O yıl doğan bebeklerin en kocaman gözlüsüydü... Güzel gözleri, kozmetik markalarının sponsorluğuna ihtiyaç duymayacak kadar sürmeliydi. İlk şaplağını yediği fuşya rujlu ebesine melûl melûl baktı. Suratını hafızasına kazıdı. Ne de olsa ileride soranlara tarifini vermek için lazım olacaktı. O, hep melül melül baktı... Büyüdü... Yol kenarlarından ısırgan otu toplayarak aile bütçesine, kendi tostundaki peynirle kardeşlerinin protein ihtiyaçlarına katkıda bulundu. "Hayır" kelimesini telaffuz edememesinin dışında, sıradan bir çocuktu. Ancak ara ara sırtında gerip bir kaşıntı, yonca tarlası görünce de tarifsiz bir sevinç duyuyordu. Garip bir şeyler vardı... Büyüdükçe kulakları da uzamaya başladı... Dar bütçeli gerilim filmleri gibi atlaya atlaya gidelim, bizim de yerimiz dar. Bu çocukla ilgili esrarengiz dosyayı incelemeye karar verdim. Topladığım ip uçları beni bir kibrit kutusu üzerinde yazılı telefon numarasına ulaştırdı. Büyütecimi kenara koyup tuşlara bastım. Çalıyordu... "Alo Ailenizin Eşeği hattı. Nasıl yardımcı olabilirim?" Şaşkınlığımı birkaç geçiş cümlesiyle savuşturduktan sonra konuyu açtım. Prof. Semerkent dingin bir ses tonuyla anlatıyordu: "O çocuk bizden! O bir sıpaydı. Bu ilk vaka değil... Efendim söyle izah edeyim; her ailenin bir eşeği vardır. Atsan atılmaz, satsan satılmaz bireyler kendi içlerinde eşeğini belirler. Bu, kendiliğinden gelişen bir süreçtir. Kısacası olunmaz, doğulur" Merakla dinliyordum. "Ailenin her işine koşturur, her türlü sorumluluğu üstlenirler. İş, aş, dalaş ve ilgili ilgisiz bir sürü konuyu içeren insani yardım paketleri hazırlar. Tez canlıdır, pozitiftir. İstemese de bakar ki ya yapan, ya da doğru düzgün yapan yok, üstlenir geçer. Halleder. Hatta kollarını yeterince hızlı çırpsa uçar bile. Bir yolunu bulur. Yollar yapılırken eşeklerin önden gönderilmesinin sebebi de budur. Dereden tepeden, dolana yürüye en kestirme ve uygun yolu bulur ki, o yola asfalt döşenir." Bu ne kardeşim böyle? "Şaşırmayın dedektif! (Bana diyor, hayal gücü işte ne yaparsın) Telefonda konuşurken, hatta birini dinlerken bile ara ses olarak 'evet' diyen insanlarımızın 'hayır' diyebilmesi çok zordur. O yüzdendir ki, vurulan semerin üzerine kişiler ve olaylar birer birer yüklenir. Yeri gelir tepesine çıkılır. Zamanla 'eli mahkum yapacak, mecbur' kıvamına getirilir. Herhangi bir itiraz girişimindeyse duygusal şantaja başvurulur." Soruyorum; "Peki neden eşek? Neden 'ailenizin tırtılı' değil de eşeği?" Profesör, "Eşek, attan çok daha zeki, ama kişiliği olduğu için inatçı... Sürüler halinde yaşıyor, ama hiyerarşi tanımıyor. Ataları çölden geldiği için çetin şartlara olağanüstü dayanıklı. İnsanoğluna, araba çekmeden asker taşımaya, tarla işlerine kadar çok çeşitli alanlarda hizmet veriyor, ama yine de yaranamıyor ve 'aptal' yerine konuyor" diyor. Hımm... Şüpheyle yaklaşıyorum; "Gerçekten mi?" "Ben ne bileyim? Focus dergisinde öyle yazıyordu" diyor... Önüme konan saman balyasından, pardon, dosyadan başımı kaldırdım ve tespitte bulundum. Evet, bu semer vurulma durumu aileyle sınırlı kalmıyordu. Hayata yayılmıştı. Küçükten büyüğe doğru, iç içe... Aile, akraba, komşu, çevre, iş dünyası, toplum, ülke... Tıpkı bir matruşka gibi! Ünlü Fransız araştırmacı Buffon'un deyişiyle "Eşekler, insanoğlunun en büyük keşiflerinden biri." Ninem diyor ki: İçi boş, dışı boş, tut kulağından çifte koş. Profesör Mualla: Şüpheler en kötü gerçeklerden daha acımasızdır. Halime Gürbüz ------------------------- Uygun takınızı keşfedin SİZE en çok yakışan mücevheri belirleyebilmeniz için öncelikle vücudunuzu çok iyi tanımanız gerekiyor. Zira, boyunuz, kilonuz, ellerinizin ve yüzünüzün şekli, boynunuzun uzunluğu gibi faktörler takı seçiminizde önemli bir rol oynayabilir. Unutmayın her takı, biçimi ne olursa olsun takıldığı yeri ön plana çıkarır. Bu yüzden gizlemek istediğiniz bir bölgeye takı takmamalısınız. Kısa boylu iseniz, sallantılı küpeler ve uzun kolyeler kullanmamalısınız. Bu tür aksesuarlar boyunuzu daha da kısa gösterir. Parmaklarınız kalın ise, yüksek ve kalın yüzükler takmayın. Kısa boyunlu kişiler, tasma şeklinde kolyeler ve gerdanlıklardan uzak durmalı. * Küçük yüzlü iseniz büyük ve sallantılı küpeler yerine sabit küpeleri tercih etmenizi öneririz. * Bu senenin modası olan büyük ve geçmeli küpeler kullanıyorsanız, saçlarınızı açık kullanmanızı öneririz. Toplu bir saçta küçük ve sabit küpler çok daha uyumlu olur. * Büyük bir küpe ile gerdanlığı bir arada kullanmamaya özen gösterin. * Kıyafetinizde metal aksesuarlar (düğme ve kemer gibi) bulunuyorsa, bu aksesuarların renginin de takılarınıza uyumlu olmasına özen gösterin. * Kıyafetinizle birlikte kullanacağınız takının üzerinde yer alan taşın rengi de büyük bir önem taşıyor. Mesela, zümrüt ile pırlanta karışımı bir takı kullandığınızda, siyah ya da düz renk bir elbise tercih etmeniz daha uygun bir seçim olur. Yakut ile pırlanta karışımı takılar ise özellikle bordo, koyu gri, siyah ve özellikle bu yıl çok moda olan bej rengi kıyafetlerle büyük bir uyum sergiler. * Elmas bir takı ile de siyah ya da koyu kahve bir kıyafet tercih edebilirsiniz. Göz kalemi sürmenin püf noktaları Göz kaleminizi nasıl sürersiniz? Yoksa bazen zor geldiği için sürmeyi tercih etmez misiniz? Peki acaba profesyonel makyözler nasıl yapıyorlar? İşte size göz kalemi sürmenin püf noktaları: * Göz kapağının üst kısmına sürmek için, kalemi kullanmadığınız elinizle göz kapağınızı gerin ve sonrasında kalemi tuttuğunuz elinizle uygulayın. Böylece gerginleşen göz kapağına kalemi sürmeniz daha kolay olacağı gibi gergin ciltte daha düzgün bir çizgi yapmış olursunuz. Belki ilk sürüşünüzde güzel olmayan çizgiler, birkaç denemeden sonra elinizin de alışmasıyla daha düzelecektir. * Eğer mekanik, içinden çıkan yumuşak göz kalemlerinden kullanıyorsanız diğerlerine göre daha şanslısınız çünkü bu tip kalemleri kullanmak daha kolaydır. * Uzun bir çizgi halinde kalemi çekmeye çalışmaktansa, küçük ve yavaş hareketlerle kalemi sürmeyi denemelisiniz. * İşlemi uygularken gözünüzü hafifçe açın. Gözleriniz irice açılmış ve sürekli aynaya bakmak gözlerinizi rahatsız edebilir. O yüzden gözlerinizi zorlamadan hafifçe açarak göz kaleminizi sürmelisiniz. Ayrıca bu esnada kirpiklerinize daha yakın sürebilirsiniz. * Eğer sıvı eyelinerlar yerine kalem şeklinde olanları kullanıyorsanız, sürdükten sonra bir pamuk yardımıyla hafifçe yayarak gözünüze bir derinlik kazandırabilirsiniz. Böylece çizginin yamuk olması gibi bir ihtimal için de üzülmenize gerek kalmayacaktır. * Göz kalemini alt göz kapağınızın yarısından başlayarak uygularsanız, gözünüzü daha yuvarlak ve daha belirgin göstermiş olursunuz.