Altı kaval üstü şeşhane dedirtiyor…
Oturduğu makamda sırıtan kişiler, liyakatsizlerce işgal edilen mevkiler, moda diye insanlara ittirilen giyimler, meseleyi sil baştan sorgulamamıza sebep olan tesettürlüler, ‘karga kekliği taklit ederken kendi yürüyüşünü unuturmuş’ dedirten tipler ve daha nice tezatlar, çelişkiler…
"Altı kaval üstü şeşhane" ifadesi, kökeni Osmanlı dönemine dayanan ilginç bir deyim. Bu deyim, zamanla "Altı kaval üstü şişhane" şeklini alarak, uyumsuzluk ve zıtlıkları ifade eden bir terim hâline geldi. Hikâyesi de oldukça ilginç:
İstanbul'un tarihî semtlerinden biri olan Şişhane, geçmişte “Şeşhane” olarak bilinirdi. Buradaki “şeş” Farsçada altı anlamına gelirken, “hane” ise üretim yapılan yerler…
Bu terimlerin kökeni, o dönemlerdeki top ve tüfeklerin yiv sayısına dayanıyordu. Yivsiz toplara ve tüfeklere “kaval” denir, çünkü iç kısımları kaval gibi dümdüzdü…
Zamanla, yivli toplar keşfedildi ve bu toplar mermilerin daha uzun mesafelere ulaşmasını sağladı. 6 yivli toplar, dönemin önemli teknolojik yeniliklerinden biriydi. Ancak, bir kâşif, yivli top ile eski tip kaval topunu birleştirerek yeni bir silah yapmaya çalıştı…
Bu iki farklı silah sisteminin birleşimi, beklenen başarıyı getirmedi ve keşif başarısız oldu. İki farklı silahın uyumsuz birleşimi, deyimin doğmasına zemin hazırladı. O günden sonra, birbirine uyumsuz veya zıt şeyleri tanımlarken “Altı kaval üstü şeşhane” deyimi kullanılmaya başlandı. Bilelim bunları…
Öğrendim,bildim Allah razı olsun.Her gün okumak istiyoruz Halime hanım .
Aha aha süpermiş.Yine bilgilendik.Hayırlı haftalar dilerim.
Halime hocam,ya düşündüyorsun bizi yada bilmediklerimizi öğretiyorsun yazılarınla.Atalarımız ne neler yaşamış…
Çok doğru insanın sessizinden korkacan Halime ablam.
Bakmayın yırtık abama, Ali Paşa derler babama...