Köprüden önce son çıkış

A -
A +

Merhabalar, ben psikoloğunuz Ruhi Ruhuna. Siz de Pembe Zamanlar olmalısınız. Buyrun rahat olun. Halime Hanım, son zamanlarda köşesinin garip davranışlar sergilemesinden dolayı oldukça endişeli. Paylaşmak istediğiniz bir şey var mı? - Harflerin arasından matbaa kurşunu değdiiii, matbaa kurşunu değdiiiiii... - Hımm... Bir arayış mı acaba canınızı sıkan? - Arayış falan değil, darallar geldiydi; öyle bir ara rastgele çevirdim. - Anlıyorum. Peki Pembe Zamanlar, çocukluğunuza inelim. - Sene 1450'ler falan. Kar, adam boyu. İnanmazsın, ben bir yandan selüloz topluyorum ormandan, Gutenberg almış pimaşı silindirmiş gibi döndürüyor falan. Derken matbaayı bulduk vesselam. - Hımm... Hayalgücü... Sanrılar görüyor musunuz? - Hayır, ama bir PR böcüğü var, hep beni ısırmaya çalışıyor. "Hâlâ kitaplaştırılmamış olman; senin, litrelik asidi kaçmış bir gazoz olduğunun şaşmaz sağlamasıdır" diye bağırıyor. Bak! Bak bak, hunimin kenarına kondu bak! - Anladım... Bir dahaki seansa kadar rüyalarınızı not almanızı istiyorum. - Hep aynı rüya. Yazarın teki haykırıyor, "Yayna yayna (yayın evinin girişindeki ayna) Var mı benden daha çok satanı?" Bir şarkı var bööyle Fransızca, çok havalı, o çalıyor. Yayıncı, on metre rulo kağıda alt alta aşk minvaliyle yazılmış bir 'bestseller'ı kafama kafama vuruyor. Zoruma gidiyor! - Hımmm, paranoid, şizoid, duralit... Peki siz ne yapıyorsunuz? - "Onlar halka değil fil!" diye bağırıyorum. Gözyaşlarımı dizgi makinesi buharında kurutuyorum. Ordan korsan kitapçıların eline düşüyorum. Çaylak yazarsın ya direkt kürek mahkumu... Belki dokunaklı bitişler yazamıyorum ama bizzat yaşıyorum!.. - Evet, sustunuz? - Doktor! Senin kafan da köşeli! - Sakin olun, köşenizde kalın, kımıldamayın! Hemşire, hastaya damardan kuşe kağıt verin, acile sevkedin. Durumu, kendini tavşan sanan altmış ikiden de vahim. Anons geçilsin! *** Kayan alt yazı: Köşede yatmakta olan yazılar için acil A pozitif (A kalite, pozitif tutum) yayınevine itiyaç vardır. Anons: Dikkat, dikkat! Köşe yazılarının derlenmesine sıcak bakan, makalelere 'iki kilo domates' muamelesi yapmayacak, 'Taze yazarsın, patates baskısına bile razı olmalısın' mantığı gütmeyecek, gütse dahi mütenasip bir lisanla nakil nezaketine sahip, "Telif yok, sadece prim....Yanında tuttuğun, kopardığın senin" demeyecek, "Abi evde çocuklar üç gündür aç, etme gözünü seveyim" dedirtmeyecek, cam bardakta çay ikram edecek, noktaya virgüle basıp düşmeyecek ve mümkünse daha önce tabak çanak kuponu basmamış yayınevi aranmaktadır. Yazıları miyop olmadığı halde yakından takip etmişler tercih sebebidir. Başvurular gizli tutulacaktır. >>> Ninem diyor ki: Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını >>> Profesör Mualla: Yüzünü güneşe çeviren insan, gölge görmez

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.