> Nostaljik zevkler Bir köşeye atmış olduğunuz dededen kalma eskileri değerlendirin. Eski testiler, antika çaydanlıklar, klasik semaverler hatta kırık toprak testiler çiçekler ile buluştuğunda satın alamayacağınız birer güzellik oluşturabilirler. En güzel bulduğunuz vazonuzu, eskimiş küçük sandığınızı, kırıldığı için kullanmadığınız gümüş kabınızı ve benzeri görünüşü nostaljik bir anlam veren ama kullanılamayacak uygun kaplarınızı iyi anlaştığınız bir çiçekçiye götürün ve bunun içine bir aranjman düzenlemesini isteyin. Pek rastlanmayan bir davranış olduğu için çoğu çiçekçi bu talebinize şaşırabilir. Ancak farklı olanı güzele çevirdiğiniz için siz kazançlı çıkarsınız. > Biraz hareket ekleyin Gardenya veya gerbera gibi çiçeklerin sap kısımlarını çok kısa kesip kristal veya cam bir kase içinde yüzdürün. Yüzen tabaklı küçük bir mum ilavesi ile çiçeğiniz loş bir ışıkta çok güzel görünecektir. Bunun için açık renkli, tercihan sarı veya beyaz çiçekler seçerseniz mumunuzun etkileyiciliği daha fazla olacaktır. Misafirlerinizi çiçekleriniz kokusu ve görüntüsü ile kapıda karşılasın. Antrenize kapıdan görünebilecek şekilde bir çiçekçiden alacağınız simit çelengi asın. Üzerindeki çiçeklerin ömrü dolduğunda bu çelenge aldığınız taze çiçekleri ekleyebilirsiniz. > Nereye hangi aranjman? Evinizin uygun yerlerine aranjmanlar yerleştirin. Uygun yere uygun çiçekleri seçmelisiniz. Hediye olarak çiçek gönderecekseniz bile alıcının bunu nereye yerleştireceğini hesaba katmalısınız. Örneğin romantik bir akşam yemeği için güzel bir kurdele ile bezenmiş klasik bir gül aranjmanı, lilyum veya leylak aranjmanı seçebilirsiniz. Arkadaşlarınızla daha hareketli bir kutlama için antoryum veya gerbera içeren daha egzotik bir aranjman, öğle yemeği için bahar kokusunu taşıyan lale, iris veya benzeri parlak renkli çiçeklerden oluşan bir aranjman seçmelisiniz. Hangi amaçla hangi çiçeklerin kullanılacağı konusunda çiçekçinizden fikir alabilirsiniz. > Misafirlerinizi şaşırtın! Çeşitlerin her birinden birer buketi içerecek küçük vazolar salonunuzun çeşitli yerlerine yerleştirilebilir. Misafirleriniz ayrılırken güzel bir akşamın hatırası olarak bunları vazosu ile kendilerine sunmak gerçekten güzel birer hediye olabilir. Yatılı misafirleriniz için komodin üzerine konulacak gonca çiçek vazosu onları olumlu yönde şaşırtacaktır. Tek bir çiçeğin kullanılması bu konuda daha etkili olacaktır. Senden gelen düğün bayram Buyur edilir. Bayramlaşılır. Şeker tutulur. Kolonya ikramı başlar. Misafir size yardımcı olur; iki avucunu birleştirerek açar. Şişeyi baş aşağı devirir sallarsın, sallarsın, sallarsın... O andan itibaren manasız bir bakışma süreci başlar. Misafir "Kafi" desin mi demesin mi, sen ise "Acaba az mı döktüm çok mu?" diye... Biri ki, bu misafir olmalıdır, nerede dur demesi gerektiğini ve durması gerektiğini bilmelidir. Nerde durması gerektiğini kestiremeyen tüm misafirlere... "Bayramınııız kutlu olsun appla" Bunlar kahvaltıyı kargalarla birlikte hafifçe geçiştirerek yapmış, zili alacaklı tarzında çalan, kapıyı açtığınızda hep bir ağızdan "Bayramınız kutlu olsun appla" diyen, boyları yarımla bir buçuk metre arasında değişen bayram çocuklarıdır... Gülümsersiniz. Bayramlaşırsınız. Şeker, çikolata, mendil ikram eder ya da bayram harçlığı verirsiniz. Eğer harçlık verdiyseniz haber hızla yayılır... Artık bozuklukların şıkırtısıyla mı yoksa ikram ettiğiniz şekerdeki glikozun etkisiyle midir bilinmez, çocukların sayısı mitoz bölünmeyi bile kıskandıracak bir hızda çoğalır. Bir, iki, on, yirmi... Akşama doğru bayramlaşır ama o kadar içten gülümsemezsiniz. Kendi de midesi de genişler Bunlar görgüden bihaber umduğunu da, bulduğunu da, tabaktakileri de, sebzeliktekileri de yer, dayanamaz koltukları kemirirler... Şekerlikteki karışık şekerleri önce bir iyi süzerler. Tercihlerini şu yaldızlı kümbet biçimli küçük çikolatalardan ya da badem şekerlerinden yana kullanırlar. Akıllarında kalan diğerlerini de evdeki çocuğa, komşuya, Hale'ye, Jale'ye ve tüm mahalleye götürmek kisvesi altında yedeklerler. Samimiyet dereceniz hiç fark etmez. Tepsinin ortasından avuçladıkları baklavayı şerbetini akıta akıta Leyla misali dolanır, mutfak duvarlarına bakarak yeni bir yudum için zaman kazanmaya çalışırlar. Sizden sonra daha en az beş kapı daha yapacak, ardından da katılacak bedava kanepe ikram edilen oto galeri, kuyumcu vb. bilumum açılışlar arayacaklardır. Bayramdan da hayattan da bezdirenler Verdiğiniz misafir terliğini büyük geldiği için, küçük geldiği için, modelini beğenmedikleri için, gerçek deri olmadığı ya da tarzlarına uygun olmadığı için reddederler. Cam kenarı koltuk, kaz tüyü minder, isterler... "Ay şu camı biraz kapasak, enseme vurmasın... Demli dokunur, çayımı dörtte üç oranında açar mısınız!.. Iyyk, bu dolmanın ne var? Bu baklava kesin bir iki güne şekerlenir... Ayy, kedi gelmesin buraya ben sevmem!! " Aman dikkat. Bu tipler çok alıngandır. Herhangi bir tepki girişimini bile kaldıramaz "Kafama sıkar giderim!.." tribine girerler. İntikamınızı sadece kediniz alabilir. Misafirin başında nöbet tutar, kafasını koklar, ayaklarını uzun uzuun koklar, tip tip ve boş boş bakar, huzursuz eder. Öğretmişsiniz gibi.... Espri ve sevgi yumağı Kapı çalar. "Kim o?" sorusuna "Polis teşkilatından Komiser Cemil" gibi cevaplar veren, komik olduğunu zanneden, "Tanımadın ama di miie?" diye keyiflenen misafir tipidir. Gıdısını geriye yaslayarak "Ne yapalım be, alçaktan sürünüyoruz... Sen neler yapıyorsun artizz?" " Baklavaya cevizi ilaç niyetine mi koydunuz?" "Çaylar Rize'den mi geliyor?" gibi inciler döktürür. Kafalarına kolonya dökmek ve bir kibrit çakmak istersiniz.... Rahatı Bolu Beyi'nde olmayanlar Misafir olduğunu unutup ev sahibi tadında yaşayanlar... Her odaya dalıp çıkar, özel sorular sorar, sürekli istekte, dilekte, tavsiyede ve şikayette bulunur. Evde temiz tas çanak, kurcalanmadık çekmece dolap, açılmadık eski yeni defter, o kısa ziyaret süresince burnunu sokmadığı konu kalmaz. Konuşmadığı insan da... Aloooo Hilmi dayı? Benim ben, hee tanıdın mıı? Ne var ne yok Almanya'da? ... Adana'da? ....Edirne'de? ....Papua Yeni Gine'de?!.. Sesiyle, ziyaretiyle, sohbetiyle ruha huzur, cana can, yüze kan, Bayrama tat veren bütün misafirlere ve tüm okuyuculara; İyi bayramlar... Mutfağa özel bakım > Porselenleri raftan çıkarın Artık porselen yemek takımınızı özel günler için saklamanıza gerek yok. Günlük bir bakım sayesinde ömür boyu keyfini çıkarabilirsiniz... Güçlü deterjanlar, sert tozlar ve çelik süngerler asla porselen yemek takımının temizliğinde kullanılmamalı. Elde yıkarken lavabonun içine havlu ya da bir bez serin. Tabakları makineye yerleştirirken birbirlerine değmemesine dikkat edilmeli. Çıkarmadan soğumasını bekleyin. Üst üste dizeceğiniz zaman aralarına koruyucu peçete koymalısınız. > Kristalleri ters koymayın Kristallerinizi daima elinizde yumuşak sıvı bulaşık deterjanıyla yıkayın. Yıkama sırasında kristallerin çizilmemesi için yüzüklerinizi çıkarın. Kristal bardaklarınızı asla ters koymayın. Çünkü bardakların ağız kısımları en ince ve hassas kısımlarıdır; kolayca çatlayabilir. Dolaba yerleştirirken parçaların arasında mesafe bırakın. Çünkü kristal yüksek sıcaklıkta genleşir. > Çalışan gümüş parlar Gümüş takımlar, eğer gerektiği gibi kullanılarak eskitilirse zaman içinde güzelleşir. Yüzeyinde oluşan küçük çizikler gümüş parçalarınıza parlaklık katacaktır... Gümüşleri kullandıktan hemen sonra yıkayın. Elde, yumuşak sıvı deterjanla sıcak suda yıkamalısınız. Yıkama sonrası hemen kurulayın. Sürekli kullanılmayanlar kararmalarını önleyecek yün kılıf içinde saklanmalı. > Paslanmaz çelikler Yüksek kalitesi ve kolay bakımı sayesinde paslanmaz çelik takımlarınızı yıllarca kullanabilirsiniz... Her kullanım sonrası çelik takımlarınızı hemen yıkayın. Leke olmaması için uzun süre su içinde bekletmeyin. Bulaşık makinesinde yumuşak deterjan kullanmalısınız. Durulama yaptıktan hemen sonra yumuşak bir bezle kurulayın. Mantar zehirlenmesi Ağaçlıklar arasında, kırlarda, kendiliğinden yetişen mantarların zehirsizlerini zehirlilerinden ayırmak çok zordur. Bu sebeple, zehirsiz olduğundan emin olmadıkça kır mantarı toplayıp yememelidir. En garantisi, seralarda özel olarak yetiştirilen ve marketlerde ambalaj içinde satılan, firma adı ve adresi belli olan mantarlardan alıp yemelidir. Hemen hemen bütün mantar zehirlenmelerine "Amanita Muscarina" ve "Amanita Phalloides" adı verilen iki cins zehirli mantar sebep olmaktadır. Zehirlenmenin belirtileri: Göz yaşarması, bol tükürük salgısı, terleme, kusma, karın ağrısı, ishal, baş dönmesi, kas seyirmesi, göz bebeklerinde küçülme... Ne Yapmalı? Mantar yendikten sonra, zehirlenme belirtileri görülür görülmez hasta kusturulmalı. Eğer kusmadan sonra ishal görülmez ise; mushil verilerek hastanın barsakları boşaltılmalıdır. Hasta en kısa zamanda doktora yetiştirilmeli, mümkün ise, mantar örneği de beraberinde götürülmelidir. Mantar zehirlenmeleri, hastaya zamanında müdahalede bulunulmazsa ölümle sonuçlanabilir.