Aşk terörü, taze aşık çiftlerin abuk subuk şeylerden neşelenip, birbirine bakıp bakıp kikirdediği aşkın ilk evrelerindeki romantik eylemler bütünü... En basma kalıp olanlar; yaşa başa bakmadan uçan balonlar, peluş hayvancıklar, bebek-çocuk tandanslı konuşmalar... Otobüs falan beklerken, ya da herhangi bir sebepten ayakta dikilirken koala gibi sarılmaca... Elleri birbirine yapıştırıp parmak boylarına bakmaca, ölçmece... İşaret parmağı ile kızın burnunun ucuna dokunup çekmece. Daha sonra bakışıp gülümsemece... Ya da çenesinin alt tarafını işaret ve baş parmakla hafifçe sıkıştırıp bırakmaca, o da aynı kapıya çıkar, gülümsemece... Sevdiceğin ağzının kenarında kalan ekmek, poğaça, simit vs.. kırıntısını büyük bir itina ve şefkatle alıp yemece... Sonrasında gelen, ben senin hiçbir şeyinden iğrenmem bakışı... Esprisi iğrenç olsa da kahkahalarla gülmece... ''seni, yanımdayken bile özlüyorum'' tarzı, o an için anlamlı gelen cümleler kurmaca... Sanki kendi kendine beceremezmiş gibi yemeğini yedirmece... Günde on kere çaldırıp kapatmaca... Telefonla zırt pırt arayıp "naapıyosun?" demece (gecenin kör bi saati uyandırmak da dahil) Telefonda konuştuktan sonra 'önce sen kapa sorunsalı' yaşamaca... Parmak güreşi yapıp kikirdemece. Genelde kız "yaaaaaaaa, kik kih" erkek de "eheheh" diye latif laflar eder... Rakamlardan anlamlar çıkarmaya, bunları ilahi bir tesadüfe bağlamaya çalışmaca. "Aaa! Benim adımın harf sayısı ile senin adının harf sayısının geometrik ortalamasını alırsak üç ediyor. Bu bir tesadüf olamaz!!" 'Hayatımın erkeği-kadını' bakışıyla uzun vadeli hayaller kurmaca, bunu yaparken keleş keleş gülümsemece... Birbirlerine 'aşkısı, böcüsü, canısı, bebiş... gibi isimler takmaca... Elleri, her ahval ve şerait altında birbirinden ayırmamaca. Hatta, eli sevgilinin pantolonunun arka cebine sokarak, karşılıklı çapraz kimin eli kimin neresinde yürümece falan feşmekan. İnsanda direk boğazlama isteği uyandırıyor. Pataklamak da isteyebilirsiniz... Bu, romantizm değil aşk terörü. Zira çevreye dehşet saçıyorlar... Sanki dünya pespembe; gökyüzünde bulutlar değil kalpler uçuşuyor, hava çilek-hindistancevizi kokuyor... Taze romantik aşıklar kendimizi böyle bir sahnede zannetmemize sebep oluyor ki; bünyeye zarar. Böeeeh!.. Ninem diyor ki: Ar gözden, kâr yüzden anlaşılır