İyi ki doğdum...

A -
A +

Esas kız mışıl horul uyuyordu. Hayır olsun; rüyasında 'Hayat Savaşı'nın tam ortasındaydı. Otuzbayırı Meydan Muharebesi'nde, postalları ayağına vuran şaşkın bir askerdi. Hatta safın en önde gideni, bayrak sallayanıydı. Siperden kafasını uzatıp "Al sana bombe" narasıyla düşmana attığı bir taşla; iki kuş, bir de üstüne düşman tayyare filosu vurdu. Keyifle not defterini çıkardı, tezkere çizelgesine italik bir çizgi daha attı; "Şan ve şeref dolu onüç bin yüz kırk gün!" Gözleri daldı. Dolu bir otobüse bakar gibi uzaklara baktı... Hayatı, tek yön seferli dolu bir otobüs gibiydi. Oturanlar, cam kenarında seyir keyfi yapanlar, camın buğusuna yazı yazanlar... Hayatında edindikleri yeri kaptırmamak için uyuyor numarası yapanlar, ineceği durağı kaçıranlar... Ayakta kalanlar, tutunanlar, tutunamayanlar, kapıya yaslananlar... "Çarpar" uyarısını dikkate almayıp basamakta durup çarpılanlar... Asker dalmış, bunları düşünürken; cepheden uzaklaşmış, ana yola çıkmıştı. Şapşalın biri yönetimindeki plakası çamurlu otobüs acı bir fren yaptı! Otobüs esas kıza çarptı. Kız, yere yığıldı. Ölmüş müydü? Hayır. Küçükken yakar topta bir keresinde top yakalamıştı ya, bir canı daha vardı. Sayıkladı; Otobüs! Otobüs... Otobos... Otoz.. Otuz... Otuuuuzz! *** Kan ter içinde uyandı. Of be, ne kâbustu! Saate baktı, gece yarısını biraz geçiyordu. Aman Allahım! 29 Ocak gününe girilmişti. Kâbus değildi! Doğum günüydü yirmi dokuzu ve yaş bulmuştu otuzu! Off, tamam tamam, bu altı sene önceydi... Beyninde çanlar çalıyordu. Aynaya koştu, Aaaaa?!.. Göz kenarlarında kırışıklık vardı! Biri kafasına anayasa fırlatmıştan beter oldu... Saat de geç olmuştu ama Ajda'nın estetikçisini mi arasaydı? Amaaan, yok! Sonra onun gibi gülünce bacağı kalkardı... Zaman su gibi akmıştı. Dili damağı kurudu, suya uzandı. Eski çamlar bardak olmuştu!.. Burası sondan kaçıncı istasyondu?.. Kaç treni kaçırmıştı?.. Ah boyu devrilesice İsviçreli bilim adamları! Akıllı moleküllere kulak yapıp deterjan üreteceklerine 'hayatı temize çekebilme formülü' bulsalardı ya!.. Mırıldanmaya başladı; "Yok benim doğum günüm! Unut, unut... Ben koyunlar yavruladığında, bademler çiçek açtığında, Dıngıllar'ın oğlu orta mektebe başladığında falan doğdum. Oh be!.. Bana her gün 'hepi börtt teyy'... Teheeyy tey!.." Ni­nem diyor ki: Ahmak iti yol kocatır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.