İlle de anne...

A -
A +

Kalk hadi, kalk! Saat onbuçuk: "Anne saati" Greenvich'den bağımsız olarak çalışır, duruma göre bir ila iki buçuk saat ileridir. Yerel saatin söylenmesi halinde yataktan kalkmayacağınızdan endişe eden anneye part time çalışan gözlerle itiraz etmek işe yaramaz. Bu teknik sıklıkla kullanılır ve çoğunlukla kanılır. Oradadır ne bileyim?: "Anne kitabım/kalemim/kolyem nerede?" sorusuna cevap "orada"dır. Yön duygusuyla felsefeyi harmanlanmama yeteneğini geliştirme amaçlı bu cevap sizi "Aramaya" yönlendirir. Ararsın, bulamazsın. Tekrar sorar ve tekrar benzer cevap alırsın. Olay annenin gelmesi ve aradığın şeyi Ora'nın iki oda ilerisinde Şura'nın Burası'nda bulmasıyla ve "Bensiz de hiçbir şey yapamazlar" şeklinde söylenerek mekanı terk etmesiyle son bulur. Paranoya sonsuzluktur: (Tamamı 0- 35 yaş arası çocuklar için geçerli olmak üzere) Ağustosta yağmur yağabilir şemsiye al, fanila giy içini tutar... Yabancılarla konuşma... Akşam vakti kaçırırlar... Etraf sapık dolu gündüz gözü kaçırırlar... Cık, cık,cık. Yeme o pis pis şeyleri evde mis gibi dolma var... Yoksa diyet mi yapıyorsun?!.. Ne o suratın? Bir şey mi oldu da benden saklıyorsun?.. Soğuk içme ciğerlerine yapışır... Zibidi gibi çıkma dışarı üşütürsün, böbreklerinde kum olur, taş olur, bel fıtığına çevirir oradan da akyuvarlara! Allahım sen sakla yavrumu bana!.. Çelişki bütünün parçasıdır: "Şu salatadan kaşıkla, kaşık kaşık ye çocuğum hah, kompostonu iç, ekmek de ye... Aaa, doldurma mideni sulu yemeğe yer bırak..." Herhangi bir şey istediğinde "Yavrum sabaha çıkacak mıyız bakalım diye sormuyorsun" deyip, kan ter içinde uyandığın kâbusu anlattığında ise hayra ve dahi tez vakitte gelecek bir kısmete yorabilme yeteneği... Bakımlı olma çabası "Baloya mı gidiyorsun?" sorusuyla, tersi ise "Biraz kendine bak, genç demeye bin şahit lazım" azarlamasıyla karşılanır. "Aynen bana benziyor şekerim!" diyen anne "Kime çekti bu ayol? Benden zerre almamış" da diyebilir. Gerçi hoşa gitmeyen durumlarda babaya, ya da sevilmeyen bir akrabaya benzediğiniz bellidir. Benzemiyor musunuz? Yoksa siz de mi çelişiyorsunuz? Ben babana yalan söylemem: Bazen arada kalmamak bazen de çocuğu engelleme amaçlı anne patentli bir beyaz yalan. Bunlar, biz küçükken iğnesi olan hain teyzeler ve içersek kara olacağımız kahvelerle başladı. Büyüdükçe de devamı geldi; Ben senin arkadaşın olmak istiyorum, bana her şeyi anlatabilirsin... Beş dakkalığına komşuya geçiyorum... Mektup bana mıymış diye bakıyordum... Tereyağı mı? Yoo, bu pilav gerçekten zeytinyağlı... Sırf dökülmesin diye yiyorum bu tatlıyı... Aaa, yer elması değil çocuğum o, o patates... Bir daha yemek yapmayacağım, ye de demeyeceğim, aç kalsın herkes...Umurumda değil, ne halin varsa gör... Anne deme bana, annen yok senin... İyiyim ben, siz işinize gücünüze bakın... O da haklı, siz geçinin bana yeter... Sıkılmıyorum, arada bir sesinizi duymak yetiyor bana... Hepsi o kadar beyaz o kadar da tatlı ki... Nerede olursa olsun, her koşulda kayıtsız şartsız tereddütsüz ve tükenmeyen anne sevgisi. Biraz deterjan, biraz yemek, biraz hüzün, hesapsız fedakârlık ve bolca huzur kokan sevgi... Bırakıp gidememeye, hayata tutunmaya yarayan, tek, gerçek, saf katıksız ve karşılıksız, kazanılmış değil, verilmiş sevgi... Teşekkürler... Bu sevgiyi yaratana ve sunana... > Ninem diyor ki: Bu oğluma, bu kızıma. Kalmadı boğazıma. > Profesör Mualla: Aynan yoksa yanın-dakine bak Halime Gürbüz ------------------- > Cildiniz sizi ele veriyor Göz çevresi, ağız çevresi, çene ya da kulaklarda cildinizin durumu hayat biçiminizi ve sağlığınızla ilgili ipuçları veriyor. Araştırmacılar, yüzü 15 bölgeye ayırmışlar. Bu bölgeler, hem cildin sağlık ve güzelliği için yapılacak bakımı belirliyor, hem de sizin genel anlamda sağlıklı yaşamanız için gerekli bilgileri veriyor. Çünkü cildiniz sizi anlatıyor... İşte organlarınızın yüzünüzdeki temsilciliklerinin sağlığınız hakkında verdiği sinyaller: Alın (mesane-sindirim): Cildiniz iyi temizlenmiyorsa, alında ve saç diplerinde makyaj artıkları kalıyorsa bu durum kendini siyah noktalarla gösterir. Bu bölgedeki sivilcelenme ise, alerji ya da kabızlık gibi sindirim sorunlarından kaynaklanmış olabilir. Kaşların sert ve yoğunluğu ise stresli bir hayatın işaretidir. İki kaş arası (Karaciğer): Aşırı gıda alınması bu bölgede konjiesyonla kendini gösterir. Geç saatlerde yemek yenmesinde vücut sindirimi tam olarak gerçekleştiremediğinden bu bölgede pullanma yapar. Kulaklar (Böbrekler): Şampuan ve diğer ürünler birikme yaptığı için kulak içlerinde siyah nokta oluşabiliyor. Sürekli telefon kullanımı da kulak arkalarında siyah nokta yapabiliyor. Sıcak kulaklar böbrek stresinin belirtisidir. Kafein ve kırmızı et tüketimine dikkat!.. Yanaklar (üst kısım sinüs ve akciğerler, alt kısım diş ve dişetleri): Bu bölgedeki kılcal damar çatlamaları sigara tüketimiyle ilgili olabilir, siz içmeseniz bile içenlerle olmanızdan da etkilenirsiniz. Ya da sinüs sorunu, alerji veya bronşit, öksürük, bunlardan biri da kılcal damarları olumsuz etkiler. Yanağın alt kısımlarında dağınık sivilce oluşumu, diş ve dişeti problemlerinden kaynaklanmış olabilir. Yanaklardan yukarıya doğru uzanan derin çizgiler ise, akciğerlerle ilgili bir sorunu işaret edebilir. Göz çevresi (alerji, böbrekler): Yanlış makyaj malzemesi ve temizleyici kullanımından kaynaklanan toparcıklar oluşabilir. Göz çevresi çok hassas bir bölgedir, güneş gözlüğünüz göz çevresini tamamen koruyamıyorsa, göz çevresinde ince kırışıklar oluşabilir. Bu sebeple büyük güneş gözlükleri daha sağlıklıdır. Gözaltında koyu halkalar genellikle ırsidir; ancak uykusuzluk ve boşaltım sisteminin zayıflığı da gözaltı halkalarının artmasına yol açabilir. Göz kapaklarındaki iritasyonlara alerji veya gıda eksikliği de yol açabiliyor. Burun ve üst dudak (kalp ve üreme): Bu bölgede aşırı yağ üretimi sebebiyle, siyah noktaların en fazla bulunduğu yerdir. Burunun çok kızarması yüksek tansiyon belirtisi olabilir. Burun ve üst dudak arasındaki bölgede siyah nokta oluşumu veya lekelenmeler, hormonal dengesizlik işaretidir (Hamilelik, menopoz, doğum kontrol hapları). Yapay renklendirici içeren ruj ve kalemlerin kullanımı dudak çizgisinde siyah noktaların oluşmasına yol açar. Çene yan tarafları (yumurtalıklar): Bu bölgedeki sivilcelenme ve siyah nokta oluşumu hormonal dengesizlikle ilgili olabilir. Ayrıca diş ameliyatı veya arka dişlerde sorun ya da röntgen çekimi de çene boyunca kulağa yakın kısımda sivilcelenmeye sebep olabilir. Çene (üreme ve ince bağırsak): Hormonlara bağlı olarak kıllanma görülebilir. Çenenin ön kısmında kızarıklık veya konjesyon varsa, ince bağırsaklarla ilgili bir sorun olup olmadığına bakılmalıdır. Beslenme şekli de dikkate alınmalı (baharatlı gıdalar ya da gıda alerjisi, sindirim bozuklukları gibi). Boyun ve göğüs (stres): Bu bölgedeki sivilcelenme genellikle yüksek stresin göstergesidir. Parfümlerin uzun süreli kullanımı, güneş ışınlarından yeterince korunamama da bu bölgede lekelenmelere yol açar. En hassas bölgelerimizden biridir ve güneşten korunmama nedeniyle en fazla etkilenen bölgedir. > Gebelik kilolarından kurtulun! Uzmanlar, 6 aydan fazla emziren annelerin, fazla kilolarını emzirmeyen annelere göre daha hızlı kaybedeceğini savunuyor ve kilo verme yöntemi olarak emzirmeyi tavsiye ediyor. > Hamilelik sırasında uygulanacak menü Kahvaltı: 1 porsiyon portakal suyu, kızarmış ekmek, tereyağı, çay. Kuşluk vakti: 1 porsiyon portakal suyu, bisküvi, 1 - 2 bardak süt. Öğle: 1 porsiyon et veya peynirli ekmek ya da makarna tereyağı, yeşil sebze ya da salata, taze meyve suyu, bir bardak süt. Akşamüstü: 1 - 2 bardak süt, bisküvi ya da kızarmış ekmek. Akşam: 1 porsiyon sebzeli et ya da balık, puding. Yatma zamanı: 1 - 2 bardak süt. > Doğum ve emzirme sonrası için diyet Kahvaltı: Yarım greyfurt, 2 dilim kepek ekmeği, büyük bir dilim beyaz peynir, 1 bardak az yağlı süt, şekersiz çay. Öğle yemeği: 1 havuç, 2 sap kereviz (veya başka sebze), 1 dilim kepek ekmeği ve tereyağı, 170 gram yağsız et veya balık ya da 2 yumurtalı omlet, 1 şeftali, 1 bardak az yağlı süt. Akşam: 170 gram ızgara et veya balık, 1 patates, yarım kâse bezelye ve havuç, 1 çay kaşığı mayonez, 1 elma, 1 portakal, su, şekersiz çay. > Gümüşlere doğru bakım Mükemmel gümüşlere sahip olmanın sırrı aslında çok basit: Onları temiz tutmak. Toz ve kir kararmayı hızlandırır. Bu sebeple sık sık gümüşlerinizin tozunu almanızda fayda var. Daha değerli gümüşlerinizin ise ekstra bakıma ihtiyacı olabilir. Öncelikle bu tür gümüşlerinizi kalorifer ve benzeri ısı kaynaklarından uzak tutun ve gümüşleriniz gündelik kullanıma uygunsa, onları kullanın! Böylece daha az kararmış olurlar. Gündelik hayatınızda kullanmadığınız gümüş takımlarınızı ise yassı bir kumaş kaplı kutuda saklamanızı öneririz, böylece tozdan ve kararmayı sağlayan diğer kükürt kaynaklarından korunmuş olurlar. Tepsi gibi daha büyük parçaları kalınca plastik torbalara kaldırabilirsiniz. Ancak, bol miktarda kükürt içerdiğinden her ne şekilde olursa olsun, gümüşlerinizi jelatinle kaplamamaya özen gösterin. Cilalama: Buradaki püf noktası aşındırmayan bir cila ve bez kullanmaktır. Eski bir t-shirt parçası gibi yumuşak pamuklu bez parçaları kullanın, havlu aşındıran malzemelerden kesinlikle kaçının. Ciladan sadece küçük bir parça sürmeniz yeterli, bezle dağıtarak silerken ne kadar çok yeri parlatacağını göreceksiniz. Bez yerine doğal kılları olan bir diş fırçası da kullanabilirsiniz. Gümüşlerdeki girintilerin özellikle objeyi daha güzel göstermek için koyu renkte olduklarını unutmayın ve buraları ısrarla parlatmaya çalışmayın. Çay kaşığı gibi ufak gümüş parçaları, bir diş macunu ve fırçası işbirliğiyle parlatabilirsiniz. Kaplama: Çaydanlığınız, şekerliğiniz ve diğer çukur eşyalarınızın kaplama olma ihtimali yüksek. Bu gümüş kaplamaların bir diğer adı da elektro kaplamadır. Modern gümüş kaplamalarının çoğu nikel baz içerir ve en az som gümüş kadar sağlamdırlar, dolayısıyla aynı parlatma işlemlerini kaplamalar için kullanabilirsiniz. Antik gümüş kaplamalar daha hassastır, bu yüzden aynı hassasiyetle parlatılmalıdır. Güçlü parlatıcılar, ince gümüş kaplamayı aşındırıp bakır yüzeyi ortaya çıkartabilir. Yıkama ve koruma: * Gümüşlerinizin daha uzun ömürlü olmasını ve kararmamasını istiyorsanız, onları elde yıkamalısınız. Ancak, bıçaklarınızın ağzı paslanmaz çelikten ise diğer gümüşlerinizle birlikte yıkamamaya çalışın. Zira, gümüşün paslanmaz çeliğe karşı kimyasal tepkisi vardır ve bu yüzden bıçaklarınızın paslanmaz kısımlarında küçük siyah noktacıklar oluşmasına sebep olabilir. * Gümüşlerinizi çatal, kaşık ve bıçaklarınızı kararmayı hızlandıran yumurta, mayonez, sirke, meyve, gibi yiyeceklere temas ettikten sonra hemen durulayın. * Gümüşün düşmanlarından bir diğeri de tuzdur. Tuz gümüşü oksitlendirir. Her zaman kullanmıyorsanız, tuzluk ve biberliklerinizi kaldırmadan önce içindekileri boşaltın. * Bambu, sedef, fildişi, ahşap gibi dekoratif saplı bıçaklarınızı suya daldırmayın, en iyisi sadece keskin kısımlarını yıkayın, sapları durulayın... > Şamdanı mumdan kurtarın... "Gümüş şamdanda mum yakması güzeldir, temizlemesi beterdir" devri kapanmıştır. Eğer şamdanınız dökme gümüşse (bunu bir fiskeyle anlayabilirsiniz 'çınnn' diye ses gelir) buzdolabına kaldırın ve mum donduğunda çıkartın. Donan mum kırılganlaşarak soyulacak hale gelecektir. Som gümüş şamdanda bu dahiyane uygulama tavsiye edilmez, zira buzdolabı, şamdanın dolgu maddesine zarar verebilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.