Keyifli pazarlar

Tatsızlık çıkmasın diye bugün kendimle diyaloğa girmiyorum, herkese günaydın diyor havadan sudan başlıyorum…

 

Klimayı açayım dedim, klima açıkmış. Öyle bir hava, öyle bir sıcak…

 

Arabadan gelen en küçük tıkırtıyı bulana kadar yolculuk boyunca sesin nereden geldiğini arayan beyler, size de selam olsun…

 

“Ben her şeyi hallederim ama önce bir kahve içmem lazım” diyenler el kaldırsın…

 

Ünlü bir Halimanya atasözü der ki; “Yakışırken giyin. Öğütürken yiyin. Ayaklar tutuyorken gezin.”

 

Dünyanın en meşhur iki cümlesi; I love you, Made in China. İkisinin de garantisi yok!..

 

Ortada hiçbir şey yokken bir anda modu düşenler, buradasınız biliyorum...

 

Arkadaşlarla iki demlik çay bitirip üstüne Türk kahvesi ile kapanış yapmalık bir ev buluşması lazım diyorsan gel bir sarılalım…

 

Tişörtü ters giyince kafayı çıkarmadan sadece kolları çıkartıp düzeltenlerden zarar gelmez, sevin onları…

 

Neden hep yoksulların yoksulluk sınırı belirlenir? Niçin zenginlerin tokluk sınırı belirlenmez. Oysa doymak bilmeyen onlar değil mi?!.

 

Tıpta yeri yok ama arada bir kabuğuna çekilip ortadan kaybolmak iyileştirir…

 

Tatlı krizi tuttuğunda, misafir odasında duran vitrinin içindeki yıllanmış nikâh şekerlerine gözü takılanlar, yapmayın derim…

 

Herkesin “Eaah, yeter be senle mi uğraşıcam!” noktası vardır…

 

Hiçbir şeyi ikinci defa anlatacak kadar tahammülüm ve ikinci defa soracak kadar merakım kalmadı diyorsan sen de bizdensin…

 

Ayıp olur diye istemediğiniz hiçbir şeyi yapmayın artık, niye bize ayıp olmuyor muydu ama yine de yaptılar...

 

Arkana bakma... O tarafa gitmiyorsun!..

 

Bu kadar çok tarihe tanıklık etmek zorunda mıydık? Bazı konular biraz da bizden sonraki nesle şok yaşatsaydı, çok üstümüze gelindi çok…

 

Bu yükü sen mi sırtladın yoksa üzerine mi devrildi, işte orası mühim…

 

Burası dünya, nereye varsan varamadığın yerdesin bacım affedersin…

Ninem diyor ki; Ahmağa yüz, abdala söz vermeye gelmez!..