"Kediler, ucuz kürkler içindeki minik kadıncıklardır." Anonim Miyi miyi miyavv... -Kediler de kadınlar da bir şey istedikleri zaman çok sevimli olurlar. Ses tonları daha bir masum, daha bir uslu uslu tınlar. -Ses tellerine kuvvet; hiç susmazlar. Ne istiyorlarsa, susmayacaklarını bildiğinizden alırsınız, yaparsınız, verirsiniz. Miyavlamıyorsa bile bulgur çekerler çünkü, dırdır sonsuzluktur ilkesine bağlıdırlar. -İşlerine gelmedi mi yanınıza bile yaklaşmazlar. -Bir kabahat işlediklerinde ya şişe vaziyeti alıp masum masum bakarlar ya da pısıp olay mahallinden uzaklaşırlar. Sen beni sevmiyosuun!.. -İlgiyi üzerlerine çekmek için stratejik noktalarda; televizyonun önünde, klavyede gezinir, "Aha da ortası budur" diyerek o sırada ilgilenilen kitabın, gazetenin üzerine yatar, başı yana yatırıp kulakları geriye ittirerek "Son dediğini anlamadım" ifadesi takınırlar. -Saatlerce başını okşasan da, az bir elini çekince pençe atarlar. -Arada bir evi terk ederler, ama yine de eve dönerler. İstisnalar kaideyi bozmaz. Hayal gücü -Koklarlar... Ayak, el, kafa... Ciğer, parfüm, yoksa yoksa başka bir kedi mi?.. -Görünmeyen birtakım yaratıklarla savaşırlar. -Kendi gölgelerine saldırır, gölgeyi yakalayacağım diye oraya buraya sıçrarlar. - Bazen de kendi kendilerine saklambaç oynarlar. Mazeretim var asabiyim ben... -Anlaşılmaz bir şekilde agresifleşebilirler. Bir şeye asapları bozulmuş olabilir. Durduk yere de olabilir. Size ne?.. -Durup durup iç çekerler, sağa sola ters ters bakarlar, kuyruklarını sertçe sağa sola vururlar. -Hafifçe kızdırmak keyifli olabilir ama doz iyi ayarlanmazsa suratınızda bir "j " harfi çiziktirirler! Ne tatlı şeysin sen! -Kontrol kendilerindeymiş gibi davranılmasını severler. -Onları görür görmez kucağa almak gibi bir gaflete düşülmesi halinde, pisiler bu faullü hareket karşısında şirin patilerini pençeye terfi ettirirler. -Saftırlar; ilgilerini çekecek bir şeyle (yumak/sevgi yumağı) çok kolay oynatılırlar. Ava giden avlanır... -Ele geçirmeden önce uzak dururlar. -Pusu kurup ayak tırmalarlar. - Kapı kapalıyken içeri girmeye çalışır, girince dakikasında çıkmaya çabalarlar... -Zamanla bir bakarsınız siz kendinizi onun sahibi zannederken, o sizin sahibiniz olmuştur. -Yıllardır yakalamaya çalıştıkları şeyin kendi kuyrukları olduğunu fark edince, şişe vaziyetinde oturur, az bir düşünür, sonra da kıvrılıp yatar içlerine kapanırlar... Kabullenmeniz gerekenler -Bir anları ötekine uymaz. - Abuk sabuk yerlere, abuk sabuk bir şeyler saklarlar. -Mevcut kurallara uymaktansa kendi kurallarını oluştururlar. - Neye ne tepki vereceklerini kestiremezsiniz. Gizemli davranırlar. -Dilini anlamazsınız. Miyav; evet, evet; hayır, hayır; evet, evet; belki olabilir... -Ne zaman tırnaklarını göstereceklerini bilirler. -Bir objeyle sıkılmadan saatlerce oyalanabilirler (ruj, ayna, yumak). - Sadece canları istediğinde ya da kendilerince uygun gördükleri anlarda kendilerine söyleneni anlıyormuş gibi yapar, öbür zamanlarda seslen seslen isimlerini bile tınlamazlar.... -Yaşlandıkça camdan bakmayı severler. -Gözünü dikmenin gücünü bilirler. - Kadınlar da kediler de siz konuşurken gözlerinize dinliyormuş gibi bakarlar ama o sırada akıllarından ne geçtiğini asla kestiremezsiniz... BENLER ¥ "Ben" dediğimiz şey tam olarak nedir? Halk arasında genellikle çok farklı şeylere "ben" deniyor. Bunların arasında gerçek anlamda ben denilen belirtiler, derinin rengini veren melanin maddesini yapan hücrelerden oluşanlar. ¥ Benler nasıl oluşurlar ve neden vardırlar? Oluşum sebebi kesin belli değil. Ama esas olarak kişinin kendi yapısı, tamamen kendi genlerindeki özelliklere bağlı. Bir kısmı doğumsal olabiliyor. Sonradan ortaya çıkanlarda özellikle genetik yapıya ek olarak ultraviyolenin, yani güneşin etkisi çok büyük. ¥ Güneşin benlere etkisi nasıl oluyor? Güneşi gördükçe hem sayıları artıyor hem de yapıları bozulup, dejenere olabiliyorlar. Güneş etkisi derken, burada özellikle ani ve yüksek dozdaki güneş çok önemli. Özellikle yanık yapacak boyutta, kızarma, soyulma vs. gibi durumlar, deri kanserine dönüşme riski taşıyabiliyorlar. ¥ Tehlikeli benleri görünüşlerinden anlamamız mümkün mü? Belli bir ölçüde anlaşılabilir. Bir kere benlerin sayısının çokluğu önemli. Koyu renkteki benler, renk düzensizliği, mesela bir benin içinde birden fazla renk varsa bunlar da tehlikeli. Ayrıca normalde oval ya da yuvarlar olan benlerin sınırları düzensiz, yani dantel gibi girintili çıkıntılıysa bu da riskli bir durum. Benlerin hareketlenmesi de bir o kadar önemli. Normal duran bir ben kısa süre içersinde büyümeye ya da hızla renk değiştirmeye başlarsa, dikkatli olmak gerek. Bunun yanında benlerin büyüklüğü de önemli. Yarım santimden itibaren, kayda değer belli bir risk taşıyorlar. Benlerin bütününe bakarsak ve hepsini birden değerlendirirsek, melanoma (kanser) dönüş riski yüzde bir civarındadır. Yalnız yarım santimden sonra, yavaş yavaş kademeli olarak tehlike artar. ¥ Peki, kanser riskini ortadan kaldırmak için ne yapmalıyız? Yılda bir gibi belli aralıklarla doktor kontrolüne gidilmeli. Özellikle çok sayıda beni olanlar için geçerli bu. Bunun yanında güneşten korunmak çok önemli. Güneş cildi tetikleyici bir faktör. Bir de benlerin korunmasında, zedelenmemelerine dikkat etmek gerekir. Çarpma, vurma, sürtme gibi... ¥ Et benleri de aynı riski taşıyor mu? Genelde halkımız kabarık olan benlerin daha tehlikeli olduğunu düşünür. Oysa ki aksine, deriden kabarıklaştıkça tehlike azalır. ¥ Bazı insanlarda doğum lekesi gibi büyük benler vardır. Bunlar da risk kapsamına giriyor mu? Evet. Bazılarında 5 cm, 15 cm gibi büyük benlere rastlayabiliyoruz. Bunlarda ciddi oranlarda, özellikle 20 cm üzerine çıktığı zaman, yüzde onbeşleri bulan melanoma dönüş riski bulunuyor. ¥ Ben aldırmanın tehlikesi var mı? Genelde benler çıkarılınca kanser olunduğuna inanılır, ama benin tamamının vücuttan atılmasıyla hiçbir şey olmaz. Benden ve onun tehlikesinden kurtulmanın en sağlıklı yolu budur. Ama ben vücut üzerinde dururken kesilir, koparılır ya da takılıp düşme gibi nedenlerden koparsa, bu tehlikelidir. ¥ Ben aldırmak basit bir işlem mi? Evet. Benin çevresine iğneyle lokal anestezi yapılıyor. İşlem yarım saat kadar sürüyor. Kaşkol modası Rengarenk ve sıcacık atkı-bereler, sadece soğuktan korunma aracı değil, şıklığınızı tamamlayan vazgeçilmez bir aksesuar aynı zamanda. Klasik kaşmir atkılardan pullu, tüylü geniş atkılara, daha çok şapkaya benzeyen iri iri örülmüş berelere kadar uzanıyor çeşitler. Geçen yıldan beri el örgüsü olanları pek bir ilgi görüyor. Bu yüzden hazır giyim markaları da, el örgüsü gibi görünen, iri ilmekli atkı ve bereler hazırlıyorlar. Siz de örebilirsiniz Kalın, uzun tüylü yün iplerle yapılan bu atkı-berelerden, elinizden geliyorsa siz de rahatlıkla örebilirsiniz. Kalın, bol tüylü ve örüldüğünde batik gibi görünen, karışık renkli yünler tavsiye ediliyor atkı için. Uzun tüylü yünler, örüldüğünde kürk gibi duruyor. Bunlardan şal ve bere takımlar yapabilirsiniz. Bere için olmasa da, atkı ve şal örmek için özel hazırlanmış, aralarına parlak boncuklar geçirilmiş yünler, bu sezon yeni çıkmış. Vitrinlerde ise ağırlık el örgüsü gibi görünen atkı ve berelerden yana. Simli yünden yapılmış olanları, dantel gibi motiflileri, çizgili dokuma atkıları çokça göreceksiniz. Atkının boyu dize iniyor, püskülleri, neredeyse yerleri süpürüyor. Atkı, bere ve eldivenin, aynı renk ve desende olması gerektiğini düşünürüz hep. Ama bu kış üretkenliği kullanmak, kalıbın dışına çıkmak serbest. Mesela, kareli tüvit bir başlık ve düz renk, ince dokuma bir atkı birlikte kullanılabiliyor. El örgüsü atkılarla, yine el örgüsü bereler kullanılmalı ama aynı renk olmaları şart değil. Atkı ve beredeki siyah-beyaz zıtlığı sıkça kullanılıyor.