GİDEREK YAYGINLAŞAN VE TOPLUM SAĞLIĞINI TEHDİT EDEN PSİKOLOJİK SENDROM : PANİK ATAK

A -
A +

Panik atak, fiziksel belirtilerle seyreden bir psikolojik sendrom olarak tarif edilebilir. Ancak hastaların da söylediği gibi yaşananlar hiç de basit değildir ve tarifi mümkün değildir. Çok şiddetli ve sarsıcı olarak yaşanır. Örneğin çok şiddetli bir kalp atımı, buna eşlik eden uğultu, basınç, tansiyon yükselmesi, düşüncelerde bulanıklaşma, giderek benliği saran ölüm korkusu, nefes düzensizliği, nefes daralması, bayılma hissi... Tedavisi mümkün! Panik atak bir uzmandan yardım alınması gereken bir hastalıktır. Sadece ilaçla ya da sadece terapi ile iyileşmesi nadirdir. Hastalar açısından, onu tanımak ve kabullenmek; tedavisine başlamak için ilk ve önemli adımdır. Tedaviye hastanın katılımı da sağlandığında 4 - 6 ay içinde tümüyle iyileşme şansı yüzde 95'tir. Ancak hasta, hastalığı yenmesini öğrenmediyse, tekrar etme riski hep vardır. Terapistler aşağıdaki tedavi seçeneklerini kombine ederek kullanmaktadırlar. Çünkü; çoğu hasta, bu tedavi seçeneklerinin hepsi kombine edildiğinde daha çok fayda görmektedir. Panik atak, çoğu zaman korkulan bir hastalığın taklididir. Kalp krizi, tansiyon yükselmesi, beyin kanaması ya da felç geçiriyor olma gibi... Gerçekte hiç olmayan bu hastalıklar, panik atak kadar kuvvetli ve korkutucu olamaz. Bu noktadan bakınca, panik atak uyanıkken görülen bir kabusa benzer. Hastaları bu yaşadıklarının gerçekte olmadığına inandırmak pek güçtür. İki temel belirti Bu ataklar gelmeye devam ettikçe, hastalarda iki temel belirti daha ortaya çıkar. Bunlardan birincisi beklenti anksiyetesi denen; bu atakların tekrarlayacağı korkusudur. Hastaların beyni "ya bunu tekrar geçirirsem" korkusuyla çok fazla meşgul olabilir. Bu durum hastayı depresyona sürükleyebilir. İkinci temel belirti de kaçınmalardır. Bu nöbetler yaşandıkça, kişi bazı ortam ve durumlarda bulunmaktan kaçınır. Tedbir alma hissi Örneğin çarpıntısı olacağı korkusuyla spor yapmaktan, havasız kalacağı korkusuyla kapalı ortamlardan, herkesin içinde düşüp bayılabileceği korkusu ile kalabalık ortamlarda bulunmaktan, asansörlerden, toplu taşama araçlarından, toplantılardan kaçınmaya başlar. Kaçınmanın bir diğer görünümü de yalnız kalamamaya çalışmaktır. Hasta başına bir şey geleceği korkusu ile hep yanında birini bulundurma eğiliminde olabilir. Bazı hastalar evden çıkamaz hale gelebilir. Davranış terapisi Amaç, İstenmeyen davranışı değiştirmek ve kontrol altına almak; güç durumlarla başa çıkmayı öğrenmek, bunlara karşı kontrollü yüzleşme yoluyla hayat boyu kullanabileceği iyileşme yeteneklerini geliştirmektir. Sonuca ulaşmak zaman alabilmektedir. Bilişsel terapi Amaç, verimsiz düşünce şekillerini değiştirmek; duyguları incelemek, gerçekçi düşünce ile gerçekçi olmayan düşünceyi birbirinden ayırt etmeyi öğrenmektir. Kişi tüm hayat boyu kullanabileceği iyileşme yetenekleri geliştirir. Sonuca ulaşmak zaman alabilmektedir İlaçla tedavi Semptomlara yol açan kimyasal dengesizliklerin düzelmesine yardımcı olur; bir çok kişide işe yarar ve diğer tedavi seçeneklerinin kullanılmasına yardımcı olur. Çoğu ilacın yan tesirleri vardır. Gevşeme teknikleri Anksiyeteye eşlik eden stresin ortadan kalkmasına yardımcı olur. Nefes alma eğitimi gibi... Kişi tüm hayat boyu kullanabileceği iyileşme yetenekleri geliştirir. Sonuca ulaşmak zaman alabilmektedir. Hastalığın belirtileri ¥ Mideye bir şey çöküyor hissi ¥ Avuç içlerinde terleme ¥ Her tarafta sıcaklık hissetmek ¥ Hızlı ve şiddetli kalp atışları ¥ Ellerde titreme ¥ Diz ve bacaklarda güçsüzlük veya esneklik ¥ İç titremesi, titreme duygusu ¥ Ağız kuruluğu ¥ Boğazda yumruk hissi ¥ Göğüste basınç ¥ Hızlı nefes alıp verme ¥ Bulantı ve ishal ¥ Baş dönmesi, göz kararması ¥ Gerçek dışılık hissi (rüyada gibiyim) ¥ Açık olarak (net) düşünememe ¥ Bulanık görme ¥ Kısmen felce uğramışlık duygusu ¥ Ayrılma gibi hareket etme duygusu ¥ Çarpıntılar veya düzensiz kalp atışları ¥ Ellerde, ayaklarda ve yüzde karıncalanma ¥ Göğüs ağrısı ¥ Bayılma hissi Okuyucudan ¥ "Geçen hafta saç boylarından bahsetmiştiniz. Ben de saçımı evde boyuyorum. Bazen boyayı yüzüme değdirdiğim ya da taşırdığım oluyor. Bunları en kolay nasıl temizleyebilirim?" Zeliha T. Saç boyasını uygulamaya başlamadan önce mutlaka saç diplerine nemlendirici krem uygulaması tavsiye edilir. Böylelikle bekleme süresi sonunda, saçlar yıkanmadan önce veya saçlar yıkandıktan sonra nemli bir pamuk yardımı ile boyanın ciltten temizlenmesi kolaylaşır. Eğer, nemlendirici krem uygulamayı unutursanız, sabunlu bir bez veya pamuk yardımıyla da boyaları temizleyebilirsiniz. Saç boyası uygulaması sırasında ellerinize saç boyası bulaşmaması için de, mutlaka eldiven kullanmalısınız. ÇİÇEK FICUS Bakım için; aydınlık, direkt güneş ışığı almayan nispi nemi yüksek bir ortam ister. Yaz dönemi boyunca bol su verilmeli yapraklara su püskürtülmelidir. Saksı yeri değişmemelidir. Kışın su ihtiyacı daha azdır. Gübreleme dönemi; ilkbahar ve yaz döneminde 15 günde birdir. Üretme dönemi ise; Nisan ve Mayıs aylarındadır. 2-3 yılda bir ilkbaharda saksı değiştirilebilir. Pancar Salatası Malzemeler: ¥ 6 adet pancar ¥ 2 çorba kaşığı sirke ¥ 4 adet patates ¥ 1 su bardağı mayonez ¥ 1 su bardağı yoğurt ¥ 4 diş sarımsak ¥ Biraz tuz Yapılışı: Pancarları, iyice yumuşayıncaya kadar (50 dakika) sirke ilave edilmiş bol suda haşlayın. Patatesleri haşlayıp kabuklarını soyun.Tuz ilave ederek iyice ezip püre haline getirin. Patates püresine mayonez ilave edip karıştırın Haşlanmış pancarların kabuklarını soyup, rendenin iki tarafıyla rendeleyin. Yoğurt ve dövülmüş sarımsağı karıştırın. Yoğurtlu pancar rendesini servis tabağına alın. Üzerine mayonezli patates püresini yayın. Afiyet olsun!.. ---------------------------------------------------------------------------------------------------- Kişisel Ayaktayken rüya görüyorum. Hayır olsun inşallah. Ben yazar oluyorum. Bir kasılıyorum, bir havalanıyorum sormayın...Yazar dediğinin dudağında hafif eğik bir gülümseme olur. Ben de ayna karşısında prova yapıyorum. E kadın aklı işte, iki dakika sonra unutup cilt bakımı yapmaya başlıyorum... Sabahları "Azizim! Bu ülke ..." diye başlayan cümleler kuruyor, cümle sonunda mantık aramıyorum. Onar kere de "Üstadım, bizler..." diye tekrarlıyorum. Üstadım, üstadım, üstadım... Bu egzersizin dudak çevresindeki kırışıklıklarıma iyi geldiğini fark ediyorum. Gözlerimi kısıp bakıyorum (buna bizim köyde teke bakışı denir); tik kaldı, düzeltemiyorum. Havalı olsun diye ikide bir saçlarımı savuruyor, boynuma da fular takıyorum. Yaz ortası tabii, sıcak, bütün boynumu isilik bastı ne yapacağımı bilmiyorum... Masamın üzerine bir sürü telefon yerleştiriyorum. Beyaz telefon (çalışıyor), kırmızı telefon (VIP), cep telefonum, bir başka cep telefonum... (pazardan aldım, gerçeğe çok benziyor) Elim çenemde Cüneyt Arkın pozu verirken birden kırmızı telefonuma saldırıyorum. "Telefonunuz borcundan dolayı kapalıdır" diyor kadının biri. Bu kadın var ya, bu kadın beni kıskanıyor biliyorum! "Rahatsız etmeyiniz. Yazıma konsantre oluyorum" diyorum. Annem geliyor! "Yazar mazar anlamam! Kalk da şu bulaşıkları yıka!" diye bağırıyor. Bütün karizmamın dağıldığını hissediyorum... Ama, okuyucularım beni seviyorlar, biliyorum. Her hafta bir sürü tebrik, teşekkür ve övgü maili cevaplıyorum. Eh, arada tek tük de olsa renkli olmayan mailler de var. Onları biriktirmiştim, tekrar tekrar yazmaktansa buradan cevaplıyorum. İşte bu maillerden alıntılar ve toplu cevaplar. Buyurun toplayın. - "....... Gürbüz senin neyin oluyor ki yaaani?" Doç. Elifizzade Gürbüz; böyle bir isim ne gördüm ne duydum, Metin Gürbüz; tanımıyorum, İsmail Gürbüz; İhlas Magazin Grubu'ndan değerli bir arkadaş, Oğulcan Gürbüz; hiç tanımıyorum, U. Recep Gürbüz; ağabeyim, ellerinden öperim, Ayşenur Gürbüz; o beni tanıyor muymuş? Muammer Gürbüz; amcam, hörmetler, Asım Can Gürbüz; bir kere onun soyadı Gündüz! Çeşmidilber Gürbüz diye biri yok! Ruciye Çıdalpolat'ı ise hiç duymadım! Ne istiyorsunuz? Hani ne demeye çalıştığınız belli de, benden size bir soru; Siz burayı ne zannediyorsunuz? - Bu yazıları gerçekten sen mi yazıyorsun? Hayır.Yani kısmen. Benim bir kedim var, adı Sia. Sia, ruhu zengin demekmiş. Boş bir kedi değil hani. O, bilgisayarıma sinir oluyor. Gelip klavyenin ortasına oturuyor. E, patilerinin , kuyruğunun temas ettiği tuşlar ekranda çeşitli harfler olarak beliriyor. Ben de aralarına çeşitli dar ünlü, geniş ünsüz harf yerleştiriyorum, yazı çıkıyor. - "Sen de Birşey Gazetesi'ndeki Birşeygül gibi fikir yazıları yazsana. Daha keyifli olurduuuu..." Ben öylesine yazıyorum. Fikir fikir yazılar yazamam. Fikrim değmiyor. Affınıza sığınırım. - Sen kimsin? Ah, bir bilsem!.. - "Her gün yazılarınızı takip ediyorum. Mesajınızı anlayamıyorum. Üslup iyi de, içerik sanki içselleştirme çabasal güdüsünde falansel filansolastik..." Size göre Güliver'in Seyahatleri çocuk kitabı olabilir. Ama, benden iyi olmasın, Jonathan Swift kardeşim bu eserinde dönem Avrupası ve İngilteresi'nin toplumsal ve siyasal yaşamındaki ahlaki çöküntüyü okurun bulup çıkarmasını ister. Bu arada, haftada sadece bir gün yazıyorum. Bütün okuyanlara ve okuyuculara sevgiler...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.