Lens takarken doktora sorun!

A -
A +

Aaah Evropa! "Yav Papa, hatun bana yüz vermedi, erkeğiz tabii, gurur yaptık; cadıdır diye ihbar ettik, yaktılar. Galiba günah oldu ha?" "Bağışlarız. Pişman mısın?" "Pişmanım." "50 papel yeter. Ama bak başka günahın varsa söyle, hesap gününde ortaya çıkar, geriye günahın kalmasın" "Hımm, bir yanlışım daha oldu papa efendi ama derin mevzu. Dillendiremem" "150 papele bitiririz. Ama bi de; kiliseye ikiye iki ebatlı bir heykel yaptır, şöyle yaldızlı falan janjanlı olsun, başpiskoposa da bir meyve suyu kap gel, hadi günahsız evladım!.." Yani, Orta Çağda 'Evropa'lıların günahlarından; kiliseye hayır yaparak, aç kalarak falan arınma hadisesi... Bizimkiler de VızztTur'un üç gün iki gecelik Avrupa turuna katılıyor, katedrallere bön bön bakarak ve bir de sırıtarak fotoğraf çektiriyor, "Adamlar ne yapmış be!" diye de konuşuyor. Yapar tabii, adam sıkmış komşunun gırtlağını, dikmiş sütunu, çalmış kiliseye çan taktırmış. Akıllara zarar bu "geçmişinden zeka fışkırtma" yarışmasına; Batı Avrupa, binlerce yıl kuyruklu yıldızları insanların sıkıştırılmış günahları oldukları inancıyla; Fransa, sosyal aktivite diye koca bir yüzyıl boyunca torbalar dolusu kedi yakmasıyla; İsveç, belediye başkanlığı seçimlerinde "masanın ortasına konan bit, hangi adayın sakalına atlarsa o seçilsin" yöntemini kullanmasıyla katılıyor. Adaylar çok, kategori yelpazesi geniş, lakin yerimiz dar. Orta Çağ Avrupasından zeka fışkırmasa da fışkıran bir şeyler vardı, ne yalan söyleyelim şimdi! Banyo yasak. Günah... Yıkanırlarsa gözenekleri açılır içine de cinler, günahlar falan girer hani! Spatulayla deri kabuklarını kazırdı en temizi. Tuvalet kültürü yok! Yemişler, içmişler, bir kaba yapmışlar, yallah tazyik nidalarıyla pencereden sallamışlar. Aaah Paris... Aaah Evropa... Efendim, ya sanata verilen önem? Artmış!.. "Kaçıl senyör oradan, kafaya gelir bak!" falan derken operayı bulmuşlar. "Ne yapalım dışkıdan da olsa dışa vurumdur bu, bir sanatımız daha oldu" diye de sevinç yapmışlar. Avrupalı erkekler de kadınları için hayatı kolay hale getirmiş. "Antuanette, rahat ol güzelim. Diktiririz bir kabarık elbise hem gezersin hem rahat edersin" demiş, tuvalet adı verilen kıyafet ortaya çıkıvermiş. Leydiler, eldivenlerinin içine naftalin bastılar. Kafaları kazıtıp peruklar taktılar. Büyük küçük ayrımı yapılmaksızın umuma açık olduğundan Adalet Sarayı'nı, Opera binalarını, yolları, evi, köyü her yeri batırdılar. Bu iğrenç kokulara çare olarak da keskin kokulu parfümler yaptılar. Aah, Evropa! Kilisenin ağırlığını koyduğu, kralların sembolik kalıp derebeylerinin yolunu bulduğu, vebanın ve her türlü hastalık, açlık, pislik ve sefaletin kol gezdiği Evropa... Sayemizde iki kalıp sabun görüp gömüldükleri pislikten kafalarını dışarı çıkaranlar adam olmuş, bize kafa tutuyor! Eli ardına dönmekten aciz kralların yönettiği milletler bize yönetimden sosyal hayata kadar hijyenden dem vuruyor. Aah, Evropa ah... Bakımlı kadın modeliyle bize tonlarca kozmetik ürünü satıyor, reklamlarda "Sağlıklı cilt temizlikle" başlar sloganı atıyorlar. Siz nereye ne sıvayacağınızı bulamazken, biz gül suyuyla cilt temizliyorduk cicim. Ha? Onlar Orta Çağda mı kaldı? Gidin bakın. Hem Avrupa görmüş olursunuz. Seyahate çıkarken yanınıza fazla şey almanıza gerek yok. Her şeyin âlası var zaten orada ya... Ama bavulun kenarına bir maşrapa sıkıştırın, yer kaplamaz! Ninem diyor ki; Çeşme başı pıtırak, gelin kızlar oturak, ne oturak ne durak, evlenek de kurtulak! Profesör Mualla Bilgi mazidir, hikmet istikbal Lens takarken doktora sorun! Gözümüzün en dış kısmında şeffaf bir katman olan kornea tabakası bulunur. Bu katman göz içi sıvısı ile dolu olan bir odanın (göz ön odası) ön duvarını oluşturur. Bu odanın arka duvarı ise iris denen (göze rengini veren), göz içi kasları ile hareket edebilen bir yapıdan oluşur. İrisin orta kısmında dairesel bir boşluk vardır. Bu boşluğa pupil (göz bebeği) ismi verilir. İrisin hareketi ile bu boşluk genişleyip daralabilir. Değişik iris renkleri vardır. Bunlar ırka ve kişiden kişiye değişmektedir. Günümüzde kozmetik amaçlı olarak kullanılan ve göz rengini istenen bir başka renge değiştiren kontak lensler vardır. Kontak lensler çok ince ve özel maddelerden yapılırlar. Yapım teknolojisi ve kullanılan maddelerin yapısına göre oksijen geçirgenlikleri farklıdır. Daha çok oksijen geçirebilir olmak, daha uzun süre gözde kalmayı sağlamaktadır. Kolayca, sıvıların yüzey gerilim kuvveti ile kornea üzerine tatbik edilirler. Üçe ayrılırlar Genelde kozmetik amaçlı lensler yumuşak karakterdedirler. Üç grupta incelenirler: Oksijen alıp verme özelliği %38 olan ve sabah takılıp akşam çıkartılan lensler. Günlük konuşmalarda haresiz lens olarak bilinen lenslerdir. Daha yüksek oksijen alıp verme yeteneğine sahip %55'lik lensler, geceleri de gözde kalabilmektedir. Alınan lensin marka ve kalitesine göre değişen sürelerde gözde kalabilmektedirler. Hareli lensler olarak isimlendirilmektedirler. Oksijen alıp verme yeteneği %38 olan ve renkli kısmın en dışında siyah bir halka taşıyan lensler. Bu lensler de 12 saat kadar gözde kalabilmektedir. Bakımı önemli Lensler her ne kadar kozmetik amaçlı olarak kullanılsa da, onların birer sağlık aracı olduğunu hiç unutmamalısınız. Gözlerimiz son derece hassas organlardır. Uygun şartlarda korunmayan göz ve uygun bakılmayan lensler ciddi sağlık problemlerine neden olabilir. Basit bir konjonktivitten en ağır göz ülserlerine kadar problemler görülebilir. Bu nedenle lensler uygun solüsyonlarla ve solüsyonların üzerinde tarif edildiği şekilde temizlenmeli, durulanmalı, korunmalı ve uygun sağlık şartlarının olduğu ortamlarda, gösterildiği şekilde takılmalıdır. Günümüzde tek bir solüsyon, temizleme, durulama ve koruma işini yapabilmektedir. Bir çok marka ve çeşitli temizlik, durulama, koruma solüsyonları vardır. Göz doktorunuzun önereceği solüsyonları kullanmanız çok önemli bir konudur. Mutlaka göz doktorunuza danışın, göz muayenesinden geçin. Göz doktoru dışında kimsenin tavsiyesine uymayın. Aldığınız lenslerin ambalajlarının kesinlikle açılmamış, yırtılmamış olduğundan emin olunuz. Tercihen dünya markalarını kullanın. Lens alırken, lensin kullanım süresini mutlaka sorunuz, orijinal kataloglarına bakınız. Lensin bakımı için gerekenleri mutlaka tam olarak uygulayınız. Hangi taş ne zaman Mücevher ve süs taşları, hepimiz için vazgeçilmez takılardır. Uzmanlar hem kıyafeti tamamlayıcı, hem de zarif gösteren bu takıların mevsimlere göre takılması gerektiğini vurguluyorlar. İşte her mevsimde kullanılması gereken taşlar: * İlkbaharın taşları: Ametist, yeşil elmas, krisoberil, spinel, pembe topaz, olivin (peridot) ve zümrüt. * Yaz taşları: Zirkon, garnet (demantoid ve uvaroit), krisoberil, spinel, pembe topaz, yakut ve ateşopali. * Sonbahar taşları: Hyacinth, topaz, safir, dumanlıkuartz, turmalin, krisolit. * Kıştaşları: Elmas, kaya kristali, renksiz safir, turkuaz, kuartz, aytaşı, inci ve spektrolit. Alkol, meme kanseri riskini ARTIRIYOR! Obez kadınların, normal kadınlara oranla meme kanserine yakalanma riskinin 2 kat daha fazla olduğu belirtildi. Alkol kullananlarda meme kanserine yakalanma riskinin ise yüzde 40-60 arasında artış gösterdiği kaydedildi. Diyarbakır Dicle Üniversitesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Özateş, yağ tüketimiyle meme kanserine yakalanma riski arasında bir ilişki olduğunu söyledi. Doç. Dr. Özateş, "Obez kadınların, meme kanserine yakalanma riski 2 kat daha fazla. Yağ tüketiminin azalmasıyla meme kanseri oranı azalmaktadır. Bu risk alkol dozuyla ilişkilidir. Alkol kullananlarda meme kanseri riski yüzde 40-60 arasında artış göstermektedir" diye konuştu. vitrine çıkanlar Maceracı ruhu taşıyanlara! Klasik çizgileri maceracı tarzıyla bütünleştiren Timberland'in yeni modeli; kahverengi, siyah, lacivert ve metal renkleriyle farklı olmayı hayat tarzı olarak benimseyenlere hitap ediyor. Su geçirmez Timberland'de, kadran, kayışın ve dikişlerin mükemmel uyumuna şahit olacaksınız. (0212) 514 05 05 Ayaklarınız yaza hazır mı? Terlik sektörünün iddialı isimlerinden My-Ter 2004 yaz sezonuna sürpriz modellerle hazırlandı. Bu yaz canlı ve pastel renklere ağırlık veren My-Ter'le ayaklar daha şık ve rahat olacak. Aynı zamanda dünyaya açılan bir marka olan My-Ter, 7'den 70'e herkese hitap ediyor. (0212) 535 74 74

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.