Masallar değişti

A -
A +

Güya bahar geldi ama ava halaa buz gibim! Bizim işler de kesat. Ayazda kalmış gırnatam, donmuş. Üflerim üflerim ne bir nota çıkar, ne bir tırt. Yalanım varsa na büüle çarpılayım; zobaya atacak udun kalmadı! Gittim, bizim şoparlardan Kanka Kredisi istedim, episi benden züğürt çıktı. Banka kredisi istedim, süslü gacı "kredi talep amacınız?" diye tersledi. "Klarnetçi yavrusu ne yapacaksın o parayı?" demeye getirir. A be, Bolivya'da darbe yapacam! Tübe tübe... Asabiyetimden darbukaya diye müdüre şaplatmışım. Bi ırrrgürr çıktı, terlikler tükürükler havada uçuşur!! Ayaatımız masal be... Arsa gibi bi güvenlikçi attı beni dışarı, bir de bağırdı "Git oku karıncayla ağustos böceği masalını." A be ne okuycam, bilirim ben o hikâyeyi taa ilkokuldan. Siz de birlisiniz; Vaktiynen te bizim Kirpi Üsmenlerin arkadaki tarlada bir karıncaynan (açıkgöz şoparın teki) Avustoz böceği (haşere âleminin güzel abisi, sanatkârı böcek) yaşar... Karınca, konservatuar sınavını kazanamayınca hırs yapar, esnaflığa başlar. Yaz boyunca çalışır, çer çöp ihalelerine girer, ucuza çuvallarnan çekirdek kabuğu kapatır. Tefecilik de yapar mı bilmem günaaa buuynuna. Avustoz böceği ise, sanaatkâr ayvan. Bütün yaz çalar söyler. Yetenekli de şopar, darbukaya vurdu muydu; 'tuurrrruuup trrrakatakaka...' millet oracıkta oynamaya başlar! Bir de tok gözlü, gariban babası; kazandığını sipaliyi hem yer hem yedirir. Kara kış dayanır kapıyaaa... Stokçu Karınca, evinde Berlusconi'den beter keyif yaparkene Avustoz Böceğ acıkır, gider bunun kapısına. Ayyvan Karınca, güler bir de ezikler; "bana ne be düdük, yaz boyu çaldın şimdi de oyna." Tüüü, yazzzıklar olsun sana... ne olurdu sankim bi tabak daha koyaydın sufraya? Avustoz böceği içerler, ince ruhlu en güzel bi duygunun ayvanı ne de olsa. Son kontürüynen arar; "Alo Komiserim bi ihbarım olacaktı; Karınca kod adlı teröristin yuvasını yapasınız, orayı örgüt evi olarak kullanır. Ayrıcana, köstebek de İl Tarım Müdürlüğü'nün altını kazar ama o şimdilik kalsın. Bir dost" der. Dertli dertli çalarkene, belgesel çekmeye gelen bir Franfıs bunu fark eder. Der; "a be ne aaarika bi yetenek!" Alır memleketine götürür. Avustoz böceği, Fransa Kraliyet Korosunda şef olur. Elalll olsun! Övvroya övro, paraya sipali demez. Memlekete dönünce, Toki'nin Beylikdüzü'ndeki konutlarda düzinelerce alır. İçeriden yeni çıkan Karıncaya da acır, ona merkezî bi yerde kuruyemişçi açıp öz baldızıynan everir. Hikaayenin dersi; çalışkan ulmak lazımdır ama komşun açken tok yatılmaz! Yardım isteyen el boş bırakılmaz be yaa! Na büüle madara olursun. Gökten üç elma düşer, biri bana , biri size, üçüncüyü de...? beygir yidi... > Ninem diyor ki; Ekmeğini yalnız yiyen, yükünü dişiyle kaldırır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.