İftara doğru

A -
A +

Uzaylılar hep şarkıcıları, şöhretleri mi kaçıracak, bu sefer de beni kaçırdılar. Aa, inanmıyor musunuz, işte hikâyesi;

 

Efem, malum uzaylılar, denek kaçırmak üzere yine Dünya'ya inmişlerdi. Lakin zamanlama doğru değildi. Ramazan münasebetiyle, cami kapısına pusu kurdular. İkindi namazını müteakiben ilk çıkanı kapacaklardı... Halime, zaten normalde de asabi biriydi. İlk oruç günü, kimseye bulaşmadan iftarı etsem düşüncesiyle köşeden kıvrılmıştı ki, cami kapısına sinmiş birilerini gördüüü... "Yuhh! Ramazanda bari ayakkabıları çalmayın huleaayn!" narasıyla atladı üzerlerine. Teker topar şadırvana kadar yuvarlandılar. Bir arbede, bir pata küte… Gözünü açtığında, antenli yaratıklarla göz gözeydi!..

 

“Merhaba dünyalı biz dostuz" dedi biri. "De get, dost dost diye nicelerine sarıldık! Benim sadık yârim mamazan pidesidir!" diyerek ittirdi bizimki. İftara kadar da resmen burunlarından getirdi!

 

"Bu böyle olmaz!" dedi, Göktürk-2 uydusuyla Uranüs arasına "Hoş geldin ya şehr-i ramazan" yazan mahya astırdı, uzay mekiğinin duvarınaysa imsakiye, torbada nohut, iki kangal da sucuk. "Adam gibi iftariyelik hazırlayın! Öyle uzaylı yemi, yemişi yemez mahir Türk evladı" dedi diye; özel hurma hapı, karnıyarık kapsülü, karışık Karadeniz pidesi tableti falan hazırlandı. Bir tas da tarhana kaynattırdı; ezanı beklerken "ya duyamazsam" endişesiyle kafayı mekiğin penceresinden fazla sarkıttı ki, düşmekten son anda kurtarıldı...
Uzaylıların komutanı "Keşke kaçırmasaydık, canımızdan bezdirdi!!" diye gürledi. Halime abla oralı olmadı ve bağırdı; "Antenli, hiişş, panelin önüne koy bi o kafayı, çekiyor mu bakalım TGRT Haber İftara Doğru programı...”

 

İftar sonrası çayını içip keyfi de kafası da iyice yerine gelince muhabbete başladı. Hani soruyordunuz ya, "sahurda dünya yüzeyinde birden yanıp sönmeye başlayan ışıklar ne diye" dedi. Uzaylı, zoing-moing gibisinden sesler çıkararak kafa salladı. "Hah" dedi Halime: "İşte onlar sahurda 'yav, bi tane daha yakayım' diyenlerin son dakika sigaraları…"

 

Sahura kadar bulunduğu söylenen suya bakmak için Mars’a gidildi. "Sayaç bağla da boşa akmasın!" diyerek uzaylının enseye bi şaplak attı ve hayıflandı; "Hey gidi hey, nerede o eski ramazanlar be uzaylıı?"

 

Uzaylı ensesini ovuşturarak biraz da hınçla "geçti eski ramazanlar Halime abla. Bitti, gitti, finito!.." dedi. "Haklısın..." diye bıdırdandı. Halime abla, deriiin bir iç çekti: "Haklısın, eskidendi... Biri ramazanda size bulaşırsa 'oruçluyum…' demek vardı. Artık saygısızlarda o bile işe yaramıyor!”

Ninem diyor ki; Adam adam kadri bilir, sarraf altın kıymetini.

 

 

 

Halime Gürbüz'ün önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.