Yaz aylarında güneşin olumsuz etkilerinden korunmak sağlık açısından büyük önem taşıyor. Uzmanlar, son yıllarda ozon tabakasının incelmesiyle güneşin zararlı etkisinin öne çıktığına işaret ederek "Tatili hastalık nedeni haline getirmemek için ölçülü davranmayı" öneriyor. İşte güneşin cilt üzerindeki etkileriyle ilgili en çok sorulan sorular ... Sağlıklı bronzlaşın Güneş sağlık açısından hangi riskleri oluşturur? En sık görülen olumsuz etkisi; güneş yanığıdır. Birden yoğun güneşlenmeyle 2-6 saat içinde gelişir. 1-3. günlerde şiddetlenir ve 5-6 gün içinde geriler. Kızarıklık, yanma, ağrı ve ileri durumlarda sulu kabarcıklar görülür. Baş ağrısı, bulantı ve halsizliğe neden olur. Yanıkta ilk müdahale nasıl olmalıdır? Böyle bir durumla karşılaşıldığında, hastanın serince bir yerde dinlenmesi ve sonrasında sık sık serin duşlar alması yararlı olur. İleri durumlarda doktora danışılmalıdır. Yağsız su bazlı yumuşatıcı kremler kullanılması faydalı olabilir. Güneş alerjileri nasıl ortaya çıkar? Güneşin erken dönemdeki zararlı etkilerinden biri de polimorf ışık reaksiyonu, kurdeşen gibi hastalıkları ortaya çıkarmasıdır. Alerjik kökenli bu reaksiyonlar; güneş gören vücut bölgelerinde (yüz, kollar ve boyun gibi) kızarıklık ve kaşıntılı döküntüler şeklinde görülür. Cilt kanserleri nasıl oluşur? Uzun ve yinelenen güneşte kalmaların yıllar içinde doğurabileceği en önemli sonuç; deri kanserleridir. Deri kanseri vücudun hiç güneş almayan bölgelerinde de görülmekle birlikte çoğunlukla açık kısımlarda görülmesi, güneşin rolünü gösteren bir bulgudur. Deri kanserlerinin büyük kısmının seyri nispeten iyi olmakla birlikte pigment üreten hücrelerden kaynaklanan Melonom, en yaygın kanser türlerinden biridir. Giderek büyüyen ya da yeni ortaya çıkan ben veya lekeler için doktora danışılmalıdır. Ciltte oluşan kahverengi lekelerin tedavisi nasıl yapılır? Güneşin etkilerinden biri de vücutta kahverengi lekeler oluşmasına neden olmasıdır. Bunlar genel sağlık açısından önem taşımazlar, ancak görünümleri rahatsızlık vericidir. Etkili bir güneş koruyucu kullanmanın yanı sıra, hidrokinon gibi pigment üretimini durduran ve meyve asitleri gibi soyucu özellik taşıyan ilaçlar alınabilir. Ancak kesin sonuç almak her zaman mümkün olmayabilir. Koruma faktörü ne ifade eder? Güneş koruyucu kremlerde PABA, benzofenon gibi güneş ışınlarını emen veya çinko oksit gibi ışığı yansıtan maddeler vardır. Bunların taşıdığı numaranın, yani güneş koruma faktörünün anlamı ise şöyle açıklanabilir; güneş koruyucusuz diyelim 10 dakika güneşte kalma ile oluşan kızarıklık, koruma faktörü 15 olan bir ürünle güneşlendiğimizde ancak (15 x 10 =) 150 dakikada oluşacaktır. Cildin korunmasında koruyucu kremler ne kadar etkili oluyor? Güneş koruyucular olarak bilinen maddeler, çinko oksit, titanyum dioksit, benzon, parsol gibi maddeleri içeriyor. Bu maddeler ya gelen ışığı geri yansıtarak, veya ışını emerek hücreye kadar ulaşmasını engelliyor. Aldığımız güneş koruyucu ürünlerde bu maddelerden en az iki tanesinin bulunmasına dikkat edin.. Hamilelikte güneşlenmek uygun mudur? Hamile veya hormonal değişiklikler yaşayan bir kadının (menopoz dönemi) güneşte kalması tavsiye edilmez. Bunlara dikkat edin! ¥ Güneşin en etkili olduğu 11.00 - 15.00 saatleri arasında güneşlenmekten kaçınılmalıdır. ¥ İlk güneş banyoları en çok 15 - 20 dakika, en fazla güneşlenme süresi 1-1,5 saat kadar olmalıdır. ¥ Güneş koruma faktörü en az 15 olan kremler günlük olarak kullanılmalıdır. ¥ Deri kanserleri, güneşe bağlı deri yaşlanması gibi sonuçlar, güneş ışınlarının uzun vadede birikici etkileri ile ortaya çıktığından koruyucu uygulamalara çocukluktan başlamalıdır. ¥ Bazı ilaçlar (tetrasiklinler, idrar söktürücüler, antibiyotik, antidiyabetik gibi) ve parfümlü kozmetik malzemeler güneşe hassasiyeti artırdıklarından ilaç alanların güneş banyosu yapmadan önce hekimlere danışmaları gerekir. ¥ Bulutlardan korunun: Bulutlar güneşi saklayabilir, ama güneş ışınlarını engellemez. Kendinizi şemsiye altında da korumanız gerekebilir. Cilt tipine göre korunma Deri tipleri, yaz güneşinde ortaya çıkan kızarıklık ve bronzlaşabilme özelliğine göre belirleniyor. ¥ Tip 1: Her güneşlenmede kızaran asla bronzlaşamayan. ¥ Tip 2: Her zaman kızaran bazen bronzlaşan. Tip 1 ve Tip 2'de olanlar, genellikle sarışın, mavi gözlü ve beyaz tenlidirler ve genellikle yazın öğle güneşinde 10-20 dakikada güneş yanığı alabilirler. ¥ Tip 3: Bazen yanan, genellikle bronzlaşan. ¥ Tip 4: Çok az yanan, çabucak ve her zaman bronzlaşan. ¥ Tip 5: Koyu renk olanlar. ¥ Tip 6: Zenciler Tip 1 ve Tip 2 olanlar, yaşlılar, çocuklar ve güneşe duyarlı hastalığı olanlar, yazın her gün güneş koruyucu kullanmalıdırlar. Tip 3 olanların da uzun güneşlenmelerde koruyucu kullanmaları gerekir. Tip 4, 5 ve 6 olanların ise koruyucu kullanmaları gerekmez. EN GÜZEL YEMEKLER Yemeğe meraklı özellikle de yemeye meraklı biri olarak birçok ülke mutfağıyla, bir çok yörenin yemeğiyle tanıştım. Genelde pek yemek ayırt etmem ama ayırt ettiğim bir yemek grubu var: Annemin yemekleri... Nedense kime sorarsanız sorun herkesin en sevdiği yemek annesinin yemeğidir. En güzel yemekleri anneleri yapar. Ee? Annelerin hepsi birbirinin aynı yemek yapmadığına ve her ne kadar zevkler farklılık gösterse de lezzetli yemeğin yolu bir olduğuna göre nasıl oluyor da herkesin annesi en güzel yemeği yapabiliyor? Acaba çocukluğumuzdan itibaren onun pişirdiği yemekleri yediğimizden mi böyle düşünüyoruz? Şöyle bir çocukluğumuzu hatırlayalım, tabağımızda onun yemekleri, hepsi de bitmeli. Annemizin lezzetli bir çorbası, "Mmm, nefis!" Biz çorbayı içerken onlar bize, yemekleri yersek ne kadar çabuk büyüyeceğimizi, çorbadaki malzemelerin ne kadar faydalı olduğunu, isteksizce baktığımız o kerevizde ne kadar çook vitamin olduğunu ve hatta eğer tabaktaki o ıspanak bitmezse arkamızdan nasıl ağlayacağını anlatırlar. Evet, en güzel yemekleri annemizin pişiriyor olması, acaba gerçekten de çocukluğumuzdan beri onların pişirdiği yemeklerle kazandığımız damak tadından mı? Yoksa yıllarca yemek pişiriyor olmalarının verdiği tecrübeden mi? Ya da sadece bizim annemiz olduğundan mı? Bazen tuzu fazla atmış olsalar da veya sanki yüksek tansiyonumuz varmış gibi tuzsuz pişirseler de, taze pilavdaki bir iki pirinç tanesi dişlerimize şiddetle baskı yapsa da, kenarı hafif yanmış (onlara göre çıtır çıtır) börek ısırılmamak için dirense de en güzel yemekleri annelerimiz yapar. Onlar bu işi biliyor!.. Ben de artık sebebini biliyorum... Arkamdan ağlama riski taşıyan ıspanağı, dişlerime baskı yapan pirinç tanelerini, onun elinden içtiğim çorbalarla nasıl da çabucak iyileştiğimi, Eline sağlık, ne kadar da güzel olmuş... dediğimde yüzünde beliren o mahcup ama sevinçli ifadeyi düşündüğümde bu lezzet sırrının sebebini buluyorum. Onlar, pişirdikleri her yemeğe sevgilerini katıyorlar... Eksik kalan tuzun yerine, kullanılan malzemelerin yanına, böreğin arasına, kekin hamuruna, salatanın sosuna sevgilerini katıyorlar. O leziz yemeklere hep anne sevgisini, hoşgörüyü katıp yüreklerinin sıcaklığıyla pişiriyorlar. Evet, artık o en güzel yemekleri annelerimizin yapmasının sebebini ve her ne kadar iyi bir aşçı olsam da en lezzetli yemeklerimi anne olunca yapacağımı biliyorum... Ninem diyor ki; Yiğit, diye diye candan; zengin, diye diye maldan ederler. Profesör Muallâ : Mutluluk iyi bir sağlık ve kötü bir hâfızadan başka bir şey değildir.