyaj eğitiminin hem teori hem de uygulama derslerinden oluştuğunu vurgulayan Leyla İnanır şöyle devam etti: "Renk bilimi, renk kombinasyonları, modelaj, fantezi makyaj, gece makyajı, olgun yaş makyajı, gelin makyajı, düzeltici makyaj gibi eğitim başlıklarımız var. Alın, burun ve çene, göz, dudak gibi yüz kusurlarının ve yaşlılık çizgilerinin kapatılması da eğitimin bir diğer parçası." Türk kadının genelde makyaj yapmak yerine boyandığını belirten İnanır, doğru makyajın; yüzün ölçülerini, yükseklik ve çukurlarını, varsa yüz kusurlarını tespit edip iyi bir modelajla ve teknik bilgilerle ideal yüz görünümüne kavuşturmak olduğunu ifade etti. Bunun ancak ışık, gölge ve rengin doğru olarak kullanılmasıyla gerçekleşeceğini açıklayan İnanır şunları söyledi: İki yöntem "Öncelikle, ışık ve gölge tekniğinin iki basit kuralını bilmek gerekiyor: Açık renkler, yüzümüzdeki dar alanları geniş göstermek, çökük ve koyu bölümlerini yumuşatmak için; koyu renkler ise, çok geniş bölümleri daraltmak, uzun bölümleri kısa göstermek için kullanılır. İki ayrı renk yan yana geldiğinde çarpıcı bir zıtlık ortaya çıkar ki, buna kontrast denir. Makyajdaki temel prensip, bu kontrastlardan yararlanarak yüzdeki kusurları düzeltmektir. Örneğin, burnunuza uyguladığınız rengin daha koyusunu burun ucuna ve burun kanatlarına uyguladığınızda burnunuz normalden daha kısa ve ince görünecektir." Sıkça yapılan hatalar Göz altlarındaki mor halkalar beyaz renkle kapatılıyor ve kapatıcı çok yoğun sürülüyor. Bu bölgeye beyaz renk kullanıldığında; grilik ortaya çıkıyor ve göz, ifadesini kaybediyor. Kullanılacak göz altı kapatıcısı hafif sarı veya yumurta kabuğu rengi içermelidir. Ve kapatıcı sadece göz pınarlarından göz bebeği hizasına kadar sürülmelidir. Gözaltının tamamına sürüldüğü takdirde göz kırışıklıkları daha derin görünecektir. Gözleri belirginleştirmek adına göz içine koyu renk kalem çekiliyor. Bu, ancak gözleri küçük göstermek istediğimizde tercih edilmelidir. Özellikle gözleri küçük olanlar bu hataya düşmemeliler. Fondöten, ten rengine uygun seçilmelidir. Ancak bu seçimi yaparken fondöteni bileğimizin içinde, elimizin üzerinde değil çene kemiğimiz üzerinde denememiz gerekir. Fondöteni çene kemiğine sürdüğümüzde, yüz rengiyle boyun rengi arasında fark görünmüyorsa renk doğru renktir. Makyaj renkleri; kişinin cilt, göz, saç rengine göre ve kıyafetinin rengi de göz önünde bulundurularak seçilmelidir. Ancak birbirine en iyi uyum sağlayan makyaj tonlarını bilmekte fayda var. Kahverengi Makyaj ve Tonları: Far; kahvenin tonları, bronz, sarı, turuncu, yeşil. Allık ve ruj; kahve rengi ya da bronz. Mavi Makyaj ve Tonları: Far; mavinin tonları, lacivert, pembe, krem. Allık ve ruj; turuncu Gri Makyaj ve Tonları: Far; pembe, gri, siyah. Allık ve ruj; Kırmızı Lila Makyaj ve Tonları: Far; krem, pembe, mor, mavi, lila. Allık ve ruj: fuşya Adım adım doğru makyaj Gündüz makyajını; gün ışığında, gece makyajını; iyi aydınlatılmış bir yerde yapın. Fondöteni iyice temizlenmiş ve nemlendirilmiş bir cilde, süngerle tampon hareketleri yaparak yedirin. Fondöteni cildi ovarak yaymaktan kaçının. Saç dipleri ile yüzün birleştiği yerde renk farklılığı olmaması için; fondöten bu bölgelerde küçük dokunuşlarla iyice yayılmalı, boyun da ihmal edilmemeli. Fondötenin yüzünüzde daha uzun kalması için nötr renkli toz pudra sürmeyi ihmal etmeyin. Doğru makyaj; yüz hatlarını öne çıkarır. Kaşın alt tarafını açık doğal renkte bir farla çevreleyerek gözü ortaya çıkarın. Kaşı şekillendirirken, kaşın en yüksek noktasının gözbebeğinin üzerinden başlamasına dikkat edin. Sadece kaşınızın doğal yayını yukarı kaldırarak, yüzünüzü olduğundan birkaç yaş daha genç gösterebilirsiniz. Kullanım ve dayanıklılık açısından tor farları tercih edebilirsiniz. Farınızı sık sık temizlediğiniz süngerli çubuk veya yumuşak fırçalarla uygulayın. Açık renk farı gözkapağınıza sürdükten sonra, gölge yapacağınız renkte far ile gözkapağının bitiminden kaşa paralel çukurluğa hafifçe sürün. Gözlerinizi daha büyük göstermek isterseniz kirpik diplerine siyah veya kahverengi göz kalemi ile ince bir hat çekip, göz ucundan da biraz taşırmalısınız. Maskaranızı, fırçasını kirpik diplerine kuvvetlice bastırarak sürmeye başlayın ve kirpiğin ortalarına gelince baskıyı hafifletin. En uçlarında sadece minik dokunuşlar yeterli olacaktır. Rimel sürerken başı hafifçe kaldırıp aynaya bu şekilde bakarken boyamak, göz çevresine bulaştırmamak açısından iyi bir tekniktir. Yüze daha sağlıklı bir görünüm kazandırabilmek için yumuşak ve uzun tüylü bir fırçayla allık sürmelisiniz. Allık, elmacık kemikleri, şakaklar ve çene hattında fırça değdirilerek çok hafif kullanılmalı ve iyice dağıtılmalıdır. Süreceğiniz rujun dağılmaması için dudaklarınızı pudralayın ve rujunuza uygun renkteki bir kalemle çerçeveleyin. Rujunuzu dudak ortasından başlayarak kenarlara doğru fırça yardımıyla sürün. İkizleri aynı giydirmeyin! Fiziki görünümleriyle birbirlerine benzeseler bile iki farklı birey olan ikizlere, aynı kıyafetlerin giydirilmemesinin daha doğru olacağı bildirildi. Çocuk ve genç psikiyatrisi uzmanı Doç. Dr. Mücahit Öztürk, ikiz çocukların farklı bireyler olduğunu ve bunun da öncelikle anne babalar tarafından kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Doç. Dr. Öztürk, şunları kaydetti: "Aileler, çoğunlukla ikizlere aynı kıyafeti giydirme, aynı saç modelini uygulama, aynı oyuncakları alma, aynı yatakta yatırma ve aynı sınıfta okutma gibi tutumlar sergiliyorlar. Böylece, dış görünüş olarak aynı olan ikiz çocuklar, daha sevimli ve ilgi çeken bir hal alıyor. Bu durum da anne, baba ve çevredekilerin hoşuna gidiyor. Ancak, çocuğun kimlik gelişimi sürecinde dışarıdan yönlendirilen bu benzeştirme çabaları, sağlıksız sonuçların ortaya çıkmasına neden olabiliyor." Farklılığı yok etmeye yönelik bu tip tavırların, çocukların ruhsal özelliklerini hiçe saydığı için bireyselleşmelerinin önünde büyük engel teşkil ettiğini dile getiren Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her çocuğun kendi ruhsal özellikleri yörüngesinde bireyselleşmesine ve kişiliğinin gelişmesine fırsat tanınmalıdır. Bu fırsatı tanımanın en iyi yolu da, ikizlerin farklılıklarını kabul ederek yapay bir benzeştirme çabası içine girmemektir. Bireysel özelliklerine göre yetiştirilmeyen ve dolayısıyla kişilik gelişiminde problemler oluşan ikizler, ergenlik dönemine geldiklerinde de önemli özgüven problemi ve sosyal çevreleri ile uyumda büyük sorunlar yaşayabilmektedirler. Sürekli birlikte olmaları, beraber hareket etmeleri desteklenen ve her açıdan birlikte yaşamaya mahkum hale getirilen ikizler, ergenlik ile birlikte mecburen birbirlerinden ayrılma süreci yaşayacaklardır. Bu süreçte önceleri kardeşinin desteğiyle ayakta duran genç, toplum içinde kendini yalnız ve çaresiz hissedecektir." Düzleştirici bakım Saçlarım çok kıvırcık. Yıkandıktan sonra da çok kabarıyor. Saçlarımı düzleştirmek için ne yapabilirim? A.Melek D-Balıkesir Yarım su bardağı herhangi bir saç kremi, çeyrek su bardağı bal ve 1 çorba kaşığı badem yağını birbirine iyice karıştırın. Elde edilen karışımı, nemli saçınıza sürüp iyice yedirin. 20 dakika saçınızda bekletin. Daha sonra saçınızı şampuanlayın. Bu formülle saçınızın düzleşmesini sağlayabilirsiniz. Ninem diyor ki; Akılsız insandır hırsızlarının en beteri; hem zamanını çalar hem de neşeni. Profesör Mualla Kıskançlıkta gururun payı aşktan fazladır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.