* Soslar Salatanıza ya da sandviçinize lezzet katmak için ilave ettiğiniz bir kaşık mayonez yediklerinize ekstra 100 kalori ekler. Bir kaşık dolusu sos salata ile ek olarak 100 kalori almanıza neden olur. Kızartmak yerine fırında yapmayı tercih ettiğiniz patatesinize eklediğiniz bir kaşık yağ veya margarin de tam tamına 100 kalori demektir. * Az yağlı besinler Bir besindeki yağın azaltılmış olması, her zaman kalorilerin azaldığı anlamına gelmez. Etiketini incelediğinizde az yağlı olduğu söylenen birçok besinde kalori miktarının bazen neredeyse yağlı besinlerdeki kadar yüksek olduğunu görebilirsiniz. * Kahvaltı Üzerine bal ya da marmelat sürülmüş. Bir dilim kızarmış ekmek en az 50 kalori içerir. Kahvenize krema veya şeker ya da çayınıza bal koyuyorsanız 65 kalori daha alıyorsunuz demektir. Çayınızı tatlandırmak için sakarinleri tercih edebilir ya da şekersiz içmeye kendinizi alıştırabilirsiniz. * Yoğurt Meyveli yoğurtların yağı alınmış bile olsa içlerindeki şekerden dolayı kalorileri yüksek olabilir. Bunları almadan önce etiketlerini okuyarak kalorilerini kontrol edin. * İçecekler Tonik sodanın bir kutusunda içindeki şekerden dolayı 150-200 kalori vardır. Kola ve gazozların ise müthiş birer kalori kaynağı olduğunu söylemeye gerek yok. Üç tane içerseniz günlük kalori ihtiyacınıza yaklaşabilirsiniz! * Meyve suları Hazır portakal sularının en küçük ambalajında 100-200 kalori vardır. Ama bir portakalda sadece 60 kalori bulunur. Ananas ve üzüm gibi diğer meyve sularının kalorisi daha da fazladır. * Kuruyemişler Atıştırmak için kuruyemişlerden daha lezzetli bir şey daha var mıdır? Televizyonun karşısında film izlerken önce bir iki tane tadımlık yemeye başlarsınız ama daha sonra kendinizi tutamayıp bir avuç yersiniz. Fıstık ve fındıklar sizi hiç fark ettirmeden kendilerine esir ederler. Aslında iyi bir protein ve E vitamini kaynağı olmalarına rağmen bir avuç kuru yemişte 100-200 kalori bulunur. Küçük fıstık paketlerinde bile 14 gr yağ ve 160 kalori vardır. Kırışıklıkları kremlerle değil diyetle önleyin! Nasıl olur da kimi kadınların cildi daha 30'lu yaşlarda belirgin bir biçimde kırışmaya başlarken kimileri 70'ine merdiven dayadığında bile hâlâ genç ve güzel görünebiliyor? Çünkü gençlik yıllarınızda cildinize nasıl davranırsanız, seneler geçtikçe de o oranda bir sonuç alırsınız. Sigara kullanıyor, beslenmenize dikkat etmiyor, spor yapmıyor, cildinizi temizlemiyorsanız vay halinize!... Ayrıca, yaşlanma ve kırışıklıklarla mücadelede meyve ve sebze ağırlıklı bir beslenme programı, birçok kozmetik ürününden çok daha etkili oluyor. Edep ya hu... İçin vatandaşları uyardı... Sayın seyirciler Hurafe Sezonu olaylı başladı! Ramazanın ilk ve son günü dileklerin gerçekleşmesi amacıyla orucu Oruçbaba'da sirke ile açıp sirke hayrına küp şeker dağıtma ritüelinde olaylar çıktı. Şimdi gelişmeleri almak üzere olay yerinde bulunan arkadaşımıza bağlanıyoruz. Havadiscan bize neler olduğunu aktarabilir misin? Ne oldu? Mevzu nedir? Ölü öldü mü? "Eeaa... Eee... Feraye burada sıcak gelişmeler yaşanıyor. Eea... Elinde on iyotlu tuz torbası olduğu halde Oruçbaba türbesine gelen bir şahıs hurafeseverlerin saldırısına uğradı. 'Akide şekerdir, burası diyar-ı sirkedir' sloganları atan kalabalığın öfkesi dinmek bilmiyor!.. Mağdure; 'Geçen sene ramazanda sivilcem sıçramadan patlasın diye Tuzbaba'da dilek tutarak oruç açmış, adaklar adamıştım. Şükür oldu, gözlerim doldu. Tuzları ha orada dağıtmışım ha burada dağıtmışım ne fark eder? Sonuçta ben dağıtmışım yanee' diyerek kendini savundu. Ancak, eea, ancak öfkeli kalabalık 'Her mekanın adabı var' diyerek mağdurenin gözüne sirke sıkıp orasına burasına tuz bastılar. Kimileri de sirke yapımında kullanılan malzemeleri üzerlerine döküp kendini ateşe vererek olayı protesto ediyor. Ayrıntıları aktarmaya devam edeceğiz, söz yeniden merkezde. Feraye??" Gözün toprağa ilişmeye başladığı dönemler hac sezonu başlar ya hani... Kişiye ve duruma göre farklılık arz etmekle birlikte hurafenin de sezonu var. Kız kurularında mevsimin menopoza dönmesiyle, ÖSS arefesinde, derbi maçlar öncesinde, sayısal sözel loto gibi şans oyunlarının ikramiyeyi patlattığı dönemlerde hurafe sezonu tekraren başlar. Türbelere gidilir, baş otuz derece yana eğilir, kaşlar saat dörde yirmi var pozisyonuna getirilir ve eller açılır. "Hınn... Ey Birşeybirşey baba bana koca ver, iş ver, ssk+prim, gitsin selülitlerim. Noolurr, çıtçıt alayım, koridoru somon rengine boyayayım vıdı vıdı..." Gerekli görülen noktalarda gözler pörtletilerek kelime üzerinde vurgu yapılır. Kimisi de uzatmak istemez, "Rabbena, hep bana" der gider... Efendim, rivayet o dur ki, 'Hurafeseverin Koca Bulma El Kitabı'nda şöyle yazar; "Koca bulmak, bulduğunu tutmak, tuttuğunu da kaçırmamak ise niyet; git Telli Baba'yı rahatsız et." Yakarış pozisyonu alınır, yaş boy kilo ve tez vakit kriterleri girilir. Sanduka üzerinde yığılı gelin tellerine bakılır. Alınacak telin uzunluğu izdivaca kalan süreyi belirlemektedir! Bomba imha uzmanı titizliğinde yanlış teli kesmeme çabasıyla bir adet alınır. Tel saklanır. Bir hareket olmazsa gelin teli diş ipliği olarak kullanılır, sair yöntemler denenir. Horoz adanır, türbede yatılır, çaputlarla gemici düğümleri atılır, yatırın etrafı tavaf edilir, diyafram sıkılıp bırakılır... Kesmez ise kiliseye gidip mum yakılır, olmadı bu yol Tibet'e kadar uzanır; budaya pirinç lapası adanır... Yetkililer yazmışlar oraya: "Eğilerek ve emekleyerek girmeyin, el yüz sürmeyin, türbe ve yatırlardan medet ve şifa ummayın, taş para yapıştırmayın, para atmayın!" Anlayan kim? Torpilciliği ve rüşvetçiliği benimsemişiz bir kere... Mana alemindekilere de madde alemindekilere davrandığımız gibi davranıyoruz. Hedefi, amacı ve yolu şaşırmışız gidiyoruz. Olsun... Ümitliyim... Öğreniyoruz... İki şarkı arasında programa telefonla katılıp oraya oturtulmuş büyüğümüze "Hocam oruçluyum. Şeytan tırnağımı yesem satanist olur muyum?" ayarında sorular sorarak bilinçleniyoruz...