Hani hiç kimse ölmemişken...

A -
A +

Getir şu kutuyu bakalım... Bir gün, kaçınılmaz bir gün, içinizden biri o lafı eder: Getir, fotoğraflara bakalım. *** Olur... Bakalım da... Nasıl bakacağız? Kat kat hüznün açıldığı, naftalinle birlikte buram buram kasavet kokan o tarih sayfalarına elemsiz, kedersiz nasıl bakacağız? - Kim bu siyah-beyaz fotoğraftaki bereli adam, anne? - O mu? Bakayım... Haa, şey bu... Behice'nin kaynanasının Almanya'daki kardeşi... Tren kazasında ölmüştü. - Peki bu solgun, bu durgun poz, bu objektife değil de sanki ecele bakan adam, senin büyük dayın değil mi? - Evet... Ben yetişemedim ama çok kıymetli bir öğretmenmiş. - Peki bu? Bu donuk, bu aradığını bulamamış mutsuz suratlar kim? Bütün askerler aynı... Bizimki hangisi? Yani kimi tanıyoruz bunların içinden, bu fotoğrafı bu eve getiren poz hangisi? - Bilmiyorum kızım. Ver bakiim... Buuu... Bu anneannene lazım. Ben de çıkaramadım. *** Neden mahzun mahzun bakar siyah-beyaz fotoğraflar? Renksiz fotoğrafın kahkahası olmaz mı? Niye eziktir kenarı pütürlü bunca kart? Arkasına çaprazlama "Bu cansız hayalim hâtıra kalsın" diye yazarken, bir gün gerçekten cansız kalan bu hâtıralar, gittiklerine mi üzülüyorlar, yoksa geride bıraktıklarına mı? Neler söylüyorlar gözlerine bakanlara? Hâlâ gözlerine bakamadığımız fotoğraflar ne olacak peki? *** Fotoğraflar titreyen parmaklarla tekrar ve gelişigüzel kutuya doldurulurken, gönülleri bir şarkının nağmeleri burar: Hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken... Hani herkes arkadaş... Hani oyunlar sürerken... Kimse bize ihanet etmemiş... Biz kimseyi kırmamışken... Hani biz kimseye küsmemiş... Hani hiç kimse ölmemişken... Eskidendi, ah eskiden... > Ninem diyor ki: Ecel gelince demir sandık, urba değil > Profesör Mualla: Bir piyesi en fazla eleştirenler, o piyesi bedavaya seyredenlerdir > Halime Gürbüz ------------------------- > Hamilelikte doktor ne zaman aranmalı? * Gebelik sırasında anne adayının metabolizmasının çalışmasında farklılıklar görülmesi normal. Ancak aşırı ateş, titreme, baş ağrısı, el ve ayaklarda şişme, bebeğin belli zaman aralıklarında tepki vermemesi gibi durumlarda acilen doktora başvurulmalı Anne adayı vücudundaki değişiklikleri iyi gözlemlemeli, hangi durumlarda doktorunu araması gerektiğini bilmelidir. Gebelik sırasında kuşkusuz ki anne adayının vücudunda pek çok değişiklikler, metabolizmasının çalışmasında çok farklılıklar görülür. Hatta bazı durumlar karşısında hemen doktoru aramak gerekebilir. Ancak, aramadan önce vücuttaki bazı belirtileri iyi gözlemlemek gerekli. Çünkü doktorunuza vereceğiniz bilgide; belirtinin ne sıklıkta olduğu, ne kadar süre devam ettiği, neyin belirti şiddetini artırıp ağırlaştırdığı büyük önem taşıyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Gökmen İyigün, gebelikte doktorun aranması gereken durumları şöyle sıraladı: * Alt karın bölgenizde tek tarafta ya da her iki tarafta şiddetli ağrı. (Bu ağrıya kanama, bulantı ve kusmanın eşlik etmesi) * Hafif akıntı ve ağır kanama olması. * Susuzluk hissi, idrar azlığı, gün boyu idrar yapmama. * Ellerde, yüzde ve gözlerde şişme, şiddetli baş ağrısı (Çok ani olabilir, görme bozukluğu ile birlikte gelişebilir) * Bayılma ya da baş dönmesi, titreme ve 38 derecenin üstünde ateş olması. (Gribal yakınmalar ve üşüme dışında) * Gebeliğin ilk üç ayında, günde 2-3 defadan fazla gözlenen kusma, ileri dönemlerde aşırı kusma durumlarında. * Aşırı yemeye bağlı olmayan ve ansızın 1 kilodan fazla kilo alma; aynı gün hekiminizi arayın. El ve yüzde şişme veya baş ağrısı ya da görme bozuklukları ile birlikteyse acilen hekiminizi arayın. * 20'nci haftadan sonra, 24 saatten daha uzun süre bebek hareketlerinin duyulmaması, 28. haftadan sonra da saatte on hareketten daha az hareket etmesi durumunda acilen hekiminizi arayın. > Kullanışlı bir mutfak için... Mutfağınızı daha rahat ve fonksiyonel hale getirmek elinizde. İşte size mutfak dekorasyonu için öneriler... Mutfak ile oturma bölümü arasında hem mutfak tezgâhı hem de yemek masası olarak kullanılabilecek, alt kısmı depolama işlevi gören bir ayırıcı kullanabilirsiniz. Dekoratif, açık raflar kullanılabileceği gibi tavana kadar yüksek, kapalı tezgah üstü dolaplar da tercih edilebilir. Mutfakta geçirilen zamanın kısa ve işlevsel olmasını tercih edenler için modern mutfak idealdir. Fonksiyonelliğin ön plana çıktığı mutfaklarda laminant kapaklar, krom aksesuarlar, dolap kapaklarında kumlu camlar kullanılabilir. Boy dolapları hem depolama işlevini yerine getirirler hem de şık görünümlüdürler. Tezgah ve dolaplar arasında seramik kullanacaksanız, kullanılacak seramik ebadı büyük değil küçük olmalıdır ki mekan olduğundan daha büyük algılanabilsin. L mutfak yerleşimi Mutfakta üç temel alan olan yemek pişirme, hazırlık ve yıkama alanlarının arasında belli mesafeler bırakılmalı. Genellikle açık mutfaklarda kullanılan L mutfak yerleşimi, kare ve küçük mutfaklar için de idealdir. L mutfak daha çok depolama ve çalışma alanı sağlar, yürüme mesafeleri en aza iner. L mutfak düzeninde buzdolabı kapıya en yakın yere konulmalıdır. Dilerseniz modüler hazır mutfak kullanabilirsiniz ya da kendi mutfağınıza göre tasarım yaptırabilirsiniz. Aksesuar olarak aspiratör, evye, raylı boy kiler dolabı, tezgah altı raylı kiler dolabı, döner sepet, döner raf, tezgah üstü kepçelik, baharatlık ve kitap rafı kullanılabilir. Yer döşemesinde rengi koyu olmayan, doğal granit, doğal kompoze taşlar, mermer, suni mermer, traverten kullanabilirsiniz. > Göz çevresi bakımı Yorgunluk ya da yaşlanma belirtilerinin ilk görüldüğü yer olan göz çevresinde zamanın izlerini silmenin en etkili yollarından biri de düzenli olarak kullanılan göz kremleri. Yorgunluğun oluşturduğu şişlikler, uykusuzluğun neden olduğu halkalar ve yaşlılık belirtisi olarak kendini gösteren kırışıklıklar, günümüzün ürünleri sayesinde çok da büyük bir problem olarak algılanmıyor. Kozmetik ürünlerinin gerginleştirdiği, pürüzsüzleştirdiği, "ütülediği" göz bölgesi, uzun bir tatilin verdiği huzur ya da deliksiz bir uyku sonrasının dinlenmişliğini yansıtıyor. Hiç de estetik görünmeyen gözaltı torbaları çoğunlukla yorgunluk, stres ve yaşlanma sürecinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bu süreci düzenlemek için cilde enerji ve sıkılık sağlayan, ayrıca bağ dokusunu güçlendirici özel göz çevresi ürünlerini kullanmak yeterli oluyor. Mesela Lineless göz kremi ile elde etmeniz mümkün. Ürünün içeriğindeki yeşil çay, C, E vitaminleri ve çeşitli doğal aktif maddeler; pürüzsüzleştirici ve sıkılaştırıcı bir etki yapıyor. > Etli milföy Malzemeler: 12 milföy hamuru, 1 su bardağı sıvı yağ, 1 soğan, yarım kilo kuşbaşı, 1 kaşık salça, 1 bardak su, 1 tatlı kaşığı karabiber, 1 adet yumurta sarısı, tuz Hazırlanışı: Bir tencereye 1 su bardağı sıvı yağı koyun. 1 Adet soğanı yemeklik doğrayın. Yağın içinde soğanları pembeleşinceye kadar kavurun. İçine yarım kg. kuşbaşı eti atıp, kavurun. Daha sonra tencerenin kapağını kapatın. Kısık ateşte etleri kendi suyuyla pişirin. 1 çorba kaşığı salça 1 su bardağı su, 1 tatlı kaşığı karabiber ve yeterli miktarda tuzu ilave edin. Etler iyice pişince bir kenarda soğumaya bırakın. Milföylerin birine bardakla yuvarlak şekil verin. İkinci milföye simit şekli verip birinci milföyün üzerine koyun. En üste de bir fırça yardımıyle yumurta sarısı sürüp önceden 180 derece ısıtılmış fırında kızartın. Milföyler sararınca fırından çıkarın. Ortalarına hazırladığınız etleri koyun. Daha sonra milföyleri tekrar fırına verip birkaç dakika daha fırında tutun.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.