Bir dönem şüpheli paket paranoyası vardı hepimizde. Nerde sahipsiz poşet, çanta görsek "Hepimiz ölüceeez!" çığlıklarıyla kaçışırdık. Bomba imha ekipleri patlatırdı, bazen tarhana saçılırdı, bazen don fanila. Şimdilerde yerini 'telefonumu dinliyorlar mı ki?' aldı! İncir yerken kurt paranoyası yapmak bile yanında hafif kaldı. Elektrik, su faturaları dışında devletle bir ilişkisi olmayanlar bile "yav telefonum dinleniyor galiba hışırtı var'" diye tedirgin. Hatta işi abartanlar "ya var ya, şu an beni kim dinliyorsa ben onun!.." diye sayıp döküp konuşmaya öyle devam ediyor. Dün bir arkadaşı aradım "senin şu fındıklı kekin tarifini versene" diye, "o tarif çok gizli, buradan vermem doğru olmaz, daha güvenli bir ortamda!" falan dedi! Benim kedi bile kuyruğuna jammer olmadı frekans karıştırıcı takmaya niyetli.
Bu ne yahu? Millet 'beni kim dinliyor, neden dinliyor?' diye kendini yiyor. Herkes ikinci sınıf Amerikan korku film afişlerindeki gibi; "İçimizden biri katil ama hangisi?" diye sorar bakışlara! Kim ne yapsın senin lahmacun siparişini, dedikodularını, teknik destek talebinden aldığın "kapat aç düzelir!" cevabını, "Şölen pide, iyahhşamlar?"ını, "Önce sen kapat, yaa olmas sen kapat"larını, "gelirken yoğurt al"larını, dicimürk üyelik kampanyalarını, "annem çok özletmesin diyo"larını.
Panik halindeki sıradan vatandaşlara sesleniyorum; bırakınız dinlesinler. Edirnekapı Camii imamı olmasak da az buçuk biliyoruz; bu dünyadaki her hareketimiz ilahi kamerada kayıt altına alınıyor. Yaradana karşı alnın aksa yaratılandan ne korkuyorsun? Ayrıca biz buna yabancı değiliz ki. Halkımızda telefon, kapı, duvar dinlemek alışkanlıktır. Hiç yan, arka masadaki konuşmaları dinlemek için sağa sola kaykılan görmediniz mi? Komşuda çıt çıksa bardağı kaptığı gibi dinlemeye koyulanı? Veya siz yapmadınız mı?
Telefonunuzun dinlendiğinden şüpheleniyorsanız; konuştuğunuz her cümlenin sonunda "deeer mişiim..." deyin, yorganın altına girip izolasyon sağlamaya çalışın. Şifreli konuşun; "Ayşe tatile çıktı" veya "şeyleri şeyettiğim şey" deyin, robotik ses programları kullanın.
Kısık sesle konuşun, konuşma sesini azalta azalta duyulmaz hale getirip dinleyenin pür dikkat yapıştığından emin olduğunuzda ciyak ciyak bağırın! Burnu mandallayıp da konuşun, olmadı telefonu kaldırıp atın işaret diliyle konuşun. İyisi mi kafanızı yormayın; "Size daha iyi hizmet verebilmek için konuşmalarınız kayıt altına alınmaktadır" tekrarından bezsek de, birileri canı isteyince basit kurgu, alelacele bir montaj patinajla düşük kalite taklit prodüksiyonlar yapacaktır. Nostalji yapalım derim, herkes karşısındakine telefonda şarkı dinletsin efenim...
Ninem diyor ki:
Gafile kelam, nafile kelam.