Kediden felsefe

A -
A +

Bir kediniz olması demek; mırıltıyla uyanma keyfi, oturma odasında bol yırtıklı bir dekorasyon, angora görünümlü tüy dolu kazaklar, kedi kumu ve maması taşımaktan gelişmiş pazular demektir! Sırf rahatsız olmasın diye koca bir yatakta avuç kadar yerde uyuma sabrını göstermektir... Sevmenin ve bağlanmanın, kontrol dışı olduğunu usulca idrak etmektir... Hayatı öğrenmektir. Her şey iyi giderken, en beklenmedik anda bir tırmık yeme ihtimalini sevmektir... Pekii kediler, mesela benimki konuşabiliyor olsaydı neler söylerdi? Yemekte; - Hihi hi : ), sen niye çanağa ot doldurup yiyon ki? Böğk, karnın mı ağrıyor? - Dök dök, dööök... Biraz daha mama dök! İlaç mı veriyorsun? - İttirmesene be! Ne yiyorsunuz diye bakıyorum. Bana da bir servis açsanızağğ, aileden sayılırız!.. Gün boyu; - Tavan! Şu tavana bak, dümdüz... Dingin bir ırmak gibi. Moavv, bir tavan var bu tavandan içerü. Ha? Ne depremi yahu? Bakamaz mıyım? Bir rahat felsefe yaptırmıyorsunuz, gideceğim bu evden.. - Alooo sev diyoruz.. Mıncıklamaa! Hah, kaşı, kaşı, boynumdan enseye doğru, hah orası... - Gündüz kremi, gece kremi, ısırgan özü toniği, yosun maskesi... Bunların hepsini yüzüne mi sürüyorsun? Bırak yaav, yala gitsin! - Ablaa, ben de röfle attırsam mı ki? Şöyle benek benek, leopar deseni falan ha? - Vazoyu kırdım! Gaçhayımmm!.. - Ben de basarım bu klavyeye! Yazı yazıyormuş. Yazar kesildin başımıza. Kalk da bi mama koy! Uyurken; - Ablaa, uyudun mu? Az bi kaysana öteye.. Ablaa?? Ben de yatarım kafanın üstüne!! - Anaa o ne ? Yastık kıpırdıyo? Atlasam mı napsam? Dur bi çömelelim iyice, arka ayakları kontrol edelim. Tamam çalışıyorlar, hoppaa! Hay Allahım yaa! Kızın eli çıktı yastığın altından, biz de bi şey sandıydık... TV seyrederken; - Rikardo yine ağlattı kızı. Bi Mariya'yı seviyorum diyo, bi Rosanna'yı... Bıyıksız ya bu adam. Dengeyi nasıl tuttursun ki? - Ahah, yine her şeye zam gelmiş. Uff yaa, gene birkaç ay Eminönü'nden açık mamaya talim.. - Matrix de neymiş bee! Hişş, Halime, bırak şu bilgisayarı, bana baak! Ben Keanu Kediiivs oldum. Şimdi şu koltuğun altına yatayım, sırtüstü evvet! Pençeleri de koltuğa geçirdik mi tamam. Haydi gidiyoruz (ptıkrt kı pırıkırt). Evet kaptan görevi başarıyla tamamladık, ama höö? Eyvah, koltuk yırtıldı. Ne bağırıyorsun kızım?! Alırıss yenisini... Mantıksız değil mi? Evet, çünkü kedilerin mantığı yok. Sadece içgüdüleriyle hareket eden bir hayvan; sevgiyi, iyiyi, kötüyü algılayabiliyorken, hem mantığı, hem zekâsı bir de üstüne içgüdüleri olan insanlar neden çoğu şeyi hâlâ anlayamıyor ki?.. Kedi sahibi olmak, kediden felsefe yapmak demektir! > Ninem diyor ki; Kedinin kanadı olsaydı serçenin adı kalmazdı!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.