Eski Yeşilçam filmlerinden öğrenilenler; -İnsanlar ağlıyorsa, bilin ki gözlerine toz kaçmıştır... -Anneler her zaman "melek" olurlar, sormanın âlemi yoktur! -Fakir ama gururlu gençleri asla itip kakmayın. Zira ileride muhakkak voleyi vuracak, çok zengin olacaklardır. ilk uğrayacakları kişi de siz olursunuz... -Karınız "öyle mesudum ki..." derse, muhakkak yuvanız dağılacaktır. -Hülya Koçyiğit gibi yatağa koşarak atlayıp ağlamayın, verem olursunuz... -Bir sahne konuşmasız, hareketsiz beş dakika sürüyorsa sanat filmidir. -At murattır, yeşillik de ottur. -Zengin ve şımarık kızı kendisine hak ettiği dersi vermek amacıyla kaçırın, kötü davranın, gerekirse iki tane patlatın. Kız hemen hizaya gelecek ve size âşık olacaktır. -Olay yerine gelen polis, her zaman düğüne davet edilmelidir. Rüşvetin bu kadarı olur yani... -Düzgün koşmak yasaktır. Bir sağa bir sola koşacaksın. -Hafifmeşrep, potansiyel vamp hatunun iki üç kelime Fransızca konuşması şarttır. -Cüneyt Arkın'a gıcıksanız ve dövmeye niyetliyseniz en az on beş arkadaşınızı da alıp gitmelisiniz. Lüzumsuz kahramanlık yapmayın rezil olursunuz, surat dağılır iki darbeyle! -"Ben kör oldum" diye üzülmeyin. Gözleriniz açılmakla kalmayacak, rengi değişecek ve sürekli karşı cinsten harika birini görecektir. Gözlerin açılma sebebi bazen kamyon çarpması, bazen kafaya tuğla eklemesi, saksı düşmesi olabilir. O zaman renk aynı kalır ama karşı cins yine de bulunur. -Eğer karlı köy filmlerinde tayini şehirden köye çıkmış, ortama ayak uydurmaya çalışan hemşire iseniz; genelde hırpani ve bol tüylü kıyafetiyle doğa şartlarına uyum sağlamaya çalışan, gücü yerinde esas oğlanla film boyunca bakışmak zorundasınız... -Battal Gazi'nin bıyıklı olanına Battal Gazi'nin babası denir. Ak sakallı olanına da Battal Gazi'nin dedesi denir. -Doktorlar, bir stetoskopla en zor hastalıkların bile teşhisini şıppadanak koyabilirler. Türk hekimleri bundan kırk yıl önce bile nabız sayarak hamilelik teşhis ediyordu. Neredee şimdi o eski doktorlar, siz gidin kan testi idrar testi yaptırın... -Türkücü olmak, İstanbul Türkçesiyle konuşup, Urfa şivesiyle türkü söylemek demektir. -Sevdiceğiniz birden değişip sizi hiçbir zaman sevmediğini, sizinle oynadığını söylüyorsa sakın üzülmeyin, inanmayın. Büyük ihtimal ölümcül bir hastalığa yakalanmıştır yahut hayatınızı kurtarmaya çalışıyordur... > Ninem diyor ki: El adama arpa ekiverir, gider de sarpa ekiverir...